131 yıl önce, 1 Mayıs 1886 günü, sekiz saatlik işgünü hakkı
için sürdürülen mücadelenin başlangıcı olan tarihi günde meydanları boş
bırakmayacaklarını belirten Ergin, “1 Mayıs, işçi sınıfının mücadele ederek
elde ettiği kazanımlarıyla, kararlılığıyla, dayanışmasıyla anlamlı kıldığı bir
gündür. Biz işçiler din, dil, ırk, siyasi düşünce ayrımı olmaksızın, emek
gücüyle yaşam mücadelesi verenler olarak, ortak taleplerimizi yüksek sesle dile
getirmek için bugün burada bir kez daha bir araya geldik. Kahramanmaraş’ta
olduğu gibi ülkemizin diğer şehirlerinde, dünyanın birçok yerinde, faizlerle
aynı kadere sahip arkadaşlarımız, işçiler, emek dostları, hak ve özgürlük
talepleriyle alanlarda olacaklar” dedi.
İşçilerin kaderinin ortak olduğunu ifade eden Tes-İş
Sendikası Kahramanmaraş Şube Başkanı Ömer Lütfi Ergin, “Biz, insanca çalışmak
ve yaşamak istiyoruz. Taşeronda, güvencesiz, kuralsız çalışmak, ucuz işgücü
olmak, iş kazalarında can vermek istemiyoruz. Ülkelerimiz ayrı ama kaderlerimiz
hep aynı” ifadelerine yer verdi.
Emekçilerin, dünyanın farklı ülkelerinde yaşasa bile benzer
sorunlarla karşı karşıya olduğunu kaydeden Ergin, şöyle konuştu: “Sorunlarımız
ortak ama mücadele azmimiz ve kararlılığımız da ortak. Çünkü biz birlik olursak
emek mücadelesinin kazananı hepimiz olacağız. Bizler alın teriyle, haram lokma
yemeden yaşam mücadelesi verenleriz. Bizler, tüm insanların refah ve huzur
içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz. Burada ‘Ekmek, Barış,
Özgürlük’ sloganıyla bir araya geldik. Ekmeğin hakça bölüşümünü, özgürlüğün siyasal
ve ekonomik demokrasiyle sağlanmasını talep ediyoruz. İşin, ekmeğin olmadığı
bir yerde sosyal barışın da olmayacağını biliyoruz. Emeğin baş tacı edildiği,
her alanda demokrasinin geçerli olduğu bir düzen istiyoruz. Sorunlara karşı
mücadeleyi yükseltmek için tekrar bir aradayız. Kıdem tazminatımıza el
uzatılmasına, haksız yere işten çıkarmalara, açlığa ve sefalete mahkûm
bırakılmaya, sendikasızlaştırmaya, güvencesizleştirmeye çocuklarımızın
geleceğinin çalınmasına ve topyekûn hayatımızın karartılmasına karşı
alanlardayız. Eşitliği, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ülkemizde ve tüm
dünyada egemen kılacak güç faizleriz. Tüm kurum ve kurallarıyla demokrasi,
ancak bizlerin mücadelesiyle sağlanabilir. Bugün mücadele azmimizi bir kez daha
haykırmak için buradayız.”
Başkan Ergin, “1 Mayıs 2017’de Emekçilerin yüzlerce yıl
süren mücadeleler sonunda elde ettiği haklar ellerinden alınmak isteniyor. Sağlık,
eğitim, sosyal güvenlik özelleştiriliyor; sosyal devlet ortadan kaldırılıp
yerine paranın egemen olduğu bir düzen kurulmak isteniyor. Denetimsizliği,
kuralsızlaştırmayı, esnekleştirmeyi öneren bu politikalara karşı mücadelemizi
sürdüreceğiz. Sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma koşullan, sosyal adalet,
eşitlik, kardeşlik, barış ve özgürlük için her zamankinden daha kararlı şekilde
mücadele edeceğiz” dedi.
“GELECEĞİMİZİ BARIŞ
İÇİNDE KARARLAŞTIRMALIYIZ”
Toplumun geleceğini şekillendirecek kararları her kesiminin
katılıyla barış içinde alınması gerektiğini vurgulayan Tes-İş Sendikası
Kahramanmaraş Şube Ergin, şu açıklamalarda bulundu: “Toplumda ayrışma riski
ortadan kaldırılmalı, kardeşlik bağıyla bu ülkenin tüm kesimleri ortak akıl
çerçevesinde bir yol haritası belirlemelidir. Ülkemizin çalkantılı siyasi
tarihinde, darbelerden, muhtıralardan en fazla etkilenenler biz emekçiler
olmuştur. Dünyanın farklı ülkelerinde ve ülkemizde de görüldüğü gibi, darbe
dönemlerinde en fazla hak kaybına uğrayanlar emekçilerdir. Emekçiler darbelerin
en büyük düşmanı, demokrasinin en büyük dostudur. Tam demokrasinin sağlandığı
ortamlar, işçi hak ve özgürlüklerinin yaşama alanıdır. 15 Temmuz 2016 tarihinde
başarısızlığa uğratılan darbe girişimini lanetliyoruz. Savaşların olduğu
coğrafyalarda insan hakten ve emek mücadelesinden söz edilemez; sağlanacak
barış, en fazla emekçiler açısından kazanandır. Emekçilerin kazanımı tüm
toplumun kazanımıdır.”
Hukukun üstünlüğü ilkesinin, emekçilerin sürdürdüğü
mücadelenin olmazsa olmazı olduğunu aktaran Ergin, şunları söyledi: “Hukukun
üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, her türlü görüşün, düşüncenin görsel ve yazılı
bir şekilde dile getirilmesi ve dağıtılması için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Basın özgürlüğü demokratik yapının güvencesidir. Uygulanan iktisat
politikalarının temelinde insan ve istihdamın artırılması olmalıdır. Güvenceli
ve insan onuruna yaraşır iş koşullarında çalışmak bir ayrıcalık değil, en temel
insan hakkıdır. Kadınların toplumsal yaşamda yer almalarına yönelik olumsuz
yargıların ortadan kaldırılması için hem sendikalar hem de ilgili kamu kurumlan
çalışmalar yapmalıdır. Toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılım, kadınlara
karşı uygulanan şiddet döngüsünün kırılmasında büyük rol oynayacaktır. Taşeron
sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında biran
önce çözüme kavuşturulmalıdır. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya
alınmalıdır. Kamu kuramlarındaki geçici İşçilik uygulaması, güvencesiz
istihdamın bir türüdür. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde
istihdam edilmelidir. İş cinayetine dönüşen iş kazaları önlenmelidir. Kayıtdışılık
ülkemizin uzun soluklu ekonomik sorunlarından biridir ve hala devam etmektedir.
Kayıtdışı sorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı
işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması,
ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi
getirilmemelidir.”
ASGARİ ÜCRET
İYİLEŞTİRİLMELİ!
Asgari ücretin birey değil, aile temelinde hesaplanması
gerektiğinin önemine değinen Başkan Ömer Lütfi Ergin, şöyle devam etti: “İnsana
yakışır geçim şartlarını sağlamalıdır. Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi
yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir. Tahrip edilen, yok edilen
doğal ortam bizlerin de yok olması demektir. Ekonomik gelişme politikaları, dar
bir çevrenin değil, tüm toplumun çıkarına göre belirlenmelidir. Dar çevrelerin
kısa sürede elde edecekleri yüksek karlar uğruna, tekrar oluşumu onlarca, belki
yüzlerce yıl sürecek doğal kaynakların tahribatına neden olacak uygulamalar
kamu erki tarafından engellenmelidir. Genetiği değiştirilmiş organizmalı
(GDO’lu), yapay tatlandırıcın ve nişasta bazlı ürünlerin tüketimi sağlımızı
tehdit etmektedir. Tarım alanlarının imara açılması besin kaynaklarımızın yok
edilmesidir.” Engellilerin toplumsal yaşama tam uyum sağlamaları için kanuni ve
fiili düzenlemelere hız verilmesi gerektiğini bildiren Ergin, “Öğrenim kurumlan,
demokratik yapının ve bilgi toplumunun gerektirdiği nitelikte özgür bireylerin
yetiştiği, istihdam edilebilirliği destekleyen yapıda olmalıdır,
üniversitelerimiz bilimin üretildiği yapıya kavuşmalıdır. İşçiler, kamu emekçileri,
esnaf, emekliler, işsizler, yoksullar, kadınlar, gençler, öğrenciler güzel
yurdumuzun emek ve demokrasi sevdalıları 1 Mayıs birlik, mücadele ve dayanışma
günü tüm emekçilere kutlu olsun” şeklinde konuştu. (HABER-FOTO: KENAN ONARAN)
YORUMLAR