Sistem değişikliğine ihtiyaç var
Reklam

Sistem değişikliğine ihtiyaç var

Siyasetin duayen ismi eski Belediye Başkanı ve Milletvekili Ali Sezal siyaset ve gündemle ilgili Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin sorularını cevapladı. Sezal gündemdeki anayasa değişikliğiyle ilgili net konuştu; “Şuan Tayyip Bey’in buna ihtiyacı yok ama ileriki dönemlerde seçilenler için sistemin değişmesi şart” dedi.

12 Ocak 2017 - 12:08

1968 yılında siyasete başlayan Sezal siyasetteki anılarını ve unutamadıklarını Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesine anlattı. Sezal, “Amerika’nın Adana konsolosu vardı ve Kahramanmaraş’a ayda bir gelirdi. Bir gün bize ‘ya siz enteresan insansınız seçimi nasıl kazandınız’ diye sordu. Bende; ‘Washington’nun belediye başkanının Cumhuriyetçi mi, demokrat mı olduğunu bilmem, siz Kahramanmaraş’ın hesabını mı yapıyorsunuz’ dedim. ‘biz yaparız’ dedi. Sonra ‘siz enteresan bir insansınız size Amerika’ya davet edeceğiz’ dedi. Havaalanına vardım ki; Refah Partili tüm belediye başkanları oradaydı. Biz Amerika’ya gittiğimizde 28 Şubat süreci yaşandı. Yani bu süreçte bize Amerika’da tutmuşlardı diye düşünüyorum.

Lise yıllarımda barış gönüllüsü olarak Kahramanmaraş’ta Amerikalı iki İngilizce öğretmeni vardı. Bunlar hafta sonları tüm ilçeleri ve köyleri gezerdi. Bugün daha iyi anlıyorum kentin etnik yapısını çıkarmışlar ve hala oynuyorlar” Dedi.

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın siyasete başlama serüvenini de anlatan Sezal; “ Belediye başkanlığı adaylığımda meclis üyesi arıyorum, bir tane mühendisimiz yok, bir tane mimarımız yok, bir tane avukatımız yok. Hakyol Vakfına gittim, bana bir inşaat mühendisi, bir de mimar verin dedim ve iki kişi verdiler. Veysi Bey’in babası Rahmetli Kenan Kaynak’ın yanına gittim ve yeni mezun olan Veysi Bey’i istedim. Kenan Bey’de ‘seni kurban verdik, onu da mı vereceğiz’ dedi. Bende; ‘eğer bu davaysa vereceksin’ dedim ve aldım. Veysi Bey’de o dönem çok iyi Belediye Başkan Yardımcılığı ve Belediye Başkanvekilliği yaptı.” Diye konuştu

Siyaset tarihi boyunca çok ısrar etmeleri karşısında tek bir hediye kabul etmek zorunda kaldığını da belirten Sezal siyasetle uğraşanlara da mesaj gönderdi; “sakın kul hakkı yemeyin, birine bir tokat atarsınız ama cenazesine gelir helalleşir. Fakat bir milyon insanla helalleşemezsiniz”

 

Siyasetin duayen ismi eski Belediye Başkanı ve Milletvekili Ali Sezal Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesine 49 yıllık siyasi tecrübelerinden kesitler sundu. Sezal yeni dönem milletvekilliğin çok kolay olduğunu 300-500 oyla seçilme kaygısı yerine listeye girme kaygısı taşıdıklarını belirtti.

Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mesut Tuğrul eski belediye Başkanı ve Milletvekili Ali Sezal’la dev röportaj yaptı. Kamuoyunda açık sözlülüğüyle bilinen Sezal soruları bir birinden ilginç ve anlamlı cevaplar verdi.

Sezal, siyasi hayatı boyunca tek bir hediye kabul etmek zorunda kaldığını söyledi. Veysi Kaynak’ın Başbakan Yardımcılığı koltuğuna gelmesini ‘bir babanın evladı bakan olmuş’ gibi sevindiğini belirtti. Fetullahçılar için 25-30 yıl önce söylediği ‘Bunlar Zeytin Gavurundan da beter’ sözünden bugün nasıl haklı çıktığını anlattı.

İşte siyasetin duayen ismi ile gerçekleştirilen dev röportajın ayrıntıları;

 

Ali Sezal şuan ne iş yapıyor?

Artık yaşımız 70 oldu, haber dinliyorum, arkadaşlarımızı, eşimizi dostumuzu ziyaret ediyorum. Güzel şeyler olursa seviniyorum, kötü şeyler olursa üzülüyorum. Memleketin bekası için dua ediyorum.

 

Bir kitap yazmayı düşünmediniz mi?

Maalesef o benim bir eksiiğim. Şimdiye kadar notta tutmadım. Belki şimdiye kadar Kahramanmaraş siyaset tarihinde en çok siyaset hatırası olan biri benim. Ama bunu bir eksiklik olarak görüyorum. Keşke, 1 Mart teskeresini, 28 Şubat’ta Amerika’ya davet edip orada tutmalarını, İsrail Parlamentosuna beni almamalarını o dönemlerde not alsaydım bir kitap yazabilirdim ama şimdi yazmaya kalksam aradan yıllar geçmiş ve bazı şeyler eksik kalacak.

 

Amerika maceranız neydi?

Amerika’nın Adana konsolosu vardı ve Kahramanmaraş’a ayda bir gelirdi. Bir gün bize ‘ya siz enteresan insansınız seçimi nasıl kazandınız’ diye sordu. Bende; ‘Washington’nun belediye başkanının Cumhuriyetçi mi, Demokrat mı olduğunu bilmem, siz Kahramanmaraş’ın hesabını mı yapıyorsunuz’ dedim. ‘biz yaparız’ dedi. Sonra ‘siz enteresan bir insansınız sizi Amerika’ya davet edeceğiz’ dedi. Havaalanına vardım ki; Refah Partili tüm belediye başkanları oradaydı. Biz Amerika’ya gittiğimizde 28 Şubat süreci yaşandı. Yani bu süreçte bize Amerika’da tutmuşlardı diye düşünüyorum.

Ben lise talebesiyken burada barış gönüllüsü iki Amerikalı İngilizce öğretmeni vardı. Her cumartesi Pazar günleri ilçeleri ve köyleri gezerdi. Şimdi düşünüyorum, o dönem ilin etnik yapısını çıkarmışlar ve bugün hala bu konularla oynuyorlar.

Benim Belediye Başkanı iken Samsun Kapalı Spor salonunda bir konuşmam vardı ve o konuşmanın hala arkasındayım; yaklaşık 27 yıl önce dedimki; ‘Amerika’dan dost olmaz ve bizi de Avrupa Birliğine almazlar.’ Hala aynı görüşteyim.

Geçen aylarda beldede yaşayan bir arkadaşımız geldi. 25-30 yıl önce belde ziyaretinde bana Fötü’yü sorduğunda verdiğim cevabın bugün ne kadar doğru olduğunu söyledi. O ziyarette demişim ki; ‘burada Zeytin gavurları vardı, sizlerle beraber yediler, içtiler, yattılar fakat Fransızlar gelince onlarla beraber oldular. Fetö bunlardan daha beter’ demişim.

Bunun görülmesi lazımdı, eksikliğimiz bu. Adamlar iyi teslim almışlar, askeriye hakim, adliyeye hakim, polise hakim. Bu noktaya nasıl geldi? Nasıl getirildi? Bu bir adamın işi değil, bu büyük bir aklın koordineli bir çalışmanın ürünüdür. Kendi kendime soruyorum; ey hükümetler uyudunuz mu? Uyutmuşlar. Benimde içinde bulunduğu 157 Refah kökenli milletvekilleri 2007 seçimlerinde gitti, kendim için söylemiyorum ama içlerinde çok başarılı arkadaşlar vardı. Yerine kim geldi; Fetöcüler geldi. Bunun görülmesi lazımdı.  Ak Partiden ilk milletvekili olduğumda Parti grubu beni İçişleri Komisyon Başkanı olarak belirlemişler. Sonra bir haber geldi; ‘abim çekilsin’ bizde çekildik. Yerine gelen büyük ihtimalle Fetöcüydü. O dönemde bunu görenler temizlendi.

Bizde bir ideoloji vardı; 30 yıl önce daha sağlam bakıyordum, daha sağlamdım. Şimdi her şey dejenere oldu. Biz ‘kim gelirse daha çok oy alırız, kim gelirse daha çok başarılı oluruz’ diye düşünüyorduk. Şimdi ‘nasıl olurda listeye girerim’ kavgası var, kim başarılı olur kavgası yok. O da partiye liyakati kaybettirir ve partiyi dejenerasyona sokar. Bunlar her gelişmiş partinin gelişmiş şirketlerin başına gelecek bir olay, büyüdükçe kurtlar çoğalır.

 

Bugün kentin en büyük sorunu olarak neyi görüyorsunuz?

Kentin sorunu çok ama bu Belediye Başkanlarından çok yeni yapılanmanın getirdiği problemleridir. Şimdi sen Kahramanmaraş Belediye Başkanına getirir köy hizmetlerini, dairelerini teslim eder, sonra da ‘en ücradaki bir köyün en ücradaki bir obasına bak’ dersen bunun teşkilatlanması kolay olmaz, kısa bir sürede de olmaz. Şimdi belediyenin büyük bir proje yapıp israfı kesip ana konulardan başlaması lazım. Öncelikle adam açsa önce ekmek verilir,  baklava yemenin bir anlamı yok. Önce trafiğin düzenlenmesi lazım, ileriye iyi bakmak lazım, ana projelerden başlamak lazım. Park bahçeler çok iyi gençliğe lazım ama parka gidecek yolu da yapmazsan park bahçe de bir işe yaramaz.

Birde ekibini güzel kurmak zorundasın, bir Belediye Başkanı Kahramanmaraş’ın tüm köylerini ovalarını gezmeye kalksa süresi yetmez. İyi bir ekip kurup hesabını soracaksın. Eğer ekibin senden korkmazsa başarılı olamazsın. Ekip için de ‘devlete kapağı atayım 30 yıl geçer’ derse bu olmaz, çalıştırman lazım.

 

Eskiye nazaran Bugün Ak Parti içinde daha mı çok birlik ve beraberlik var?

Bu tamamen güçten kaynaklanıyor. Öncelikle bu bir iftihar vesilesidir, önce Mahir Bey’in Bakan olması, ardından Kahramanmaraş siyaset tarihinde en büyük mevki Başbakan Yardımcılığı olması, diğerlerinin cumhurbaşkanına, başbakana ulaşmaları daha kolay oluyor. Onun içinde daha düzgün durmak mecburiyetindeler.

 

Vekillik döneminde maddi olarak nasıl bir yol izlediniz?

Ben hiçbir hediyeyi kabul etmedim. Siyaset boyunca tek bir hediye aldım. Belediye Başkanlığından istifa ettiğim gün ilimizin altyapısını yaptırdığın firmanın genel müdürü gelerek bana bir hediye uzattı. Bende; ‘benim hediye almadığımı bilmiyor musun’ dedim. O da bana; ‘siz belediye başkanlığından istifa ettiniz, firma olarak sizden bir şey isteme lüksümüz olamaz. Onun için bu hediyeyi kabul edin’ dedi. Israr edince bende almak zorunda kaldım ve siyaset tarihinde ilk ve tek hediyem bir saat oldu. Çok zengin değilim ama para sıkıntım da olmadı. Kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz.

 

Eski milletvekilliği ile bu dönem milletvekilliği arasında ne fark var?

Şimdiki dönemlerde halka hesap vermek zorunda kalmıyorsun. Listeye kim girerse o milletvekili oluyor. Listeyi genel merkez yapıyor. Yeni yasada dar bölge sistemi gelebilir. Bir milletvekili dar bölge sisteminde bu kadar rahat olmaz. Genel Merkez tanınmayan başarısız birini aday gösterirse karşıdaki aday daha çok oy alır ve milletvekili çıkar. Dar bölge sisteminin gelmesi de bence gerekli.  

 

Kahramanmaraş’ta 1968 yılından beri siyasetin içerisindesiniz. Bir ağabey neden oluşturulamadı?

Bir sürü abi var, ama istemiyorlar. Hacı Ali Özal Anap kökenli ve şuan Ak Partide, Ahmet Uncu Doğru Yol Partili. Toplayıp ta görüşünüz nedir’ diye sorulursa herkes doğruyu söyler. Birde şehir büyüdü, ben lise talebesiyken ilimizin nüfusu 44 bindi ve şuan da 600 binin üzerinde. O dönemde büyüğe saygı da vardı, şimdi o saygı kalmadı. Toplum değişti, gençler büyüklere karşı saygısız olmaya başladı.

Abi olmak kolay bir iş değil, şuan kendi nefsime konuşuyorum, bütün partililerden gerekli saygıyı görüyorum ama eski siyasileri toplayıp ta ‘bizim eksiğimiz nerede, neler yapabiliriz, bize tavsiyeleriniz var mı?’ diye sorulsa belki biraz daha faydalı olabiliriz

 

Veysi Kaynak siyasete sizinle başladı ve bugün Başbakan Yardımcısı, nasıl bir duygu?

Veysi Bey; ‘Babam öldü, bundan sonra babamın yerinde sen varsın’ der. Belediye başkanlığı adaylığımda meclis üyesi arıyorum, bir tane mühendisimiz yok, bir tane mimarımız yok, bir tane avukatımız yok. Bende Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli ile aynı okuldan aynı dönem iktisat fakültesinden mezun oldum. Ama ilk adaylığımda belediyeye sadece su parası yatırmak için gitmişimdir ve belediyeciliği de bilmiyordum. Hakyol Vakfına gittim, bana bir inşaat mühendisi, bir de mimar verin dedim ve iki kişi verdiler. Veysi Bey’in babası Rahmetli Kenan Kaynak’ın yanına gittim ve yeni mezun olan Veysi Bey’i istedim. Kenan Bey’de ‘seni kurban verdik, onu da mı vereceğiz’ dedi. Bende; ‘eğer bu davaysa vereceksin’ dedim ve aldım. Veysi Bey’de o dönem çok iyi Belediye Başkan Yardımcılığı ve Belediye Başkanvekilliği yaptı.

İlk belediyeyi kazandığımızda belediye meclisi 31 kişiydi 13’ü refah partili kalanı muhalifti. Ama o dönemde Doğruyol, Anavatan MHP meclis üyeleri her zorluklarda destek çıktılar. Tartıştığımız dönemlerde de dosyayı önlerine koydum; ‘bu proje yanlışsa doğrusunu getirin’ dedim. Şuan minnetlerimi söylüyorum buraya geldiysem onların sayesinde geldim.

 

Veysi Bey’in bu noktaya gelmesini nasıl karşılıyorsunuz?

Veysi Bey zeki bir insan, unutmaz, muhakemesini iyi yapar. Milletvekilliği yaptı, bakan yardımcılığı yaptı, konulara vakıf oldu. Partide de sağlam adamlara ihtiyaç var, baktılar maziden, babasından dedesinden sağlam bir nesil ve Tayyip Bey yaptı. İnşallah daha başarılı olur, iftihar vesilemiz olur. Veysi Bey’in yaptığı her başarılı icraat bizlere gurur verir, ilimize de gurur verir. Bizim de vaktinde böyle bir kişiye abilik yapmak bizim için de gurur meselesidir, evladın bakan olmuş gibi bir şey.

 

1989 seçimlerinde belediye başkanlığı imkanlarıyla bugünkü imkanları nasıl değerlendirirsiniz?

Bugünkü imkanları bilmiyorum ama şu var; bütün valilerle bir ikisi hariç hepsiyle kavgalıydık. Çünkü onlar iktidarın valileriydi biz muhalefettik. Göreve başladığımda 3 aylık memurun maaşı içerdeydi ve üç senelik te borcu vardı. İlk dönem başkanlığını bitirdiğimde 5 kuruş borcum kalmamıştı, şehrin de altyapısı başlamıştı. Bütün çevre yollarını ben açmıştım, ara yollarını da ben açtım, Abdulhamithan Camiinin oradan inen yolu ben açtım. Şuan bütçe durumlarını bilmiyorum. Ama bir Vali’ye gittiğinizde, bir Genel Müdürü gittiğinizde bir belediye başkanı ayakta karşılanıyor. O dönem bizim giderek yapamadıklarımız bugün bir telefonla yapılabiliniyor. O da iktidar olmanın bir avantajıdır.

 

Ak Parti İl Başkanlığının yönetimini nasıl bulunuyorsunuz?

Arkadaşlarımız iyi niyetle çalışıyor. Ahmet Özdemir’de hukukçu olmanın da avantajıyla, birleştirici, ve saygılı bir şekilde görev yapıyor. Ailecek te sağlam bir kökenden geliyor ve inşallah başarıları daim olur. Elimden geldiği kadar toplantılarına katılmaya gayret gösteriyorum. Halk bir defa Tayyip Bey’i çok seviyor. Bu bir avantaj, oy kaygısı yok. Önceden 300-500’le seçim kazanıyorduk.

 

1989 yılında ilk belediye başkanı olduğunuzdaki Maraş hayaliniz bugün o hayalinizin neresinde?

O günlü bugün arasında çok fark var. O dönemde şehrin içme suyu yoktu, hem Karasu hem Ayvalı içme suyu sorununu kurtardı. Bizim Gaziantep, Kayseri, Malatya ile rekabet etmemiz lazım. Bakanımız oldu, Başbakan Yardımcımız var ve çevre illeri yakalamamız lazım. Kayseri bizim önümüzde çünkü Cumhurbaşkanı çıkarttı her dönem bakanları var. Ama bu kentlerle rekabet etmemiz lazım.

 

Siyasette emeklilik var mı? ‘Bir kez bulaşırsın bir daha bırakamazsın’ sözü doğru mu?

Ben çocukken Beşiktaşlıydım şimdi maç izlemiyorum ama TV’den Beşiktaş’ın fikstürü geçerken ne yapmış diye bakarım, bu bir hastalıktır. Türk Sanat Müziği olsa Fuzuli’den bir şiir okunsa arabayı durdurup dinlerim. O zaman barajlar yoktu, göletler yoktu ben ziraatçıydım ve her gün hava durumuna bakardım şimdi de tarlaları bıraktım ve yine her gün hava durumuna bakıyorum. Siyasette böyle bir şey

 

Parlamenter sistemde 10 yıl vekillik yaptınız şimdi sistem değişiyor gerekli mi?

Sistemin değişikliğine ihtiyaç var. Bir kanunun parlementodan çıkması aylar alıyor. Tayyip Erdoğan’ın şuan buna ihtiyacı yok ama ilerisi için buna ihtiyaç yok. İleride gelen biri başbakanla ters düştü, sözünü dinlemedi olayı olmaz. Ama bir nokta var gelen iktidarların çok iyi tarafsız akil heyet yani istişare heyeti kurması gerekir. Eski siyasetçilerden oluşan bir istişare heyeti kurulması gerekir.

Hangi partiden olursa olsun hepsi benim kardeşimdir. Bugün baktığınız zaman bu memlekette her şey gelip geçici, Demirel geldi, Ecevit geldi, Özal geldi hepsi gitti, herkes gidecek. Siyasi kardeşlerimiz de böyle düşünecek. Kul hakkı kesinlikle yemeyin, bir kişiye tokat attığınızda cenazenize gelir helallik verir, ama bir milyon Maraşlı ile helalleşemezsiniz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x