Franchise sistemiyle ABD’den Çin’e, Rusya’dan
Endonezya’ya kadar dünyanın pek çok noktasına yayılan Türk markaları,
büyümelerini sürdürülebilir kılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Büyümeyi
devam ettirmek, kâr marjlarını artırmak ve riski dağıtmak için yurt dışına
odaklanan 64 Türk markası, 2018 sonuna kadar farklı ülkelerde bin 153 yeni
mağaza açma hedefiyle çalışıyor. Bu markaların yeni iş alanları yaratmasının
yanı sıra Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sağladığını söyleyen Medyafors
Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem, pek çok markanın kendi
mağazalarını açmaktan ziyade franchise vererek büyümeyi tercih ettiğini
söyledi.
Günümüzde hızla gelişen franchising sektörü, yeni
yatırımları ve iş birliklerini de beraberinde getiriyor. Bu pozitif büyüme
sayesinde de dünyada ve Türkiye’de her geçen yıl gelişen franchise sektörü,
büyüyerek gelişmeye devam ediyor. ABD’den Çin’e, Rusya’dan Endonezya’ya kadar
dünyanın pek çok noktasına yayılan Türk markaları, büyümelerini sürdürülebilir
kılma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Büyümeyi devam ettirmek, kâr marjlarını
artırmak ve riski dağıtmak için yurt dışına odaklanan 64 Türk markası, 2018
sonuna kadar farklı ülkelerde bin 153 yeni mağaza açmayı hedefliyor.
“Türkiye’de 2000’li yıllarda başlayan markalaşma ve mağazalaşma atağı yurt dışına sıçradı”
Türkiye’de son yıllarda en hızlı büyümenin franchising
alanında gerçekleştiğini söyleyen Medyafors Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu
Başkanı Özhan Erem, pek çok markanın kendi mağazalarını açmaktan ziyade
franchise vererek büyümeyi tercih ettiğini söyledi. Öte yandan son dönemde Türk
markalarının yurt dışında da büyüme atağında olduğunu belirten Erem, “Türk
markaları yurt dışında da daha çok franchise vererek yol alıyor. Yapılan
araştırmalara göre şirketlerin önemli bir kısmı master franchising vererek
büyümeyi tercih ediyor. Son birkaç yıldır ülke dışında atağa kalkan şirketlerin
her biri ülkeye ve koşullara göre farklı bir strateji izliyor. 2018 yılında 64
şirket, bin 153 mağaza açmaya hazırlanıyor. Bu şirketlerin 2017 sonu itibarıyla
yurt dışında 3 bin 840 mağazası bulunuyor. Yani oransal olarak yüzde 30’luk bir
büyüme hedefinden bahsetmek mümkün. Türkiye’de 2000’li yıllarda başlayan
markalaşma ve mağazalaşma atağı yurt dışına sıçradı. Son yıllarda yurt dışına
açılan markaların başarısı pek çok şirketin cesaretlenmesini sağladı. ABD’den
Çin’e kadar dünyanın pek çok ülkesinde artık Türk markalarını kendi
mağazalarıyla görmek mümkün. Hazır giyim markalarının yanı sıra mobilyadan
yeme-içmeye farklı sektörlerde faaliyet gösteren pek çok şirket, yurt dışında
büyümeye hazırlanıyor. Franchise ile markalı ihracatla birlikte yurt dışında
sadece ürün değil konsept ve milli kültürde sunuluyor. Her yeni mağaza
açılışında kullanılan mobilyadan poşete, askıdan mankene yan sanayi ürünlerini
ve milli kültür de ihraç ediliyor. Hazır giyim markalarının yanı sıra
yeme-iç-me, mobilya, mücevherat gibi farklı sektörlerden markalar da yurt
dışında ciddi bir büyüme sürecine girmiş durumda” dedi.
Bir ülkedeki hizmet sunucusunun başka bir ülkeye giderek
hizmet sunması olduğunun altını çizen Özhan Erem, “Günümüzde ekonomilerin ana
taşıyıcılarından biri konumuna ulaşan hizmetler sektörü, dünya ticaretinde de
büyük bir hızla gelişim gösteriyor. Dünyada hizmet ticaretinde kıyasıya bir
rekabet yaşanırken Türkiye'nin de bu alanda kaydettiği başarısı yadsınamaz.
Nitekim, pek çok noktaya yapılan uçuşlarla ülkemizin hizmet ihracat hacmine
önemli katkıları olan havayolu taşımacılık hizmetlerinde dünyada ABD ve BAE'den
sonra 3.sıradayız. Türkiye'nin coğrafi konumu lojistik açısından da çok ciddi
bir gelişim alanına sahip. Kültürel ve eğlence hizmetlerinde ise dünyada ilk 10
ülke arasındayız. Başta Türk dizileri olmak üzere, film ve yarışma gibi
televizyon programlarının yurt dışına temsili ve pazarlanması kapsamında önemli
bir döviz girdisi elde edilmesinin yanında, görsel ve işitsel hizmet ihracı
diğer sektörlere de çarpan etkisi oluşturuyor. 100'ün üstünde ülkeye dizi
satıyoruz, 500 milyon insan Türk dizilerini izliyor. ABD'den sonra dünyaya en
fazla dizi satan 2. ülkeyiz. Sağlık turizminde de dünyada oldukça iyi bir
konumda olduğumuzu söylemek mümkün. Ülkemize sağlık hizmeti alma amacıyla yılda
yaklaşık 600 bin turist geliyor. Gastronomi alanında da birçok firmamız dünyada
ses getirmeye başladı. Dünyanın farklı lokasyonlarında dünya mutfaklarının
farklı lezzetleri, geleneksel Türk konukseverliğiyle birleştirilerek
yabancılara sunuluyor” diye açıkladı.
Öte yandan Medyafors Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
Özhan Erem, yerli ve yabancı pek çok markayı girişimci adaylarıyla buluşturmaya
kendine ilke edinen Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı’nın
markaların tanınmasını, ulusal ve uluslararası alanda zincirleşmesine büyük
katkı sağladığını söyledi. Markaların ürünlerini, hizmetlerini, projelerini
sergilemeleri açısından büyük önem taşıyan fuarın ülke ekonomisinin gelişiminde
15 yıldır önemli bir misyon üstlendiğini belirten Erem, “2018 bizim için yurt
içinde olduğu kadar yurt dışı çalışmalarımıza da ağırlık vereceğimiz bir yıl
olacak. Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı, bu yıl 11-14
Ekim 2018’de… Fuar, Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD işbirliği ve
Coldwell Banker Türkiye Ana Sponsorluğunda CNR Fuar merkezinde 16.kez düzenlenecek.
Fuar, her geçen yıl markaların büyüyerek zincirleşmesine fayda sağlarken, aynı
zamanda Türk markalarının uluslararası arenada boy gösterebilmesine olanak
sağlıyor.”
YORUMLAR