Bazı bölgelerde risk
daha fazla
Talasemi hastalığı Türkiye’de en sık Çukurova Bölgesi’nde görülüyor. Bu bölgede
ise en çokMersin, Adana, Antakya, Urfave Gaziantep’te görülmekte. Prof. Dr. Bülent
Antmen, dünyanın bazı bölgelerinde talasemi riskinin fazla olduğunu belirterek
şunları söylüyor: “Güney ve Güneydoğu Asya ile Güney Çin'de alfa talasemi;
Ortadoğu ülkeleri, Türkiye, Yunanistan ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde ise beta
talasemi riski yoğun bulunuyor. Beta talasemi taşıyıcılarının Türkiye’de
görülme sıklığı ise yüzde 2-3 civarında seyrediyor.
Anne-baba taşıyıcı ise hastalık ihtimali
yüzde 25
Talasemi hastalığı anne-baba taşıyıcı olmadığı durumda kendiliğinden ortaya
çıkmıyor. Prof. Dr. Bülent Antmen,“Talasemi Majör denilen hastalığın tüm
bulgularıyla ortaya çıkabilmesi için hem annenin hem babanın bu kalıtımsal
bozukluğu kendi genlerinde taşıyor olması gerekiyor.Bu durumda her doğan çocukta
talasemi yüzde 25 ihtimalle ortaya çıkıyorve bir ömür boyu devam ediyor. Bu
çocuklar her ay kan almadan yaşayamıyor. Ancak bu şekilde erişkinliğe ulaşabiliyor”
diyor.
Sürekli yeni kan nakline ihtiyaç var
Talasemi hastaları ömürleri boyunca kana muhtaç yaşıyor. 3-4 haftada bir düzenli
aralıklarla yeni kan alamazlarsa hayatlarını sürdürmeleri imkansız hale
geliyor. Bununla beraber hastalarda başka sorunlar da baş gösteriyor. Sürekli
kan alan hastada kanda bulunan demirin vücutta birikmeye başladığını söyleyen
Prof. Dr. Antmen,bu birikmenin kalp, karaciğer veya pankreası olumsuz
etkileyebildiğini, böylece beklenen yaşam süresinin kısalabildiğini aktarıyor.
Hastaların ortalama yaşam süresi uzadı
Talasemi hastalarının geçmişteki ortalama yaşam
süresi 18-20 yıl iken; günümüzde 45 yaş civarına ulaşmış bulunuyor. Prof. Bülent
Antmen, talasemi taşıyıcılığı ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Talasemi
taşıyıcılığı kuşaktan kuşağa geçebiliyor. Taşıyıcı oldukları önceden bilinmeyen
ailelerin çocuklarında talasemi hastalığına rastlanırsa, ailede talasemi taşıyıcılığı
olduğu anlaşılıyor. Taşıyıcılığın önceden saptanmasıyla, bebeğin talasemi hastalığıyla
doğması önlenebiliyor.Hasta bebek doğumlarının önlenmesi için prenatal tanı
koyma yönteminin tüm dünyada ve Türkiye’de bilinmesi önem teşkil ediyor.”
Kemik iliği nakli ile kurtulmak mümkün!
Anne-baba da talasemi taşıyıcılığı olduğu kan sayımı ve hemoglobin
elektroforezi yapılarak kolaylıkla anlaşılabiliyor. Doğacak bir bebeğin de daha
anne karnında iken hastalığı taşıyıp taşımadığı günümüz teknolojileri ile artık
kolayca anlaşılabiliyor. Prof. Dr. Bülent Antmen,hastanın erişkin yaşa gelmeden,
mümkün olabilecek en erken dönemde kemik iliği nakli ile talasemi hastalığından
tamamen kurtulma şansının bulunduğunu söylüyor.
YORUMLAR