Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda
Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü kapsamında Şeb-i Arus programı düzenlendi.
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve
Kerim Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen programda Üsküdar Üniversitesi
Rektör Danışmanı, mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut, Tasavvuf Araştırmaları
Enstitiüsü Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Emine Yeniterzi ve Prof. Dr. Osman Nuri
Küçük, “Hz. Mevlana” başlıklı söyleşide Mevlana’nın Mesnevi eserinde anlattığı
hikayeleri değerlendirdi.
Prof. Dr. Nevzat
Tarhan: “Mevlana’nın görüşleri Pozitif Psikoloji’nin temellerini oluşturuyor”
Programın açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, programın üniversitenin ruhuna ve amacına
uygun olan bir toplantı olduğunu belirterek kendisinin kaleme aldığı Mesnevi
Terapi’nin hikayesine değindi. 2009’da gerçekleştirilen Pozitif Psikoloji
Kongresi’nde ele alınan konuların temelinde bizim kadim kültürümüzden
örneklerin bulunduğunu söyledi. Mevlana’nın yüzyıllar öncesinde verdiği
mesajların referans gösterilmeden bir metodoloji geliştirilerek Pozitif
Psikoloji adı altında ele alınmasının kendini üzdüğünü ifade eden Prof. Dr.
Nevzat Tarhan, “Referans verilmemiş. Bundan çok rahatsız oıldum. Türkiye’de
Mevlana’yı bilen ve psikolojiyi bilen birisi olarak bu bir sorumluluk
gerektiriyor diyerek bunu kaleme aldım” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana kitlelerin travmalarını tedavi etmiş”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mevlana’nın günümüzde bilimsel
metodolojinin yeni farkına vardığı
tedavi metodlarını yüzyıllar önce kullandığını belirterek “Mevlana kitlelerin
travmalarını tedavi etmiş” dedi. ABD’de bugün kullanılan Mindfullness
terapilerin yani üçüncü nesil psikoterapinin çok yaygın kullanıldığını
belirterek “Bu travma tedavisinde çok fazla kullanılıyor. Farkındalık odaklı
psikoterapi. Travmaları yenmede yüksek güce inanmak. Kişinin yüksek güce ve
değere inanması ve ona sığınması. Teslim ve tevekkülü anlatıyorlar.
Metabilişsel tedavilerde de kişinin nasıl bağışlayıcı olacağı. Minnettarlık ve
bağışlayıcılık diye modüller var. Bizim inanç yapımızdaki ve kültürümüzdeki
değerleri metod olarak uyguluyorlar ve çok yararlarını görüyorlar” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Hz. Mevlana’yı anlatmak bizim görevimiz”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 20. Yüzyılın bilgi, 21. Yüzyılın
ise bilgelik çağı olduğunu belirterek “Er geç bu ilan edilecek. İnsanlığın
bilgeliğe çok ihtiyacı var. Suç artmış, şiddet artmış, acımasızlık, kana susama
artmış, merhametsizlik artmış. Böyle bir durumda bu kültüre tüm dünyanın çok
ihtiyacı var. Bunu anlatmak da bizim görevimiz, sesimizi yükseltmek, bunun için
interneti kullanmak bizim görevimiz. Bu nedenle bu gayretlerimiz çok önemli.
Bugüne değil, geleceğe hizmet ediyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana bizi iç yolculuğa çıkarıyor”
Mevlana’nın kar yağışını izlerken “Kar taneleri yağarken
bize ne anlatıyor? Kar taneleri
birbirine zarar vermeden yol almanın mümkün olduğunu anlatıyor” dediğini
belirten Tarhan, “Kaçımız kar tanesine bu gözle bakabiliyoruz. Mevlana’ya
bakarsak iç keşif yolculuğuna çıkarız. Kar tanelerine bile bu göze bakarız. Bu
da herhalde insan hayatına en güzel hizmettir” dedi.
Cemalnur Sargut:
“Hz. Mevlana bizi bize anlatıyor”
Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut da Hz. Mevlana’nın Mesnevi’deki
hikayelerinden örnekler verdiği konuşmasında sözün bilgeden geldiği için diri
olduğunu ve Mesnevi ile bir diriltme oluşturulduğunu belirterek “Bu diriltmeye
bizim ihtiyacımız var. Bu yüzden Mevlana Hazretleri bir arkadaşının okurken
Mesnevi’yi yere düşürdüğünü görüyor ve şunu söylüyor: ‘Bu kitabın değeri bu yer
değil bu kitap bir gün kiliselerde, camilerde, üniversitelerde okutulacak.
Hepimiz bunu görüyoruz. Diri olduğu için, söz diri olduğu için bilgeden geldiği
için çok temsili. O yüzden hikayeler de iç manasına götürüyor diye konuştu.
Sargut: “En büyük
günah benlik, kibirdir!”
Mesnevi’deki hikayelerinde Hz. Mevlana’nın bizi bize
anlattığını belirten Cemalnur Sargut, “Yalnız kul olan Hz. Peygamberdir. Ve
bize öğütlenen şey kulluktur, yokluktur, hiçliktir ve bence en büyük günah
benliktir, kibirdir. Onun için belki tekrar tekrar tekrarlanıyor. Allah bugünün
yüzü suyu hürmetine, bu birliğin yüzü suyu hürmetine, bu zerre küçücük
idrakimizle o büyük sultanın yüzü suyu hürmetine bizi de kulluk mevkine inşallah
yükseltsin” dedi.
Prof.Dr. Emine
Yeniterzi: “Hz. Mevlana’nın hikayeleri insanlara yol gösteriyor”
Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Hz. Mevlana’nın Mesnevi’de
anlattığı hikayelerin insanlara yol gösterdiğini, hikayeler hakkında
düşünmesini sağladığını, buradan çıkarılacak
dersler nedir bunu düşünmeye sevk ettiğini söyledi. Yeniterzi, “Hz.
Mevlana, insanı değiştirmeye yönelik, bizim bakır tabiatımızı altına çevirecek
olan o altın öğütleri hikayelerin altına
gizliyor. Ondan bir nasip almak istiyorsanız biraz emek verin diyor”
dedi.
Prof. Dr. Emine Yeniterzi, “Bu hikayeler kişiyi empati
yapmaya yönlendiriyor. O anda ben olsam ne yapardım diye düşünmeye başlıyoruz.
Nefsi muhasebemiz artıyor. Bunun gibi bir çok faydası var ve zihinde kalıyor.
İnsana şunu yap bunu yapma dendiği zaman herkeste ufak bir isyan ortaya çıkıyor
ve nefis bundan hiç hoşlanmıyor ama hikaye anlatıldığı zaman hikayelerde
dolaylı anlatım vardır, orada size şunu yap denmez. Size örnek gösterir siz o
örnekten alacağınızı zaten alırsınız. Hz. Mevlana işte bize en güzel örneği
gösteriyor. En zor meseleleri anlatırken hikaye tercih ediyor, en zor
meseleleri net şekilde anlamamızı sağlıyor. Bu nedenle hala çok etkili ve
metodu 744 yıldır etki sahasını genişleterek devam ediyor” dedi.
Prof. Dr. Osman
Nuri Küçük: “Hz. Mevlana, her hikaye içerisinde bize öğüt veriyor”
Prof. Dr. Osman Nuri Küçük de Mesnevi’de hikayeler
anlattığı konuşmasında herkesin algı mutlak eşiğinin farklı olduğunu belirterek
“Hz. Mevlana, bu hikayeleri kullanarak bizlere aslında zihnimizin kapılarını,
zihnimizin ufuklarını genişlemenin, bu ufuk genişlemesi aynı zamanda dini
düşüncenin de genişlemesidir. O yüzden böyle hikayeler anlatır, her hikayenin
içerisinde bizlere öğütler verir” diye konuştu.
YORUMLAR