Sağlıklı beslenmenin, düzenli
uyuma ile egzersiz yapmanın önemli olduğunu söyleyen Tınaz, “Sınav öncesinde ve
gerekli olduğunda sınav esnasında nefes ve gevşeme egzersizleri yapılması da
kaygının etkilerini azaltır. Etkili çalışma alışkanlıkları ve soru çözme
biçimleri benimsenmeli. Sınava hazırlanırken zamanın iyi kullanılarak son gece
ders çalışılmaması ve özellikle üniversite sınavından birkaç gün önce
çalışmanın sonlandırılması önem taşır” diye konuştu.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı için (YKS) geri sayım başladı. YKS’nin 1’inci oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) 30 Haziran Cumartesi, 2’nci oturumu Alan Yeterlilik Testi (AYT) ile Yabancı Dil Testi (YDT) 1 Temmuz Pazar günü yapılacak. Sınavlara girecek öğrenciler çok heyecanlı, keza veliler de öyle. Ancak bu durum sınav kaygısını da beraberinde getiriyor. Dahası, yoğun stres hata yapma olasılığını artırabiliyor. Peki, bunun için neler yapılmalı? Başarıya ulaşmak için altın kurallar var mı? Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Pınar Tınaz, sınava girecek öğrenciler başta olmak üzere velilere de bir dizi tavsiyede bulundu. Her şeyden önce sınav kaygısının ne olduğunun iyice kavranması gerektiğine işaret eden Tınaz, şunları anlattı: “Sınav kaygısı, sınava yeterince hazırlanamama veya sınava hazır olunsa da sınavda istenilen başarıyı elde edememeye neden olan yoğun kaygı durumudur. Farklı yaş gruplarında görülebilen ve farklı sınav türleri için genelleştirilebilen sınav kaygısı, özellikle üniversite sınavına hazırlanan gençlerde yaygın olarak görülür.”
Bildiği konuyu unutturur
Sınav kaygısının fizyolojik belirtilerini sıralayan
Tınaz, “Bu, solunumun ve kalp atışlarının hızlanması, mide bulantısı, baş
ağrısı, uyku düzeni bozuklukları gibi çok sayıda belirtiyle kendini gösterir.
Öfke, huzursuzluk, sinirlilik hali, karamsarlık gibi duygusal belirtiler fizyolojik
belirtilere eşlik eder. Kaygının sınava hazırlanma ve sınav sırasında soruları
yanıtlama ile belki de en fazla ilişkili olan belirtileri bilişseldir. Bilişsel
belirtiler arasında dikkat dağınıklığı, unutkanlık, odaklanamama, yetersiz ve
değersiz olduğunu düşünme sayılabilir. Kaygı nedeniyle öğrenciler düşüncelerini
düzenlemekte, bildiği konulara ilişkin soruları yanıtlamakta ve sınav içeriğine
odaklanmakta zorluk yaşarlar” dedi.
Sınav kaygısının çok sayıda bireysel ve sosyal nedeninin bulunduğunu vurgulayan Tınaz, sözlerine şöyle devam etti: “Sınava yeterince hazırlanamama, sınav hazırlığı için zamanın iyi kullanılamaması, etkili ders çalışma ve soru çözme yöntemlerinin geliştirilmemiş olması sınav kaygısının belirtilerinin görülmesinde rol oynar. Öğrencilerin sınava ilişkin gerçekçi olmayan düşünce biçimleri ve sınava yüklenen olumsuz anlamlar sınav kaygısının ortaya çıkmasında rol oynayan en önemli etmenler arasında sayılır. Öğrenciler sınava ne kadar hazırlansalar da, başarısız olacaklarını düşünme veya sınavda başarılı olmayı yaşamda başarılı olma ile ilişkilendirme gibi çok sayıda gerçekçi olmayan düşünce ve tutum geliştirirler. Sınav kaygısına etki eden diğer önemli bir etmen ise öğrencilerin sınava ilişkin gerçekçi beklentilerinin olmamasıdır. Sosyal çevrenin ve özellikle ebeveynlerin öğrenciden beklentilerinin yüksek olması da kaygıyı artırır.”
Kendinize mantıklı açıklamalar yapın
Sınav kaygısının doğrudan sınav ile ilişkili olduğunu
ifade eden Tınaz, bunun yalnızca bireyin sınavlardaki başarısını
etkilemediğini, yetersizlik duygusu ile özgüven eksikliği gibi uzun süreli
etkilerinin bulunduğuna işaret etti. “Bu nedenle öğrencilerin sınav kaygısıyla
duygusal, bilişsel ve davranışsal baş etme yöntemlerini öğrenmeleri ve
uygulamaları önem taşıyor” diyen Tınaz, sınav kaygısının azaltılabilmesi için
öncelikle fiziksel sağlığa dikkat edilmesinin gerektiğini belirtti. Sağlıklı
beslenmenin, düzenli uyuma ile egzersiz yapmanın önemli olduğunu söyleyen
Tınaz, şunları kaydetti: “Sınav öncesinde ve gerekli olduğunda sınav esnasında
nefes ve gevşeme egzersizleri yapılması da kaygının etkilerini azaltır. Etkili
çalışma alışkanlıkları ve soru çözme biçimleri benimsenmeli. Sınava
hazırlanırken zamanın iyi kullanılarak son gece ders çalışılmaması ve özellikle
üniversite sınavından birkaç gün önce çalışmanın sonlandırılması önem taşır.”
Tınaz ayrıca, öğrencilerin yeni bir zihinsel yapı oluşturmalarının sınav
kaygısının azaltılmasında önemli rol oynadığının önemine değindi. Tınaz,
“Gerçekçi olmayan düşüncelerin ve beklentilerin, sınav sırasında ortaya çıkan
olumsuz otomatik düşüncelerin ve olumsuz duyguların mantıklı açıklamalar ile
azaltılması, öğrencilerin sınavlara karşı olumlu bir tutum geliştirmelerinde ve
sınavda başarılı olabileceklerine ilişkin inançlarının oluşması açısından
önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Gerekirse psikolojik yardım alınabilir
Öğrencilerin sınav kaygısı ile baş etmelerinde
ebeveynlere de önemli rol düşüyor. Tınaz, bu doğrultuda ebeveynlerin kendi
kaygılarını çocuklarına yansıtmamaları gerektiğini belirterek, “Sınava ilişkin
gerçekçi beklentilerinin olması, çocuklarını dinlemeleri ve anlamaya
çalışmaları, onları desteklediklerini ifade etmeleri öğrencilerin kaygı ile baş
etmeleri açısından önem taşır” diye konuştu. Fakat bazı durumlarda psikolojik
destek de alınabilir. Tınaz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Sınav kaygısı
ile baş etme yolları etkili olmuyor veya yüksek düzeydeki kaygı nedeniyle baş
etme yöntemleri denenemiyorsa, kaygıyla baş etmek için uygun olmayan ya da
bireye zarar verici yöntemler uygulanıyorsa, kaygı belirtileri nedeniyle
işlevsellik bozulmuşsa, hatta davranış bozuklukları görülüyorsa psikolojik yardımın
alınması gerekebilir.”
YORUMLAR