Topalca: “Gazeteciler şimdi değilse ne zaman?”

Topalca: “Gazeteciler şimdi değilse ne zaman?”

Kahramanmaraş’ta yayın yapan www.marasaktif.com sitesi ve Maraş Aktif Gazetesi yazarlarından M.Serhat Topalca, “Gazeteciler şimdi değilse ne zaman?” sorusu ile Kahramanmaraş’ta adeta baskı altına alınan gazetecileri bir kez daha gündeme getirdi.

10 Ağustos 2019 - 01:08

Topalca bugün yayımlanan yazısında “Kahramanmaraş basını son günlerde toplumun bazı kesimleri ve bazı kurumlar tarafından yoğun baskı ve saldırı altında tutuluyor. Şehrin ve ülkenin en zor günlerinde halkın ve devletin yanında duran basın, şu anda şamar oğlanı ve günah keçisi ilan edilmiş, en ağır hakaretlere ve yaptırımlara maruz kalıyor” vurgusunu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

“Hem beden hem de beyniyle sürekli çalışmak zorunda kalan gazeteciler, hak etmedikleri durumlarla karşı karşıya olmasına rağmen toplumun huzuru, gelişmenin, büyümenin devamı, kaosun ve kargaşanın oluşmaması için hala duyduğu, gördüğü hakaretlere ve muamelelere dişini sıkarak dayanmaya devam ediyor. Bu ne zamana kadar, nereye kadar devam eder bilmiyorum ama artık son damlanın düşmeye hazır olduğunu gözlemliyorum.

Hemen antrparantez bir konuyu belirteyim, bu yazı bir tehdit değil tam aksine bir ikaz, uyarıdır, zira oluşabilecek hadiselerin iş işten geçtikten sonra önünün alınması herkes tarafından malumdur ki pek kolay olmuyor. Yani dal rüzgarı affetse dahi bir kere kırılmış oluyor.

Ekmeğini yani ailesinin geçimini gazetecilikten sağlayan meslek sahipleri bu ihtiyacını elbette ki reklam, ilan, kutlama, abone, haber reklam gibi çalışmalarla kazanacaktır. Tek geçim kaynağı bu olan insanların, sözüm ona bazı safsata ve uydurma bahanelerle bu kaynaklarını kesmeye çalışırsanız veya keserseniz ya da sahip çıkmazsanız bunun en ağır faturasını sizler ödersiniz. Bu insanlar geçim kaynağını alnının teri, izzeti, namusu ve şerefiyle, sanayide, fabrikada, markette, lokanta da dahi çalışarak kazanır. Ancak sizler eli kalem tutan, toplumu haberdar eden, kirli çirkef iftira ve uydurma dedikoduların önüne geçen, insanları doğruda ve iyide birlik olmaya davet eden insanlara hak etmediği şekilde muamele ederseniz, büyük bir yanılgı, yanlış ve hatanın içine sürüklenmiş olursunuz. Örnek mi, çok uzağa gitmeyelim, Suriyeli mültecilere karşı kardeşlik duygularıyla hareket edilmesi gerektiğini duyuran, haykıran, savunan gazete ve gazeteciler. 15 Temmuz hain kalkışmasında milletin, devletin, ülkenin ve demokrasinin yanında olmaya çağıran ve hainlere karşı dimdik ayakta duran gazete, televizyon ve gazeteciler…

Evet, ucuz numaralar ve oyunlarla, her zaman hukukun, haklının, halkın, demokrasinin, insan haklarının, milletin yanında duran bu insanlara haksızlık edilmemeli. Varsa eğer bu insanların içinde mesleğini gerektiği gibi yapmayanlar ve sizde bunları bilmenize rağmen mahkemeye başvurmadıysanız bu ağır sorumluluk ve mesuliyet sizin omzunuzda gereğinden fazla bir yüktür, başka bir yük aramayın.

Elinizde istediğiniz gücü bulundurun, istediğiniz kadar sosyal paylaşım siteleriniz ve takipçileriniz olsun. Sorumluluk alanı hukukla çizilmiş ve meslek ilkeleri etrafında işini yapan bu insanların görevinin, gücünün kıyısından, kenarından dahi geçemezsiniz. Oradan buradan yapacağınız reklamlar, açıklamalar hiçbir zaman bir basın kuruluşunun ciddiyetini, gücünü size veremeyecektir. Basından daha sağlam, daha güvenilir bir kaynak var diyorsanız kaynaklarınızın hayrını görün.

Emin olun, şimdiki geniş zamanlarınızda ortaya koyduğunuz muamele sonucunda kaybettiğiniz bu insanlara bir gün ihtiyacınız olacak. Kara propaganda, iftira, haksızlık karşısında kaldığınızda sizi bulunduğunuz makam, sahip olduğunuz siteleriniz koruyamayacak. Bunlar sizin destekçiniz de olamaz, kurtarıcınız da olamaz. Siz derdinizi ancak ve ancak basın yoluyla anlatabilirsiniz. Basının sahip olduğu gücü, inandırıcılığı, güveni herhangi bir yerde bulmaya çalışmak içinde bulunduğunuz hatanın ne kadar vahim olduğunu gösteriyor olması lazım size. Haklı olduğunuzu en güçlü araçlarla haykırabilirsiniz, hiçbir inandırıcılığı olmayan kaynaklarla değil.

Yaşadığımız bu sorunlar karşısında basının içinde bulunan insanların yapacağı tek bir yol vardır. Birlik olmak, bir olmak. Bu iftiralara, bu baskılara, bu haksızlığa ancak birlik olarak karşılık verilebilir. Münferit çırpınışlar, ferdi hareketler hiç kimseye fayda vermeyeceği gibi, yarayı derinleştirir, müspet bir sonuç elde edilmesini engeller. Ve bir noktada bütün gazetecilerin müsterih olması gerekir, hiç kimse basından daha güçlü bir kaynak bulamaz. Hiçbir araç, hiçbir kaynak basının yapmış olduğu görevi icra edemez. Hiç kimse basından daha güçlü bir propaganda aracı bulamaz, basından daha güvenilir, daha ciddi bir kaynak oluşturamaz.

Bunun için gazetecilik yapan meslektaşlarımın sahip olduğu değerleri hor görmemesi, küçümsememesi gerekir. İnsanlar bunun kıymetini bilmiyor diye bu unsur değerinden zerre kayıp yaşamaz. Zira cevherin kıymetini ancak ustalar anlar. Onun için bütün basın çalışanlarına soruyorum; birlik olma, güçlü olma, hakkımızı hep beraber savunma, haksızlık karşısında kenetlenme zamanı: GAZETECİLER ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

Gazetecilerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi elzemdir. Bu badireleri aşabilmemizin yolu bütün güçlerin birleştirilip, aynı düşünce etrafında kenetlenmesiyle olur. Ortak tepki, ortak savunma, ortak açıklamalar herkes tarafından yayınlanırsa sahip olunan güç ortaya çıkar ve bu gücün etkisi anlaşılır.

Not: Aklınca bu yazıyı kullanmaya çalışacaklara uyarımdır. Burada bahsedilen konular sadece ilgililerini bağlar, ne toplumumuzun ne de kurum ve kuruluşlarımızın tamamını kapsamaz.”

Kaynak: https://www.marasaktif.com/gazeteciler-simdi-degilse-ne-zaman-makale,284.html

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x