Anadolu Sağlık Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi
Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Göçmen, “Sinir sıkışmaları özellikle 40-60 yaş
aralığındaki kadınlar, piyanistler, kuaförler, bilgisayar operatörleri,
bankacılar, diş hekimleri, heykeltıraşlar ve ev kadınları gibi ellerini aşırı
kullanan kişilerde daha sık görülüyor” açıklamasında bulundu.
Sinir sıkışmalarında etkilenen sinire göre şikayetlerin de değişebildiğini ancak genellikle uyuşukluk, ağrı, keçeleşme ile başlayan şikayetlerin, sorun ilerlediğinde güçsüzlük ve kaslarda erimeye kadar gidebildiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Göçmen, “Eğer hastalar istirahat, rehabilitasyon veya diğer tedavilerle iyileşmezse ve tetkiklerde ağır düzeyde sinir sıkışıklığı saptanmışsa cerrahi tedavi yapılması uygun olur” dedi.
Diyabet, menopoz,
duruş bozuklukları ve ani kilo kaybı sinir sıkışmalarına neden oluyor
En sık görülen sinir sıkışmasının karpal tünel sendromu
adıyla bilinen ve el bileğinde median sinirin sıkışmasıyla ortaya çıkan klinik
tablo olduğunu söyleyen Doç. Dr. Selçuk Göçmen, “Ayrıca, dirseğimizin dış
kısmında ulnar sinirin ve dizimizin yan-dış kısmındaki peronel sinirin
sıkışmasına ait klinik tabloları da sık görülen sinir sıkışmaları arasında
sayabiliriz” şeklinde konuştu. Sinir sıkışmasının nedenleri arasında diyabet,
romatizmal hastalıklar, tiroit hastalıkları, menopoz, oturuş ve duruş
bozuklukları, kırılan ya da yerinden kayan kemikler, hamilelik, obezite, ani
kilo kayıpları, tümörler, tekrarlayan yanlış hareketler, otururken ve yatarken
yapılan yanlış pozisyonlar sorunun görülme oranını artıran başlıca faktörler
olduğunu belirten Doç. Dr. Selçuk Göçmen, “Cisimlerin elle sıkı ve şiddetli bir
şekilde tutulması, bileğin aşırı bükülmesi gibi aktiviteler de benzer şekilde
görülme oranlarını yükseltiyor” dedi.
Sinir sıkışması
yürüyememeye ve yazı yazmaya engel olabilir
Sinir sıkışmalarının tedavi edilmemesi durumunda günlük
aktivitelerde güçlük çekilebileceğini ve yürüme sorunlarının görülebileceğini
söyleyen Doç. Dr. Göçmen, “Sinir sıkışması elde ise, hastalarda poşet taşıma,
yazı yazma, bardak tutma gibi günlük aktivitelerin yapılmasında ciddi güçlükler
ortaya çıkar. Bacaklarda olan ileri derece sinir sıkışmalarında ise hasta
yürüyemez, ayağını sürümeye başlayabilir. Bu da ayağının takılıp düşmesine,
merdiven çıkamaması, araç kullanamaması gibi problemlere yol açabilir” dedi.
Ağır düzey sinir
sıkışmaları cerrahi yöntemi ile tedavi edilebiliyor
Hafif ve orta düzeydeki sinir sıkışmaları için uygulanan
konservatif tedavinin sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için olduğunu,
tedavide ayrıca iltihap giderici ilaçların da yazılabildiğini veya kortizon
enjeksiyonlarının yapılabildiğini belirten Doç. Dr. Selçuk Göçmen, “Eğer
hastalar istirahat, rehabilitasyon veya diğer tedavilerle iyileşmezse ve
tetkiklerde ağır düzeyde sinir sıkışıklığı saptanmışsa cerrahi tedavi yapılması
uygun olabilir. Açık cerrahide, bir kesi yapılarak sinir üzerinde bası
oluşturan bantlar kesilir ve sinir serbestleştirilir. Endoskopik yöntemde ise,
küçük bir kesi yapılarak endoskopik kamerayla bant içeriden kesilir ve bası
kaldırılır. Her iki yöntem de genellikle lokal anestezi eşliğinde yapılır.
Ameliyat yaklaşık 30 dakika sürer ve hastaya günübirlik yatış yapılabilir”
açıklamasında bulundu.
Sinirleri
korumanın 7 yolu
• Oturuş, yatış ve duruş pozisyonlarınıza dikkat edin ve
uzun süre yanlış bir pozisyonda kalmayın. Örneğin, uzun süre bacak bacak üstüne
veya bağdaş pozisyonunda oturmayın.
• Ev kadınıysanız sürekli tekrarlayan bez sıkma, el işi
yapma gibi zorlayıcı hareketlerden kaçının.
• Sürekli klavye/fare kullanıyorsanız, bileklerinizi uzun
süre bükülü tutmayın.
• Dirsekleriniz masaya veya herhangi bir yere dayanarak
çalışmayın.
• Ellerinizle çok fazla yük taşımayın ve bileklerinizi
bükülü tutmayın.
• Bağ, eklem ve kasları güçlü tutmak için düzenli olarak
germe-esneme egzersizleri uygulayın.
• Diyabet, guatr veya romatolojik hastalığınız varsa,
rutin kontrollerinizi ihmal etmeyin.
YORUMLAR