İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz hain darbe
girişiminin, 2002'de başlayan planlı kalkınma ve değişim dönemine vesayet
yapısının verdiği son tepki, sonrasında yaşanan gelişmelerin ise eski ve köhne
anlayışın tüm izlerinin temizlenme hareketi olduğunu belirtti.
Soylu, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde
gerçekleştirilen İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürleri Hizmet İçi Eğitim
Semineri'nin açılışında, Türkiye'nin 21. yüzyılın başından bu yana büyük bir
değişim içinde olduğunu söyledi.
Bu sürecin ilk yarısının altyapı ve istikrar odaklı
olduğuna dikkati çeken Soylu, ikinci yarısının ise güvenlik ve küresel
problemleri yönetmeye, yaşam standartlarını gelişmiş ülkelerle eşitleme odaklı
olduğunu dile getirdi.
FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında
devlette yapılan temizliğe de değinen Soylu, şu ifadeleri kullandı: "15
Temmuz'dan sonra kamudaki temizlenme hareketinin yanı sıra hem güvenlik
alanında köklü bir strateji değişikliğine gittik hem de Cumhurbaşkanlığı
Hükumet Modeli ile birlikte sivil yönetim alanlarında da bir değişim ve
dönüşüm başlattık. Bu adımlar ve gelişmeler, 15 Temmuz'un bizde oluşturduğu
travmanın sonucu değildir. Bilakis 15 Temmuz, 2002'de başlayan bu planlı
kalkınma ve değişim dönemine vesayet yapısının verdiği son tepkidir. 15 Temmuz
sonrasında yaşanan gelişmeler, o eski ve köhne anlayışın tüm izlerinin
temizlenme hareketidir."
Kolluk birimlerinin ilgilendiği hemen her güvenlik
başlığında bugün olumlu ve anlamlı trendlere sahip olduklarını belirten Soylu,
bunu temin etmek için hem yapısal değişiklikler ortaya koyduklarını hem de
modern yönetim ilkelerinin tüm araçlarını kullandıklarını vurguladı.
Politika belgelerinden yüksek teknoloji üretme ve
kullanmaya, birimlerin entegrasyonundan, sistemi iç mekanizmalarla izleme ve
denetlemeye kadar pek çok adım attıklarını aktaran Soylu, bunu sadece
kolluk birimlerinde gerçekleştirmediklerini, sivil alanlarda da göç, afet
yönetimi, nüfus hizmetleri gibi alanlarda da aynı şekilde modern bir yaklaşım
ortaya koyduklarını bildirdi.
Geçmişi iyi analiz, problemleri doğru tahlil ettiklerini
anlatan Soylu, köklü devlet geleneğinden yararlandıklarını ve modern dünyayı
takip ederek sorunlara hep bilikte doğru çözümler ürettiklerini söyledi.
Dönüşümü nicelik açısından değil, nitelik açısından
değerlendirdiklerini belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçişleri
Bakanlığı bünyesinde terörle mücadelede operasyon sayımızı artırırken operasyon
stratejimizi de nasıl değiştirdiğimizi okumalıyız. Her türlü kaçakçılığa karşı
mücadele ederken yüksek teknolojili, termal kameralı, güvenlik yolları olan
entegre sınır güvenlik sistemleri yaptığımızı da bilmeliyiz. Trafik kazalarında
ölüm oranlarını yüzde 28,5 azaltırken elimizde bir strateji belgesi ve eylem
planı olduğunu bilmeliyiz."
"Her şey
siyaset değil"
Küresel göç problemine değinen Süleyman Soylu, bugün
kamuoyunda bir takım çevrelerin göçe karşı olumsuz bir algıyı tahrik ettiğini,
"hepsi gitsin" hesabı yaptığını söyledi.
Meseleyi bir ülke politikası üzerinde makro ölçekte
değerlendirmenin yeterli olmadığını dile getiren Soylu, şu değerlendirmede
bulundu: "Mikro ölçekte yeni durumları, yerel talepleri de takip etmek ve
birlikte değerlendirmek gerekiyor. Her şey siyaset değil, her şey iktidar
muhalefet çekişmesi değil. Dünyada bir insan hareketliliği var, bunu tetikleyen
bir güvenlik sorunu ve gelir eşitsizliği var. Haliyle küresel insan hareketliliğinin
getirdiği vatandaşlık problemleri var. Düşünün ki bir Afganistanlı eğer kaçak
gelirse emniyet birimlerimizin, yasal göçmen olarak gelirse göç idaresinin,
çalışma izni almak isterse Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının,
vatandaşlık başvurusu yapmak isterse sizlerin muhatabıdır."
Soylu, ülke olarak göçü engelleme değil, yönetme
politikasını benimsediklerini vurguladı.
Program çıkında bir gazetecinin, "Adil Öksüz'ün
nerede olduğunu bildiğinize dair bir açıklamanız olmuştu. Buna ilişkin başka
bir gelişme var mı?" sorusu üzerine İçişleri Bakanı Soylu,
"Antalya'ya gelen turist sayısı 15 milyonu aştı, bundan daha güzel haber
var mıdır?" dedi. (AA)
YORUMLAR