Özellikle alerjik bünyeli çocukların ve ailelerinin
sonbaharda artışa geçen alerjik reaksiyonlar nedeniyle büyük sıkıntılar
çekebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Gülbin Bingöl, anne babalara çocuklarını
sonbahar alerjisinden korumanın 7 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve
önerilerde bulundu.
Bu yıl Covid-19 pandemi hastalığının endişesiyle
girdiğimiz sonbahar, özellikle alerjik hastalar için başlı başına zor bir
dönem. Sonbaharla beraber bazı alerjenlerde dolayısıyla da alerjik bulgularda
artış yaşandığını belirten Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Alerji Uzmanı Prof.
Dr. Gülbin Bingöl, Amerikan nezle otu poleni gibi bazı polenlerin sonbaharda
arttığını ve alerjik duyarlılığı olan kişilerde burun akıntısı, hapşırma, burun
kaşıntısı ile gözlerde kızarıklık gibi bulgulara neden olabildiğini söylüyor.
Bunun dışında özellikle mantar sporlarının nemli havalarda ve yağmurlu günlerde
havada uzun süre kalabildiğini ve alerjik bulguların ortaya çıkmasına yol
açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl “Ev dışı ve ev içi küf
mantarlarına alerjisi olan çocuklar bu durumdan olumsuz etkileniyor. Yine ev
tozu alerjisi olan çocuklarda da alerjik bulgularda alevlenme görülebiliyor”
diyor.
Bulgular
karışabilir
Alerji geliştiğinde üst ve alt solunum yolları ile ilgili
bulgular görülebiliyor. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, burun
kaşıntısı, genizde kaşıntı hissi, gözlerde kızarıklık, sulanma gibi sorunlar
yaşanıyor. Bunların dışında düzelmeyen kuru öksürük, hışıltı, nefes darlığı
gibi alt solunum yolları ile ilgili bulgular da gözlenebiliyor. Prof. Dr.
Gülbin Bingöl, sonbaharla beraber en önemli sorunlardan birinin viral
enfeksiyonlar olduğuna dikkat çekerek şöyle diyor: “Bu yıl Covid-19
enfeksiyonunun da tedirginliği 7’den 70’e herkesi fazlasıyla tedirgin ederken,
çocuklu aileler de çocuklarındaki alerjik reaksiyonlara karşı ayrı bir endişe
yaşıyor. Sonbaharda özellikle grip gibi virüsler çok fazla görünüyor. Bu
virüslere bağlı grip, nezle gibi bulgularla öksürük ve hırıltı sık yaşanan
sorunlar arasında yer alıyor. Tüm bu belirtiler alerjide de görünüyor. O
nedenle de bu iki hastalığın ayrımına doğru bir şekilde vararak olması gereken
tedaviyi uygulamak gerekiyor. Aksi takdirde çocuğa yanlış ilaçlar verilerek
zaman kaybı yaşanıyor!”
Evin nemini azaltın
Özellikle evde alerjik çocuk varsa mutlaka evin içinde
nem oranını azaltmaya yönelik önlemler alınmalı. Evde, duvarlarda ve özellikle
banyoda akan, kabaran yerlerin olmamasına, ev içinde çiçek varsa çiçek
diplerinde küf olup olmadığına dikkat edilmeli.
Ev tozu alerjisi olan çocuklarda yatak odasında halı
olmamasına, çok fazla eşya, büyük giysi dolabı ve yüklü bir kitaplık olmamasına
dikkat edilmeli. Çünkü bu tip eşyalar ister istemez toz barındırıyor ve
alerjileri tetikleyebiliyor. Evin düzenli olarak temizlenmesi ve
havalandırılması gerekli. Temizleyicilerin tozu iyi emmesi sağlanmalı, kokulu
malzemelerden kaçınılmalı. Hayvanlara karşı, hayvan tüylerine karşı alerjisi
olan çocuklar, alerjisi saptanan hayvandan uzak durmalı, eve yeni evcil hayvan
alınmamalı. Evde daha önceden evcil hayvan varsa yatak odasından uzak
tutulmalı.
Dışarıda mutlaka maske kullandırın
Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl “Polen
alerjisi varlığında alerjik bulgular artabilir. Bu nedenle çocuğun hem Covid-19
enfeksiyonundan hem de polenlerden korunması için maske kullanması şart.
Dışarıdan geldikten sonra el ve yüzün yıkanması çok önemlidir” diyor.
Çocukların katkı maddeli yiyecekleri ve fast food
tarzındaki yiyecekleri tüketmelerine izin verilmemeli. Yine çocuğunuzun besin
alerjisi olup olmadığını mutlaka gözlemleyin. Alerjik besinlerden uzak tutun.
Hazır gıdalar yerine çocukları ev yemekleri ile beslemeye özen gösterin.
Çocuğunuzu kesinlikle sigara dumanına maruz bırakmayın.
Çocuğunuzun yanında sigara içmeyin, hatta o sırada başka odada olsa bile
çocuğunuzun girme ihtimali olan hiçbir alanda sigara içilmesine izin vermeyin.
Prof. Dr. Gülbin Bingöl “Özellikle astım tanısı olanların grip aşısı yaptırmaları birçok etkenden korunmada etkili oluyor. Grip aşısının kreşe gidenlere ya da evde bakılıp kreşe, okula giden kardeşi olan çocuklara, anne babanın kalabalık işyerlerinde (restoran, kuaför, hastane, market gibi) çalışması durumlarında, okula gidecek çocuklara, kronik kalp, akciğer ve diyabet hastalarına, bağışıklık sisteminde yetersizlik veya baskılanma durumu olanlara, kan hastalıkları tedavisi görenlere yapılması gerekiyor. Ayrıca hastanede tedavi görenlere de öneriliyor. Bunların dışında sağlık personeli ve hastane çalışanlarının da grip aşısı yaptırmaları yararlı oluyor. 6 aydan küçük bebeklere ve yumurta alerjisi olan çocuklara grip aşısı yapılmamalı. Aşının etkinliği; virüsün antijenik yapısını hızlı değiştirmesi nedeniyle ancak yüzde 70-90 düzeyinde. Aşı, hastalığın ağır geçmesini ve komplikasyonlarını önlüyor. Grip virüsü solunum yollarında “silia” dediğimiz mikropların ve alerjenlerin uzaklaştırılmasını sağlayan titrek tüylerin hareketini azaltmakta, böylece Korona virüsü dahil diğer enfeksiyonların yerleşmesini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle özellikle risk grubunun ve dış ortamla teması yüksek grubun aşılanması önemlidir” diyor.
Çocuğunuzun alerjik reaksiyonları varsa ‘nasılsa geçer’ diye beklemeyin. Alerjik hastalıklar ihmale gelmeyeceği gibi, çözümü basit olabilecekken teşhis ve tedavinin gecikmesiyle ileride çok daha zorlu bir sürece girmenize neden olabilir! Sonbaharda görülen alerjenlere duyarlılığı olan çocuklarda ilaç dozlarının ayarlanması da çok önemli. Mutlaka alerji uzmanına danışın.
YORUMLAR