Topalca bugün yayımlanan yazısında “Kahramanmaraş basını
son günlerde toplumun bazı kesimleri ve bazı kurumlar tarafından yoğun baskı ve
saldırı altında tutuluyor. Şehrin ve ülkenin en zor günlerinde halkın ve
devletin yanında duran basın, şu anda şamar oğlanı ve günah keçisi ilan
edilmiş, en ağır hakaretlere ve yaptırımlara maruz kalıyor” vurgusunu yaparak,
şu ifadeleri kullandı:
“Hem beden hem de beyniyle sürekli çalışmak zorunda kalan
gazeteciler, hak etmedikleri durumlarla karşı karşıya olmasına rağmen toplumun
huzuru, gelişmenin, büyümenin devamı, kaosun ve kargaşanın oluşmaması için hala
duyduğu, gördüğü hakaretlere ve muamelelere dişini sıkarak dayanmaya devam
ediyor. Bu ne zamana kadar, nereye kadar devam eder bilmiyorum ama artık son
damlanın düşmeye hazır olduğunu gözlemliyorum.
Hemen antrparantez bir konuyu belirteyim, bu yazı bir
tehdit değil tam aksine bir ikaz, uyarıdır, zira oluşabilecek hadiselerin iş
işten geçtikten sonra önünün alınması herkes tarafından malumdur ki pek kolay
olmuyor. Yani dal rüzgarı affetse dahi bir kere kırılmış oluyor.
Ekmeğini yani ailesinin geçimini gazetecilikten sağlayan
meslek sahipleri bu ihtiyacını elbette ki reklam, ilan, kutlama, abone, haber
reklam gibi çalışmalarla kazanacaktır. Tek geçim kaynağı bu olan insanların,
sözüm ona bazı safsata ve uydurma bahanelerle bu kaynaklarını kesmeye
çalışırsanız veya keserseniz ya da sahip çıkmazsanız bunun en ağır faturasını
sizler ödersiniz. Bu insanlar geçim kaynağını alnının teri, izzeti, namusu ve
şerefiyle, sanayide, fabrikada, markette, lokanta da dahi çalışarak kazanır.
Ancak sizler eli kalem tutan, toplumu haberdar eden, kirli çirkef iftira ve
uydurma dedikoduların önüne geçen, insanları doğruda ve iyide birlik olmaya
davet eden insanlara hak etmediği şekilde muamele ederseniz, büyük bir yanılgı,
yanlış ve hatanın içine sürüklenmiş olursunuz. Örnek mi, çok uzağa gitmeyelim,
Suriyeli mültecilere karşı kardeşlik duygularıyla hareket edilmesi gerektiğini
duyuran, haykıran, savunan gazete ve gazeteciler. 15 Temmuz hain kalkışmasında
milletin, devletin, ülkenin ve demokrasinin yanında olmaya çağıran ve hainlere karşı
dimdik ayakta duran gazete, televizyon ve gazeteciler…
Evet, ucuz numaralar ve oyunlarla, her zaman hukukun,
haklının, halkın, demokrasinin, insan haklarının, milletin yanında duran bu
insanlara haksızlık edilmemeli. Varsa eğer bu insanların içinde mesleğini
gerektiği gibi yapmayanlar ve sizde bunları bilmenize rağmen mahkemeye
başvurmadıysanız bu ağır sorumluluk ve mesuliyet sizin omzunuzda gereğinden
fazla bir yüktür, başka bir yük aramayın.
Elinizde istediğiniz gücü bulundurun, istediğiniz kadar
sosyal paylaşım siteleriniz ve takipçileriniz olsun. Sorumluluk alanı hukukla
çizilmiş ve meslek ilkeleri etrafında işini yapan bu insanların görevinin,
gücünün kıyısından, kenarından dahi geçemezsiniz. Oradan buradan yapacağınız
reklamlar, açıklamalar hiçbir zaman bir basın kuruluşunun ciddiyetini, gücünü
size veremeyecektir. Basından daha sağlam, daha güvenilir bir kaynak var
diyorsanız kaynaklarınızın hayrını görün.
Emin olun, şimdiki geniş zamanlarınızda ortaya koyduğunuz
muamele sonucunda kaybettiğiniz bu insanlara bir gün ihtiyacınız olacak. Kara
propaganda, iftira, haksızlık karşısında kaldığınızda sizi bulunduğunuz makam,
sahip olduğunuz siteleriniz koruyamayacak. Bunlar sizin destekçiniz de olamaz,
kurtarıcınız da olamaz. Siz derdinizi ancak ve ancak basın yoluyla
anlatabilirsiniz. Basının sahip olduğu gücü, inandırıcılığı, güveni herhangi
bir yerde bulmaya çalışmak içinde bulunduğunuz hatanın ne kadar vahim olduğunu
gösteriyor olması lazım size. Haklı olduğunuzu en güçlü araçlarla
haykırabilirsiniz, hiçbir inandırıcılığı olmayan kaynaklarla değil.
Yaşadığımız bu sorunlar karşısında basının içinde bulunan
insanların yapacağı tek bir yol vardır. Birlik olmak, bir olmak. Bu iftiralara,
bu baskılara, bu haksızlığa ancak birlik olarak karşılık verilebilir. Münferit
çırpınışlar, ferdi hareketler hiç kimseye fayda vermeyeceği gibi, yarayı
derinleştirir, müspet bir sonuç elde edilmesini engeller. Ve bir noktada bütün
gazetecilerin müsterih olması gerekir, hiç kimse basından daha güçlü bir kaynak
bulamaz. Hiçbir araç, hiçbir kaynak basının yapmış olduğu görevi icra edemez.
Hiç kimse basından daha güçlü bir propaganda aracı bulamaz, basından daha
güvenilir, daha ciddi bir kaynak oluşturamaz.
Bunun için gazetecilik yapan meslektaşlarımın sahip
olduğu değerleri hor görmemesi, küçümsememesi gerekir. İnsanlar bunun kıymetini
bilmiyor diye bu unsur değerinden zerre kayıp yaşamaz. Zira cevherin kıymetini
ancak ustalar anlar. Onun için bütün basın çalışanlarına soruyorum; birlik
olma, güçlü olma, hakkımızı hep beraber savunma, haksızlık karşısında
kenetlenme zamanı: GAZETECİLER ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?
Gazetecilerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi
elzemdir. Bu badireleri aşabilmemizin yolu bütün güçlerin birleştirilip, aynı
düşünce etrafında kenetlenmesiyle olur. Ortak tepki, ortak savunma, ortak
açıklamalar herkes tarafından yayınlanırsa sahip olunan güç ortaya çıkar ve bu
gücün etkisi anlaşılır.
Not: Aklınca bu yazıyı kullanmaya çalışacaklara
uyarımdır. Burada bahsedilen konular sadece ilgililerini bağlar, ne
toplumumuzun ne de kurum ve kuruluşlarımızın tamamını kapsamaz.”
Kaynak:
https://www.marasaktif.com/gazeteciler-simdi-degilse-ne-zaman-makale,284.html
YORUMLAR