Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de
gerçekleştireceği bağımsızlık referandumuna 48 saatten az bir süre kalmışken,
Türkiye'de de sıcak saatler yaşanıyor. Geride bırakılan zamna diliminde Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) ve Bakanlar Kurulu'nda ele alınan konu ile ilgili Erbil
yönetimine net mesajlar verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan
Binali Yıldırım tarafından da direkt olarak Başkan MEsud BArzani'ye yapılan
çağrılarda sıklıkla "ikili anlaşmalar" vurgulanıyor ve
"Türkiye'nin bu anlaşmalardan doğan hakkını ullanacağı" belirtiliyor.
Peki nedir bu anlaşmalar ve haklar?
İşte ayrıntılar:
ANKARA ANLAŞMASI
Türkiye ile Irak arasındaki sınırı belirleyen ve komşuluk
ilişkilerini düzenleyen Ankara Antlaşması, 05 Haziran 1926 tarihinde, Türkiye,
Irak ve İngiltere arasında imzalandı. Antlaşmanın 1. Maddesi ile Türk-Irak
hududu, Milletler Cemiyeti'nin 29 Ekim 1924 tarihinde kararlaştırdığı şekilde
(Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşti. Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet kurulması
halinde 1926 Ankara Antlaşması ile Milletler Cemiyeti'nin 29 Ekim 1924 tarihli
kararı ortadan kalkmış olacaktı. Böyle bir durumda statüko ante'ye dönülerek
Musul ve Kerkük petrol alanları dahil olmak üzere Kuzey Irak bölgesi yeniden
Türk toprağı olacaktı.
1926 ANKARA
ANTLAŞMASININ MADDELERİ
-Musul vilayeti Irak'a ait olacak.
-Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen
Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecek.
-Irak Musul'dan elde ettiği petrol gelirinin %10'unu 25
yıllık bir süre için Türkiye'ye verecek.
-Türkiye bu parayı 4 yıl boyunca almış, kalan 21 yıllık
hakkından ise 500.000 Sterlin'e İngiltere lehine vazgeçmiştir.
İşte anlaşmanın ilk beş maddesi:
1. MADDE: 'KESİN'
SINIR
Türkiye ile Irak arasında sınır, Milletler Cemiyetinin 29
Ekim 1924 günlü oturumunda kararlaştırılmış çizgiye uygun olarak, aşağıdaki
biçimde kesinlikle belirtilmiştir. (Brüksel Sınır Çizgisinin Tanımı) Bununla
birlikte, sözkonusu bu sınır Aşuta ve Alamun güneyinde, bu iki yeri birbirine
bağlayan yolun Irak topraklarından geçen kesimini Türk toprakları içinde
bırakmak üzere, değiştirilmiştir.
2. MADDE: METİN
İLE HARİTA ARASINDA AYKIRILIK GÖRÜLÜRSE 'METİN' GEÇERLİDİR
Son Fıkrası saklı kalmak üzere, 1. Madde ile belirlenen
sınır çizgisi iş bu Andlaşmaya bağlı 1/250.000 ölçeğindeki harita üzerinde
gösterilmiştir. Metin ile harita arasında aykırılık görülürse metin geçerli
olacaktır.
3. MADDE: SINIR
KONUSU
Birinci Maddede tanımlanan sınır çizgisini toprak
üzerinde işaretlemek üzere bir Sınır Komisyonu kurulacaktır. Bu komisyon
Türkiye Hükümetince atanacak iki ve Britanya ve Irak Hükümetlerince ortaklaşa
atanacak iki yetkili temsilci ile, kendisi kabul ederse, İsviçre Cumhurbaşkanınca
İsviçre uyruklu bir başkandan oluşacaktır. Komisyon en kısa sürede ve en geç bu
Ândlaşmanın yürürlüğe koyulmasından başlayarak 6 ay içinde toplanacaktır.
Komisyonun kararları çoğunlukla alınacak ve buna tüm Bağıtlı Yüksek Tarafların
uyması gerekecektir. Sınır Çizimi Komisyonu, her durumda, işbu Ândlaşmadaki
tanımları en yakın biçimde izlemeğe çalışacaktır. Komisyonun giderleri Türkiye
ve Irak arasında eşit bölüşülecektir. İlgili Devletler, Komisyonun görevini
yapabilmesi için, gerekli yerleşme, işçi, gereçler (kayıklar, işaret taşları)
ile ilgili tüm konularda, gerek doğrudan doğruya, gerek yerel makamlar eliyle,
yardım etmeği yükümlenir. Sözkonusu Devletler, bundan başka, Komisyonca
koyulacak nirengi noktalarına, sınır işaretlerine, kazık ve öbür işaretlere
uymayı yükümlenir. Sınır işaretleri birinden öteki görünebilecek biçimde
koyulacak ve üzerine sayısı yazılacaktır. Bunların yerleri ile sayıları bir
harita üzerinde gösterilecektir. Sınırın belirlendiğini gösteren kesin tutanak
ve ona ekli haritalar ve belgeler üçer örnek olarak düzenlenecek ve bunlardan
ikisi sınırdaş devletleri hükümlerine, üçüncüsü ise, aslına uygunluğu
onaylanmış örnekleri Lozan Andlaşması imza eden devletlere sunulmak üzere,
Fransız Cumhuriyeti Hükümetine verilecektir.
4. MADDE: TÜRKİYE'NİN HAKKI SAKLIDIR
Birinci madde uyarınca Irak'a bırakılan topraklardaki
halkın uyrukluğu sorunu Lozan Andlaşmasının 30-36. maddelerine göre çözüme
kavuşturulacaktır. Bağıtlı Yüksek Taraflar Lozan Andlaşmasının 31., 32. ve 34.
maddelerinde öngörülen seçme hakkının bugünkü Andlaşmanın yürürlüğe koyulduğu
günden başlayarak iki ay süre için geçerli olabileceğini kararlaştırmışlardır.
Bununla birlikte, Türkiye sözkonusu halktan seçme haklarını Türkiye uyrukluğu
için kullananların işbu haklarını tanıma konusunda serbestliğini saklı tutar.
5. MADDE:
SINIRLARI DEĞİŞTİRME GİRİŞİMDEN SAKINILMALI
Bağıtlı taraflardan her biri 1. maddede belirlenen sınır
çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu değiştirmeği
amaçlayan her hangi bir girişime geçmekten sakınmayı yükümlenir.
LOZAN ANLAŞMASI
Lozan Anlaşması, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra 24 Temmuz
1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi
temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya,
Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman
gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalandı.
Türkiye, Lozan Konferansı'nda Musul ve Kerkük'ün Misak-ı
Millî sınırları içerisinde yer aldığını söyleyerek İngiltere'den Musul'un
kendisine bırakılmasını istedi. İngiltere, bu bölgenin Milletler Cemiyeti'ne
götürülmesi kararlaştırıldı.
Musul sorununun çözümlenmesi için İngilizlerle ilk kez
1924 yılında İstanbul'da Haliç Konferansı'nda görüşmeler yapıldı. Bu
görüşmelerde İngilizler'in Musul Vilayeti'nin yanısıra Hakkari'yi de talep
etmelerinden ötürü anlaşmaya varılamadı.
Bunun üzerine, 1926 yılında Musul Sorunu Milletler
Cemiyeti'ne götürüldü. Sorun burada da çözümlenemeyince Yüksek Adalet Divanı'na
verildi. Burada da olumlu bir sonuç alınamadı. Nihayet, İngilizlerle Ankara'da
bu konu üzerinde yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sona erdi.
Sonuç olarak 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşması
imzalandı.
HUKUKİ HAK ANKARA
ANLAŞMASINDAN KAYNAKLANIYOR
Yani Türkiye'nin müdahale için hukuki hakkı Ankara'ya
sağlayan 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması. (KAYNAK: HABER VAKTİM)
YORUMLAR