Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ilk aşamada 80 bin
Suriyeliye Türk vatandaşlığı verilmesi için çalışmaların sürdüğünü ancak
tartışmaları önlemek için bu yöndeki adımın 16 Nisan'daki referandum öncesi
atılmadığını söyledi.
Kaynak, Reuters'a verdiği söyleşide, "Şu ana kadar
belirlediğimiz vatandaşlık niteliklere uygun, işlemleri sürdürülen 20 bin küsur
(Suriyeli) aile var. Toplam 80 bin kişiye tekabül ediyor. Bunların güvenlik
kısmıyla ilgili araştırmalar sürüyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz yıl yaptığı bir
açıklamada, gerekirse Türkiye'de yaşayan Suriye ve Iraklılara vatandaşlık
verilebileceğini vurgulamıştı.
Kaynak konuyla ilgili şunları söyledi: "Suriyeli
işçi sayısının 10 binden fazla olduğunu biliyorum. Belirli uzmanlık eğitimi
almış olanlar, meslek sahipleri ve Türkiye'de çalışma izni olanlar vatandaşlık
imkanından yararlanacaklar. Ancak ilk koşul güvenlik soruşturmalarından geçmiş
olmak. Terör sabıkalısı değillerse bu üç grubu vatandaş yapma konusunda
irademiz var" diye konuştu.
Hükümet geçtiğimiz ay uygulamaya koyduğu düzenlemeyle,
belli koşullarda gayrimenkul satın alan yabancılara vatandaşlık verilmesinin
önünü açmıştı.
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında yürürlüğe giren bir genelge
ileyse, işletmelerin mevcut işçi sayılarının yüzde 10'unu geçmemek koşuluyla
mülteci çalıştırabilmelerinin önü açılmıştı.
Hükümet yetkilileri çalışma izni alan Suriyelilerin
öncelikli olarak vatandaşlığa kabul edilebileceklerini kaydetmişlerdi.
Kaynak Suriyelilere Türk vatandaşlığı verilmesinin
zamanlaması içinse, "16 Nisan'daki referandum öncesi Suriyelilere
vatandaşlık verilip, bunların oy kullanacağı yönündeki tartışmaya meydan vermek
istemedik. Bu nedenle şimdilik (referandum öncesi) bu konuda bir adım
atılmadı" ifadesini kullandı.
Geçtiğimiz aylarda medyada yer alan bazı haberlerde, başkanlık
sistemini öngören anayasa değişiklik teklifiyle ilgili 16 Nisan'da yapılacak
referandum öncesi hükümetin Suriyelilere vatandaşlık vererek, şartları
tutanların oy kullanmasını sağlayacağı öne sürülmüştü.
Seçmen listeleri 18 Şubat tarihinde askıya çıkmıştı.
FIRAT KALKANI
OPERASYONU
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye topraklarında
DEAŞ ve PYD'ye karşı yürüttüğü ve 183. gününe giren Fırat Kalkanı Operasyonu
ile ilgili de Kaynak, "Şimdiye kadar operasyonda 2 bin 527 DEAŞ'lı, 350
PKK'lı etkisiz hale getirildi. Özgür Suriye Ordusu 300, biz de 69 şehit
verdik" diye konuştu.
Menbiç'e inmek için ABD ile görüşmelerin yapıldığını
söyleyen Kaynak, güvenli bölge tartışmaları konusunda da şunları dile getirdi:
"Ülkemizdeki Suriyeli mültecilerin kendi topraklarına
dönmesini amaçlıyoruz. Bu amaçla koalisyon ülkeleri olarak Suriye'de güvenli
bölge oluşturulmalı. (ABD Başkanı Donald) Trump'ın da güvenli bölgeyi telafuz
etmesi önemli. Trump'ın hadiselere Obama'dan daha gerçekçi yaklaşacağını tahmin
ediyorum. Diplomatlar konuyu ele alacaklar" diye konuştu.
Türkiye, Suriye'de güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge
oluşturulmasını savunurken, ABD ve uluslararası koalisyondan bu konuda henüz
net desteği sağlayamadı.
Olası güvenli bölge konusunda hükümetin bir bütçe ayırıp
ayırmadığı sorusuna ise Kaynak, "Türkiye bunun için tek başına niye bütçe
ayırsın? Türkiye'nin böyle bir zorunluluğu yok. Hükümetimiz kendi sınırlarının
güvenliğini sağlamakla görevli. Afrin-Halep-İdlip-Hatay hattında zaten fiili
güvenli bölge oluşmuş ve insanlar oraya yerleşmiş durumdalar" dedi.
"EKONOMİK
KRİZ RİSKİ YOK"
Hükümetin son dönemde aldığı kararlar ile KOBİ'lerin
desteklendiğini ve bunun da orta vadede ekonominin canlanmasını sağlayacağını
belirten Kaynak şöyle devam etti:
"Biz ihracatımızla büyümeyi hedefliyoruz. Irak ve
Suriye'de savaş, Avrupa'da ise ekonomik küçülme var. Petrol fiyatlarındaki
düşüş de bizim geleneksel pazarlarımızda gelir kaybına yol açtı. Ancak AB
ekonomilerindeki toparlanma beklentisi, bize de olumlu yansıyacak. Türkiye'de
yakın ve orta vadede bir ekonomik kriz riski yoktur."
YORUMLAR