Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiği önünde Kuran-ı Kerim’in yakılması, İsveç ile gerginliğin artmasına yol açtı ve Türkiye’yi İsveç’in NATO üyeliğini veto etme noktasına getirdi. İsveç ve Finlandiya’nın ülkelerinde barındırdıkları Türkiye karşıtı terör örgütü üyelerini taahüt vermelerine rağmen henüz iade etmediklerini hatırlatan siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, belirsizlik yüzünden gerilen ilişkilerin son dönemde Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açık provokatif eylemlerle kötüleştiğini ifade etti. Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Kuran-ı Kerim yakma eylemi, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini destekleme fikrini tekrar gözden geçirmesi gerekliliğini net olarak ortaya çıkardı. Türkiye destek beklemekte haklı” dedi.
Geçtiğimiz günlerde aşırı sağ siyasetçi Rasmus Paludan tarafından Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiği yakınlarında Kuran-ı Kerim’in yakılması iki ülke arasındaki gerginliğin artmasına yol açtı. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan ile Arş. Gör. Ali Ekmekçi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik süreci ve yaşanan gerginlik hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Rusya’nın işgali İsveç ve Finlandiya’yı endişelendiriyor”
Rusya’nın Ukrayna işgalinden itibaren İsveç ve Finlandiya’nın Rusya kaynaklı tehdit algısının yükseldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Bu sebeple bu iki ülkenin NATO güvenlik şemsiyesinin parçası olmaları gündeme gelmiş ve üyelikleri tartışılmaya başlanmıştı. NATO’ya yeni bir üyenin katılması mevcut üyelerin oybirliğini gerektirdiği için iki ülkenin üyeliği konusunda Türkiye’nin ikna edilmesi söz konusu olmuştu. Türkiye’nin NATO üyeliği konusunda desteğinin en önemli şartı, İsveç ve Finlandiya’nın ülkelerinde barındırdıkları Türkiye karşıtı faaliyetlerde bulunan terör örgütleri üyelerinin iade edilmesi konusuydu. Son 5 yıl içerisinde Türkiye çok sayıda teröristin iadesi için bu ülkelere talepte bulunmasına rağmen olumlu karşılık alamamıştı.” dedi.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Açık provokatif eylemlerle ilişkiler kötüleşti”
Geçtiğimiz Haziran’da yapılan NATO zirvesi öncesinde Türkiye’nin talepleri konusunda bu ülkelerden olumlu taahhüt almasının ardından üyelikleri önündeki vetoyu kaldırdığını ifade eden Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Fakat anlaşma ve taahhüt sonrası bu konularda somut adım olarak iadelerin gerçekleşmesi beklenirken gereken hukuki işlemler başlatılmadı ve Türkiye’nin talepleri ertelenmeye devam edildi. Bu belirsizlik yüzünden gerilen ilişkiler, son dönemde Türkiye’ye ve Erdoğan’a yönelik açık provokatif eylemlerle giderek kötüleşti.” diye konuştu.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Türkiye destek beklemekte haklı”
Prof. Dr. Havva Kök Arslan, ‘Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Kuran-ı Kerim yakma eylemi Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini destekleme fikrini tekrar gözden geçirmesi gerekliliğini net olarak ortaya çıkardı’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eylemin Stockholm’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde gerçekleşmiş olması, eylemin arka planında güncel uluslararası ilişkilere dair bir gündemi olduğunun açık bir göstergesidir. Eylemlerle Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesini amaçlayanların olduğu düşünülebilir. Diğer yandan artacak gerginlik sonucu Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği konusunda tekrar veto pozisyonuna geçip üyeliğin engellenmesi motivasyonu da ihtimal dahilindedir. Bu noktada Türkiye’nin öncelikle NATO üyesi olarak çıkarlarının diğer üyeler nezdinde destek görmesini beklemesi doğal bir hakkıdır. Bu anlamda İsveç’in NATO üyesi adayı konumundaki bir ülke olarak müstakbel müttefiklerinin çıkarlarını düşünmekle yükümlü olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin iadelerini talep ettiği kişilerin çoğunun birçok ülke tarafından da terör örgütü olarak görülen PKK üyesi olmaları sebebiyle de İsveç’in diğer NATO üyeleriyle uyumlu şekilde bu kişilere tolerans göstermemesi gerekiyor.”
Arş. Gör. Ali Ekmekçi: “İsveç yalnızlıktan kaçınmak için Türkiye’ye yakınlaşabilir”
Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Arş. Gör. Ali Ekmekçi ise konuyla ilgili olarak, “Son Kuran-ı Kerim yakma eylemi özelinde de İsveç her ne kadar kendi yasalarında bu eylemi ifade özgürlüğü kapsamında yasal sınırlar içerisinde görse de Türkiye ile iyi ilişkilerini korumak istiyorsa bu kişileri ve eylemleri açıkça kınadığını belirtmesi beklenebilir. Diğer yandan, Finlandiya Dışişleri Bakanının İsveç’te gerçekleşen provokatif eylemleri eleştirerek bu eylemlerin İsveç ve Finlandiya’nın güvenliğini tehlikeye attığını söylemesi önemli bir çıkış oldu. Bakanın aynı zamanda üyelik görüşmeleri hakkında ‘İsveç olmadan ilerlememiz gerekebilir’ demesi, aslında Türkiye’ye İsveç’ten taleplerini yerine getirmesi konusunda baskıyı artırma imkanı sağlayabilir. Yalnızca Finlandiya’yla devam edecek görüşmeler, İsveç’in süreçte yalnızlaşmaktan kaçınmak adına Türkiye’yle yakınlaşma çabalarını artırmasına yol açabilir.” ifadelerini kullandı.
Arş. Gör. Ali Ekmekçi: “Çatışma ve krizlerin devam ettiği senaryolar oluşabilir”
Bu yaşananların aslında Türkiye ile ABD ve NATO arasında son yıllarda artan gerilimin ışığında da ele alınması gerektiğini belirten Arş. Gör. Ali Ekmekçi, “Daha önce Patriot savunma sistemleri ve F-35 uçakları satın alımı konusunda anlaşmazlık yaşayan Türkiye’nin Batı Bloku dışındaki alternatiflere yönelmiş olması, Türkiye ile batı arasında ilişkilerin bazı noktalarda gözden geçirilmesine yol açtı. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’ya güvenlik endişelerini gidermek üzere NATO konusunda destek vermeye çalışmasına karşın beklediği taahhütlerin yerine getirilmemesi Batı-Türkiye gerilimini tetiklemeye devam ediyor. Türkiye’nin gerekli desteği alamadığını görmesi kendi güvenlik endişelerinin artmasına yol açıyor. Bu da şüphesiz ortak güvenliğin önemsendiği bir dünyada hiçbir ülkenin yararına olmayacaktır. Çatışma ve krizlerin devam ettiği senaryolar ortaya çıkabilir.” dedi.
YORUMLAR