İstanbul’da ikisi devlet, üçü vakıf olmak üzere toplam 5
üniversitenin farklı fakültelerinde 1034 öğrenci ile yürütülen araştırma,
fakültelere göre sosyal medya bağımlılığının farklılaştığını ortaya koydu.
Eğitim fakültesi, fen-edebiyat fakültesi ve iletişim fakültesine devam eden
öğrencilerin mühendislik fakültesine devam edenlere göre sosyal medya ile daha
fazla meşgul olduğu ortaya çıktı ve sosyal medya bağımlılığı daha yüksek
bulundu.
Sosyal medyadan
uzak olmak istemiyorlar
Eğitim, fen-edebiyat ve iletişim fakültesinde öğrenim
gören öğrencilerin mühendislik fakültesindekilere göre sosyal medyada bulunma
isteklerinin daha fazla olduğu, sosyal medyadan uzaktayken orada bulunma
isteklerinin yoğun olduğu, sosyal medyada neler olup bittiğini devamlı merak
ettikleri ve sosyal medya olmadığında hayatlarının boş, sıkıcı ve zevksiz
geçeceğini düşündükleri ortaya çıktı.
Sosyal medya duygu
durum düzenlemede kullanılıyor
Duygu durum düzenleme boyutunda öğrenim görülen fakülteye
göre anlamlı düzeyde bir farklılık bulundu. Buna göre, eğitim fakültesi,
fen-edebiyat fakültesi, iletişim fakültesi ve hemşirelik fakültesi
öğrencilerinin mühendislik fakültesindekilere göre sosyal medyayı duygu durum
düzenlemede daha fazla kullandıkları ortaya çıktı. Yani duygu durum düzenleme
boyutunda sosyal medyayı en az mühendislik fakültesi öğrencileri kullanıyor.
Hemşirelik
öğrencileri sosyal medyadan duygusal destek alıyor
Duygu Durum Düzenleme puanları incelendiğinde, en yüksek
puan hemşirelik fakültesinde görüldü. Buna göre kadın öğrencilerin çoğunlukta
olduğu hemşirelik fakültesi öğrencilerinin diğer fakültelerdeki öğrencilere
göre sosyal medyadan daha fazla duygusal destek aldıkları bulundu. Bu
öğrencilerin, yalnızlıklarını sosyal medya ile giderdikleri ve yaşamlarındaki
olumsuzluklardan kaçmak için kullandıklarında sosyal medyanın onlara iyi
geldiği sonucuna ulaşıldı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesinden Dr. Öğretim
Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Araştırmada kadınların erkeklere göre sosyal medyadan
daha fazla duygusal destek aldıklarının bulunması, çoğunlukla kadınlardan
oluşan hemşirelik fakültesinin de duygu durum düzenleme boyutunda
farklılaşmasına sebep olmuştur” dedi.
Tekrarlama boyutunda, eğitim fakültesi ve fen-edebiyat
fakültesi öğrencilerinin mühendislik fakültesindekilere göre sosyal medyayı
anlamlı seviyede daha fazla tekrarladıkları bulundu. Yani eğitim fakültesi ile
fen-edebiyat fakültesi öğrencileri belirli bir süre sosyal medya kullanımlarına
sınırlama getirseler bile bir süre sonra eski kullanım alışkanlıklarını artan
miktarda tekrarladıkları ortaya çıkmıştır.
Mühendislik
fakültesi öğrencilerinin puanı düşük
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesinden Dr. Öğretim
Üyesi Aylin Tutgun Ünal, fakültelere göre sosyal medya bağımlılığının
farklılaşmasına yönelik sonuçlar incelendiğinde, fakültelerin genellikle
mühendislik fakültesinden farklılaştığının görüldüğünü belirterek “Sosyal Medya
Bağımlılığı Ölçeğinden alınan puanlar incelendiğinde Mühendislik Fakültesinde
öğrenim gören öğrencilerin ortalama puanlarının diğer Fakültelere göre daha
düşük seviyede olduğu ortaya çıkmıştır” dedi.
İletişim
öğrencileri en çok meşgul oluyor
Öğrencilerin meşguliyet puanları incelendiğinde, sosyal
medya ile en çok meşgul olanların İletişim Fakültesi öğrencileri olduğu ortaya
çıktı. En az meşgul olanların Mühendislik Fakültesi öğrencileri olduğu
belirlendi. Ünal, “Üniversite öğrencileri ile yürüttüğümüz araştırmada Üsküdar
Üniversitesi İletişim Fakültesi yer almıyordu. Bu araştırmadan sonra 2019 yılı
Bahar Döneminde Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğrenim gören 314
öğrenci ile yürüttüğüm araştırmada öğrencilerin diğer Üniversitelerin İletişim
Fakültesi öğrencilerine göre bağımlılık düzeyi daha düşük seviyede bulundu”
dedi.
Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Günümüzde kuşaklar
ile yürütülen araştırmalarda, Y Kuşağının iş yaşamı ve hayata bakış açılarının,
hatta pek çok konuya yönelik davranış ve değerlerinin aynı bölgedeki kurumdan
kuruma bile fark edebileceği belirtiliyor. Bu yüzden şimdilerde araştırmaların
genelden özele inilerek kurum bazında yürütülmesi önemli görülüyor. Üsküdar
Üniversitesinde İletişim Fakültesi ile yürüttüğüm araştırma sonucunda
öğrencilerdeki sosyal medya bağımlılığı riskinin az olduğu söylenebilir” dedi.
Gençler risk
altında
Ünal, araştırma sonucunda, çeşitli fakültelerde öğrenim
gören üniversite öğrencilerinin sosyal medyaya az bağımlı olduğu bulunduğunu
belirterek “Bu sonuç, şu an için çok tehlikeli bir bağımlılık sorununu ortaya
koymamaktadır. Fakat geçmiş yıllara göre günümüzde sosyal medya kullanımının ve
çeşitliliğinin giderek artması, kullanım süresi ile kullanılan sosyal medya uygulama
sayısının giderek fazlalaşması gençlerin sosyal medya bağımlılığı açısından
risk altında olduğunu gösteriyor.
Bu önerilere kulak
verilmeli
Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, araştırma sonucunda
verilen birtakım öneriler ile sosyal medya bağımlılığı riski azaltılabileceğini
belirterek şunları söyledi:
1.Sosyal medyanın daha çok kadınlarda zihinsel meşguliyet
yaratmasından dolayı, üniversitelerde kadın öğrencilere yönelik (tiyatro
çalışmaları, müzik çalışmaları vb. hobi grupları gibi) sosyal etkinliklerin
düzenlenmesi önerilebilir. Böylece, öğrenciler söz konusu aktiviteler ile
meşgul olacağından hem sosyal medyanın zihinsel meşguliyet yaratma oranı
düşecek hem de kendilerini ifade etmelerine imkân sağlanmış olacaktır.
2.Kadınların sosyal medya ile duygu durumlarını
düzenlemesi yine sosyal etkinlikler ile azalabileceği gibi yaşamlarındaki
olumsuzlukları dışa vurabilmelerine imkân sağlayacak yazma çalışmalarına
yönlendirilebilirler. Üniversitelerde özellikle danışman öğretim elemanları bu
konuda çalışmalar yapabilir.
Zaman kontrolü ve
kişisel gelişim seminerleri verilebilir
3.Erkek öğrencilerin sosyal medya ile yaşadığı çatışmadan
dolayı mesleki/akademik çalışmalarını ve çevrelerindeki kişileri ihmal etmesi
hayatlarında büyük olumsuzluklar yaratacağından, sosyal medya kullanımlarını
durdurmak yerine onlara bunu azaltabilecekleri çözüm yollarının geliştirilmesi
gerekeceğinden, zaman kontrolü, mesleki/akademik başarı örnekleri ile kişisel
gelişim konularında belirli aralıklarda seminerler düzenlenebilir.
4.Hem erkek hem kadın öğrenciler için derse yönelik
motivasyonun arttırılması adına derslerin bir kısmı sosyal medya üzerinden
yürütülebilir. Derslerin aktivite bölümleri ile ders amaçlı iletişim kurma
sosyal medya üzerinden sağlandığında, öğrenciler arkadaşları ve öğretim
elemanına rahatlıkla ulaşabileceğinden derse daha çok motive olacak, sosyal
ilişkiler kurabilecek, dersle ilgili sorularına daha çabuk yanıt bulabilecek
olup böylece sosyal medyadan da uzaklaşmamış olacaklardır.
5.Önleyici çalışmaların öncelikle üniversiteye yeni
başlayan Hazırlık ve 1. Sınıf öğrencilerinden başlanabileceği düşünülmektedir.
Bu yüzden sosyal medya bağımlılığının yarattığı olumsuzluklar ile zaman
kontrolü/planlaması konularında seminerler alt sınıflardan başlanarak verilirse
daha önleyici olabilir.
Oryantasyon
programları düzenlenmeli
6.Özellikle ailesinin yanından ayrılarak başka
şehirlerden üniversiteye gelerek yeni bir sosyal ortam ile karşılaşan
öğrenciler yabancılık ve yalnızlık çektiğinden dolayı sosyal medyaya daha çok
yönelebilmektedir. Bu yüzden bilhassa üniversiteye yeni başlayan öğrenciler
için uyum (oryantasyon) programları yapılarak üniversitenin tüm sosyal
imkanları (öğrenci kulüpleri, spor salonları vb.) tanıtılabilir, öğrencilerin
kaynaşmasını sağlayabilecek tanışma toplantıları ile gezi programları da
düzenlenebilir.
7.Üniversite yönetimleri üniversite içinde ve dışında
sosyal ve kültürel etkinlikler/geziler düzenleyebilir. Böylece, öğrencilerin
sosyal aktivitelere katılımları artacağından günlük sosyal medya kullanım
süreleri de azalabilir.
Farkındalık
oluşturma çalışmaları yapılabilir
8.Araştırma kapsamında fakülteler arasında bulunan sosyal
medya bağımlılığına yönelik farklılıklar, çalışmaların nereden başlanabileceği
konusunda yardımcı olabilir. Öncelikle fen-edebiyat, eğitim ve iletişim
fakültelerindeki öğrencilere, daha sonra mühendislik fakültesine yönelik
farkındalık oluşturma ve önleme çalışmalarına başlanabilir.
9.Hemşirelik fakültesinde sosyal medya ile duygu durum
düzenlemede ortaya çıkan farklılaşma için, fakültenin çoğunlukla kadın
öğrencilerden oluşmasından dolayı kadınların duygu durum düzenlemeleri için
verilen önerilerden yararlanılabilir (Madde 1 ve 2).
10.Öğrencilerin sosyal medya üzerindeki davranışları ve
aktiviteleri sosyal medya bağımlılığı hakkında fikir verdiğinden, ağlarında
öğretim elemanları bulunduğu takdirde öğrencilerin davranışlarında daha
kontrollü olmaya çalışacağı düşünülebilir.
YORUMLAR