Sıvı diyetlerin ihtiyaç duyulan günlük enerjinin sağlanmasında yetersiz kalabildiğini hatırlatan Vakıf, araştırmaların bu tip diyetlerin elektrolit dengesizliğe yol açabileceği ve uzun vadede önemli sağlık sorunları doğurabileceğini gösterdiğine dikkat çekiyor.
Sabri Ülker Vakfı kurulduğu 2009 yılından bugüne, gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma bu konulardaki en doğru, güncel ve bilimsel bilgiyi aktarmak hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Vakıf bu çerçevede hayata geçirdiği “Bilim Bunu Konuşuyor” platformu ile sağlık ve beslenmeyle ilgili gündemdeki konuları, bilimsel ve en güncel bilgileri tarafsız bir yorum ve anlaşılır bir dille kamuoyuyla paylaşıyor.
Türkiye’nin sağlıklı yaşam ve beslenme alanında ilk bilimsel dijital bilgi platformu olan “Bilim Bunu Konuşuyor”da bu kez genellikle zayıflamaya yardımcı olduğuna veya vücudu toksinlerden arındırdığına inanılan ve son günlerde yaygın olarak uygulanan sıvı diyetler konusunu inceleniyor.
Sıvı diyet nedir?
Sıvı diyet, öğünlerin tamamının veya çoğunluğunun sıvı besinler veya içeceklerden oluştuğu veya yalnızca sıvı karışımların öğün yerine tüketildiği diyetler olarak tanımlanabilir. Sıvı diyetler, hızlı kilo kaybı sağlama veya vücuttan toksik bileşenleri uzaklaştırma amacıyla tercih edilebiliyor.
Sıvı diyetlerin besin öğesi içeriği nasıldır?
Çoğunlukla meyve ve sebze içeriği yüksek olan sıvı diyetler A ve C vitaminleri potasyum minerali ile sağlığı geliştiren ve kalp-damar, diyabet gibi kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı biyoaktif bileşenler olan polifenoller gibi antioksidan bileşenlerden zengindir. Ancak tahıl, baklagil, yumurta, et ve balık tüketiminin sınırladığı sıvı diyetlerin kaliteli protein, demir, çinko, gibi esansiyel mineral, B12, B6 gibi B grubu vitaminler ile omega-3 omega-6 gibi esansiyel yağ asitleri içeriği sınırlı olabilmektedir. Dolayısıyla sıvı diyetler ihtiyaç duyulan günlük enerjinin sağlanmasında yetersiz kalabilir.
Sıvı diyetler ve sağlık etkileri
Sıvı diyetler, hazırlaması ve tüketimi pratik olduğu ve birçok kişinin uygulamada zorluk yaşadığı porsiyon kontrolünü de kolaylaştırdığı için tercih edilebiliyor. Ayrıca enerji içerikleri düşük olduğu için de sıvı diyetler özellikle hızlı kilo kayıplarında etkili olabiliyor. Ancak hızlı kilo kayıplarında, vücut ağırlığındaki azalmanın daha çok vücut suyu ve kas kaybına bağlı olabileceğinin de unutulmaması şart.
Sıvı diyetlerin açlığı baskıladığı ve besin alımını azalttığına inanılıyor. Araştırmalar, normal ve sıvı ağırlıklı öğünden bir sonraki öğünde besin tüketimini karşılaştırdığında sıvı ağırlıklı öğünün sonrasında daha fazla besin tüketimine neden olabildiğini gösteriyor. Enerji içeriklerinin çok düşük olması, sıvı diyetlerin başlıca sağlık riskleri arasında yer alıyor.
Sıvı diyetlerin günlük ihtiyaç duyulan protein, vitamin ve mineralleri sağlamada yetersiz kalabileceği, elektrolit dengesizliğine yol açabileceği ve bunların uzun vadede önemli sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmaması gerekiyor. Bunların yanı sıra tam tahıl ve kurubaklagiller tüketilmediği için çözünmez posadan sınırlı sıvı diyetler kabızlığa yol açabiliyor ve sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
Bilimsel veriler ne söylüyor?
- Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığın sürdürülmesi ve kronik hastalıkların önlenmesi için tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli tüketilmesi gerektiğini belirtiyor.
- Zayıflama veya vücut ağırlığının yönetiminde, porsiyon kontrolüyle birlikte besin çeşitliliğinin sağlanması ve fiziksel aktivitenin arttırılması en geçerli ve güvenilir yöntemler arasında yer alıyor. Çünkü dengeli beslenme ve aktif bir yaşam tarzı vücut ağırlığı kontrolünün yanı sıra şeker, kalp damar ve kanser gibi hastalıkların önlenmesinde de önemli rol oynuyor.
- Sonuç olarak, sıvı veya sıvı ağırlıklı diyetler günlük ihtiyaç duyulan enerji, protein, esansiyel yağ asitleri ve özellikle demir, B12, çinko gibi besin öğelerini sağlamada yetersiz kalabildiği için uzun vadede sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Hızlı kilo vermede etkili görülse de aslında kas ve vücut suyu kaybına yol açabilir ve kalıcı kilo kaybı sağlanmayabilir. Ayrıca insulin direnci, şeker hastalığı veya herhangi başka bir konik hastalığı olan bireyler sıvı diyetler konusunda dikkatli olmalıdır. Sıvı diyetlerin, kısa vadede vücut ağırlığı ile kolesterol, kan yağları gibi metabolik göstergeler üzerinde olumlu etkileri olduğunu ileri süren klinik araştırmalar mevcut olsa da uzun vadede ne gibi sonuçların ortaya çıkabileceğini gösteren kanıta dayalı verilerse yetersizdir.
- Vücut ağırlığının kontrolünü sağlamak ve sağlığı korumak için bireylerin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve yaşam tarzına uygun beslenmesi ve aktif bir yaşam tarzı sürdürmesi önemlidir.
YORUMLAR