Kahramanmaraş’ın eğitim hayatında öğrencilerinin ‘Baba
Niyazi’ olarak andığı Sakatutan öğretmenliğin kutsallığını tek cümle ile
özetledi; “Doktor, pilot, şarkıcı olmayı isteyen ben yeniden yaratılmıştık
olsa, yine öğretmen olurdum.”
Neredeyse her evden bir öğrencisi olan Sakatutan hayat hikâyesini şöyle özetledi; “28 Şubat 1946’da Kahramanmaraş’ta doğdum. Ancak babamın askerde tüfeği zor taşıyanları görerek etkilenmesinden dolayı doğum tarihimi bir yaş büyük yazdırmış. Doğumumda tesadüfen Adana’dan Kahramanmaraş’a gelen ‘Niyazi’ diye birisine uzaktan aşık olan teyzemin isteği üzerine adım Niyazi olmuş. Teyzem, adımı vurduktan sonra 6 ay geçmeden sevdalısına kavuşamamanın etkisiyle o zamanki adıyla ince hastalık olan vereme tutularak 21 yaşında hayata veda edip Adana asri mezarlığına gömülmüştür.
Esas doğum yaşıma göre; 9,5 yaşımda ilkokulu bitirmeme
rağmen diploma alamamışım. 1 yıl berber çıraklığı sonucu da alamayınca hakim
karşısında iki şahitle yaşımı 3 yaş olarak büyüttürdüler. Orta ve lise
tahsilimi memleketimde yaptım. Lise son sınıfta koro şefliği ve solistlik
yaparak müzik hayatına adım attım. O zamanlar kurtuluş bayramı münasebetiyle
Gaziantep radyosuna gidilir, Kahramanmaraş türkülerinden oluşan bir bant
doldurulurdu. Lise son sınıfta iken bende bu ekip de yer alarak memleketimi
temsil etme şerefine nail oldum.
Lise sonrası Adana’ya ablamın yanına gitmiştim. 4 yıl
aradan sonra ilk tercihim olan Tıp Fakültesini kazanamadım. İkinci tercihim
havacı olmaktı. Son tercihim ise şarkıcı olmak, besteler yapmak, sahne
dekorlarını bile elimle yapmaktı, hiç
birisi olmadı. Nihayet Adana İktisadi Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümünü
kazanmış yarı istekle kayıt yaptırmıştım. O yıl sülalemden hiç kimsenin haberi
olmadan öğretmen okulu bitirmelerine girmiş bütün dersleri başarı ile vererek
ilkokul öğretmenliğini hak kazanmış, aynı zamanda da akademide ikinci sınıfa
geçmiştim.
Çok geçmeden Mardin’in Derik İlçesine bağlı Harmanlı
köyüne tayinim çıktı. Peşin aldığım 850 TL’nin sevincini unutamam. Daha sonra
mecburi hizmetimin olmadığını beyan ederek Derik İlçesine tayinimi istedim ve
oldu. Derik’te ortaokulda resim derslerinden aldığım ek ücreti de unutamam. Bu
arada 1966-67 yıllarında Adana’da ilk göz ağrımın etkisiyle başladığım şiir
tutkunluğuma devam ederken derslerime de olanca kuvvetimle çalışıyordum. Herkes
tatile giderken ben yazın Adana’nın korkunç sıcağında sınavlara girip Mardin’e
görev yerime dönüp sınav sonuçlarımı bekliyordum.
Akademiyi bitirdikten sonra Kahramanmaraş’a Düzbağ
kasabasına depo tayinim çıktı. Orada bir yıl bile çalışmadan Bakanlığın açtığı
Ankara’daki kurslara katılarak Ticaret Lisesi öğretmenliğine hak kazandım.
Yaklaşık 6 yıl orada çalıştıktan sonra 1981 yılında Kahramanmaraş Meslek Yüksek
Okuluna tayin oldum. Ticaret Lisesinde Televizyon Niyazi olan ünvanlım kısa
sürede ‘Baba Niyazi’ olarak anılmaya başlandı. ‘Niyazi Baba, Baba Niyazi,
Babacığım’ diye adıma yazılmış şiir, tebrik ve mektuplar almaya başladığımda
dünyanın en mutlu insanıydım.
2009 yılında emekli oldum, boş zamanlarımda şiir yazar,
resim yapar, terzi gibi bir şeyler diker, en çokta ahşapla adeta oynaşırım.
Şarkı ve türkü söylemeyi severim, şiirlerimin bazıları şarkı olabilecek durumda
olup, sosyal içerikli, hiciv tarzında olanları da vardır. Doktor, pilot,
şarkıcı olmayı isteyen ben yeniden yaratılmıştık olsa, yine öğretmen olurdum. Halihazırda
şiir yazmaya da devam ediyorum, şimdi bile şükür yüreğim kıpır kıpır. Sevgi ve
saygılarımla.”
YORUMLAR