Türkiye genelinde 81 ilde 24 bin 494 kişiyle
gerçekleştirilen ve kendi alanında ülkemizdeki “en geniş çalışma” olan
araştırmaya göre, hostilite puanı en yüksek yaş grubu 18-23 yaş oldu. Bu yaş
grubunda erkeklerin hostilite puanı 9.08; kadınların puanı ise 8.94 oldu. Alkol
ve madde kullanımında da puanlar yükseliyor.
Türkiye’nin ruh sağlığı haritasına bakıldığında hostilite
ortalaması 14.4 puan. Hostilitesi en yüksek bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi
olurken; en düşük bölge ise Trakya ve Orta Karadeniz bölgesi oldu.
Aile ve şiddet suçunun önlenmesi için üniversite olarak
bugüne kadar birçok çalışma yürüttüklerini belirten Üsküdar Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadınlar Ölmesin Anneler Ağlamasın” sosyal
sorumluluk projesi kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile konuyla ilgili
işbirliği protokolü imzaladıklarını, şiddet vakalarıyla ilgili veri tabanı
oluşturacaklarını söyledi.
Kuruluşundan bugüne şiddet olaylarının önlenmesine
yönelik önemli faaliyetler yürüten Üsküdar Üniversitesi, lisansüstü öğrencileri
tarafından gerçekleştirilen çalışmayla 2018 yılında 25 bin kişinin katılımıyla
Türkiye Bağımlılık Risk Profili ve Ruh Sağlığı Haritasını çıkardı. Sosyal
Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar ve Psikoloji Bölümü Dr.
Öğr. Üyesi Hüseyin Ünübol’un öncülüğünde yürütülen çalışma kapsamında Hostilite
(Öfke-Düşmanlık-Saldırganlık) Analizi, çarpıcı veriler içeriyor.
Üsküdar Üniversitesinde düzenlenen basın toplantısında Hostilite Analizi’nin detayları basın mensuplarıyla paylaşıldı. Toplantının açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Şiddet ve Suçla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi (ŞİDAM) Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy şiddet konusunda değerlendirmelerde bulundu.
İSTANBUL EMNİYETİ
İLE İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ
Prof. Dr. Tarhan aile ve şiddet suçunun önlenmesine
yönelik bugüne kadar pek çok önemli çalışma yürüttüklerini belirterek, “Bu
konudaki tecrübelerimiz ve bilgi birikimimiz ile kamu kurumlarına desteğe
hazırız” dedi. Prof. Dr. Tarhan, bu bağlamda İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile
‘Sosyal ve Bilimsel İşbirliği Protokolü’ imzaladıklarını, protokolün Emniyet
Müdürlüğü ile eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme alanlarında iş birliğini
kapsadığını söyledi.
PROF. DR. NEVZAT
TARHAN: “ŞİDDET VAKALARIYLA İLGİLİ VERİ TABANI OLUŞTURACAĞIZ”
Her şeyi devletten beklemenin yeterli olmadığını
belirterek üniversite olarak STK’ların da içinde olacağı bir dizi çalışma
yapılacağını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan bir veri tabanı oluşturulması
için hareket geçtiklerini kaydetti. Tarhan şu ifadeleri kullandı: “Pazartesi
günü Sayın Mustafa Çalışkan ile temas kurduk. Hemen protokol imzaladık.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile protokolümüz bugün imzadan çıkmak üzere, Valilik
de onay verdi. İstanbul Emniyeti'ne başvuran şiddet vakaları, şiddet kurbanları
ya da şiddeti uygulayanlar yani şiddetle ilgili sanık durumunda olacak kişiler
üzerinde ciddi bir veri tabanı oluşturacağız. ”
“EMNİYETLE İŞ
BİRLİĞİ YAPAN PSİKOLOGLAR YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nün bütün ilçelere aile içi
şiddet ile ilgili bürolar açtığını dile getiren Tarhan, "Başlarına birer
görevlendirilmiş polis memurları var ama tabii bu yeterli değil. Onlar sadece
mevcut durumun istatistiklerini yapıyorlar, yönlendiriyorlar ama bu insanların
çoğunun tedavi olması gerekiyor. Bunun için biz onlara hızlı müdahale etme ve
tıbbi tedavi gerekiyorsa tıbbi tedaviye alınması gibi konularda klinik çalışma
da planlıyoruz ve bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Bunu daha da genele yayıp,
emniyetle iş birliği yapan psikologlar yetiştirmeyi hedefliyoruz."
Şiddetle mücadelede toplumun bilgilendirilmesinin önemine
işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilimsel bilginin topluma aktarılmasının
üniversitelerin önemli bir görevi olduğunu belirterek bu konuda medyaya da
önemli sorumluluk düştüğünün de altını çizdi.
“AMAN KIZIM İDARE
ET YAKLAŞIMI TERK EDİLMELİ”
Aile içi şiddetin birçoğunda gizli depresyon olduğunu
belirten Tarhan annelere uyarıda bulundu. Annelerin kız çocuklarını kurban olarak yetiştirmemesi, ‘Aman kızım
idare et’ yaklaşımını terk etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
bunun annelik pratiğine yansıtılmasının önemini vurguladı.
Konuşmasında İstanbul Sözleşmesine de değinen Tarhan
sözleşmenin yeterince tartışılmadan hayata geçirildiğini, uygulamaya ilişkin
bazı eksik yanlarının olduğunu belirtti. Ailede arabuluculuk kavramından da
uzaklaşılmaması gerektiğini hatırlatan Tarhan, “Yeterince tartışılmadan çıktığı
için bizim kültürümüze uymayan yönleri var. Orada arabuluculuk sistemi ile
ilgili şöyle bir madde var; Toplumsal uzlaşı ve adaleti sağlamaya yönelik
önemli eylemlerden biri olan arabuluculuk sistemi uzlaştırma girişimlerinin
hepsinin ortadan kaldırılması ve yasaklanması şeklinde bir madde var. Aile içi
problemlerde bizim kültürümüzde komşular, akrabalar, anne babalar birer hakem
gibi çalışır. Birçok problemi çözüyor. Bunlar bizim artılarımız. Ailedeki arabuluculuk sistemi kaldırılırsa bu
durum aile içi şiddet olaylarını daha da artırıcı etki yapar. Bu da revizyon
gereken bir durum olarak gözüküyor” dedi.
TARHAN: “POZİTİF
PSİKOLOJİ EĞİTİMİ VERİLMELİ”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şiddetin önlenmesinde özellikle
ergenlik dönemindeki gençlere stres yönetimi, sorunla başa çıkma, öfke kontrolü
gibi kavramları içeren pozitif psikoloji eğitiminin verilmesi gerektiğini
vurguladı.
ÖLEN 4 KADINDAN
3’ÜNÜ KOCASI ÖLDÜRÜYOR!
Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, ŞİDAM Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy ise kadın
cinayetlerinin hayata karşı suçlar içinde farklı bir yeri olduğunu belirterek
“Çünkü kadınlar genellikle tanıdığı biri, aile ferdi, eşi ya da boşandığı eşi
tarafından öldürülüyor. Kendisini en güvende hissettiği mekânda, evinde şiddet
görüyor, can veriyor. Erkekler 2019’un ilk 7 ayında en az 184 kadın öldürdü.
Kadınları öldüren her 4 erkekten 3’ü kocasıydı. Kadınların %58’i ev içinde
öldürüldü. Erkekler kadınları ayrılmak istediği ya da barışmak istemediği,
çocuğuyla görüşmek istediği, aldığı ayakkabıyı beğenmediği hatta takı yüzünden
çıkan tartışma nedeniyle kıskançlık yüzünden ve kendisine kötü davrandığı
bahanesiyle öldürdü” dedi.
PROF. DR. SEVİL
ATASOY: “UYGULAMADA SORUNLAR VAR”
Türkiye’nin kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi
konusunda 90’ların başından buyana yol aldığını, reform niteliğinde yasal
düzenlemeler yapıldığını belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, “2012’de yürürlüğe
giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadınla Karşı Şiddetin Önlenmesine dair
kanun bunların en önemlisidir ancak uygulamada ciddi sorunlar var. Çünkü
toplumda kadın hakları kadın-erkek eşitliğine karşı çıkan bir zihniyet hala
mevcut. Şiddet önleme merkezlerinin sayısı yetmiyor. Uygulamalar standart
değil. Verilen hizmet ilden ile farklılaşıyor. Kadınlar bilgilendirilmiyor ve
eve dönmeye ya da şiddet uygulayan kocalarıyla barışmaya zorlanıyor. Barolar
tarafından atanan avukatlar kadınların yararlanacağı hakları konusunda yeterli
bilgiye sahip değil” dedi. Prof. Dr. Sevil Atasoy, toplumsal duyarsızlık olduğu
sürece bu tür şiddet olaylarının engellenemeyeceğini belirterek toplumsal
duyarlılığı da artırmak gerektiğini vurguladı.
KÖRLER FİLLERİ
SINIFLANDIRIYOR
Atasoy, kadın cinayetleri de dahil olmak üzere suçla
ilgili her konuda körlerin filleri sınıflandırdığını belirterek “Kimimiz
bacağını ölçüyoruz, kimimiz kulağını ölçüyoruz. Hiçbir zaman büyük problemi ve
problemin gerçek boyutlarını göremiyoruz. İşte bu nedenle Üsküdar
Üniversitesi’nin İstanbul Emniyeti ile başlatmış olduğu ve bir pilot uygulama
olarak gördüğüm bu adımın çok büyük önemi olduğuna inanıyorum” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi
Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Gökben
Hızlı Sayar, hostiliteyi “Kaynağı kontrol edilemeyen öfke patlamaları,
kızgınlık ve saldırganlık duygularından alan zorlanma” olarak açıkladı.
HOSTİLİTE,
DAVRANIŞI İFADE EDİYOR
Doç. Dr. Sayar, “Hostilite, önem verdiğimiz birisinin
beklentimiz doğrultusunda davranmaması ya da hakkımız olanı alamadığımızı
düşündüğümüz durumlarda ortaya çıkan duygudur. Hostilite ve öfke arasında
keskin bir ayrım yapmak oldukça güçtür. Öfkenin duyguyu, hostilitenin ise daha
çok bir davranışı ifade ettiği söylenebilir” dedi.
HOSTİLİTE PUANI EN
YÜKSEK YAŞ ARALIĞI; 18-23
Türkiye genelinde 81 ilde 12 bin 191 kadın ve 12 bin 303
erkek olmak üzere toplam 24 bin 494 kişiyle gerçekleştirilen araştırma,
ülkemizde hostilite konusunda gerçekleştirilen en geniş çalışma olarak dikkat
çekti. Yapılan çalışmada yaş ve cinsiyete göre yapılan analizlerde hostilite
puanı en yüksek yaş grubu 18-23 yaş oldu. Bu yaş grubunda erkeklerin hostilite
puanı 9.08; kadınların puanı ise 8.94 oldu.
Eğitim düzeyine bakıldığında hostilite oranlarında eğitim
düzeyi düştükçe hostilite puanlarının arttığı görüldü. Buna göre ortaokul
mezunu erkeklerin hostilite oranı 7.98 iken; kadınlarda en yüksek hostilite
puanı 7.70 ile lise mezunu kadınlarda ölçüldü.
BEKÂR ERKEKLERDE
PUAN YÜKSELİYOR
Hostilite puanında medeni durumun etkisi de ölçüldü.
Araştırma bekâr erkeklerin hostilite oranının 8.29, bekâr kadınlarda ise bu
puanın 8.15 olduğu görüldü.
ALKOL VE MADDE
KULLANIMI DA ETKİLİYOR!
Alkol ve madde kullanımının hostiliteyi etkilediğinin
anlaşıldığı araştırmaya göre, alkol kullanmayı bırakan erkeklerde hostilite
puanı 8.38; kadınlarda ise bu oran 8.43 olarak belirlendi. Alkol kullanan
erkeklerde de hostilite oranının 8.23, kadınlarda ise bu puanın 7.98 olduğu
anlaşıldı.
TRAKYA VE ORTA
KARADENİZ’İN PUANI EN DÜŞÜK
Türkiye’nin ruh sağlığı haritasına bakıldığında hostilite
puanları ortalamasının 14.4 puan olduğu anlaşıldı. Hostilitesi en yüksek <15
puan ile Güneydoğu Anadolu bölgesi olurken; en düşük bölge, > 14 puan ile Trakya ve Orta Karadeniz bölgesi
oldu.
TANIMLANAMAYAN
DUYGULARIMIZ ÖFKEYE DÖNÜŞÜYOR
Hostilitenin, değerlendirilen tüm davranışsal
bağımlılıklar (kumar, alışveriş, sosyal medya, dijital oyun, yeme, cinsellik –
pornografi) ile güçlü bir bağıntı içinde bulunduğunu belirten Doç. Dr. Gökben
Hızlı Sayar, “Hostilitenin erkeklerde ve kadınlarda duygularını tanıma güçlüğü
ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Duygularını ifade etme güçlüğü
olanlarda oldukça yüksek ve ciddi bir korelasyon göstermektedir. Tanımlanamayan
duygularımızın öfkeye dönüştüğünü söyleyebiliriz” dedi.
HOSTİLİTE ŞİDDETE
NASIL DÖNÜŞÜR?
Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, hostilitenin şiddete nasıl
dönüştüğünü de şöyle açıkladı:
• Hostilite dışa vuruma yönelik bir duygu ve bir kişinin
öfkesini yapıcı veya kendisini düzeltici bir güce dönüştüremiyorsa, bu öfke
davranışlara yansıyor.
• Bu bazen davranışsal bir bağımlılığa, bazen sigara gibi
kimyasal bağımlılığa dönüşürken, bazen şiddet içerikli davranışlara
dönüşebiliyor.
• Bağımlılıklar gibi öfke ve düşmanlığın kaynağına
yönelik olmayan ama kısa süreliğine kişiyi rahatlatan davranışlar, bir süre
sonra yeniden kişinin öfkeyi hissetmesine ve bu sefer daha güçlü şekilde
hissetmesine neden olur.
• Bu sebeple de kişi kontrolsüz bir öfkeyle, adeta saatli
bir bomba gibi dolaşmaya başlar.
Doç. Dr. Sayar, hostiliteye etki eden faktörlerin genç yaş,
duyguları tanıma güçlüğü, duygu ifade güçlüğü, negatif duyguların çokluğu,
kişisel iyi oluş düşüklüğü, sigara kullanımı, alkol kullanımı ve madde
kullanımı olduğuna dikkat çekti.
NELER YAPILABİLİR?
Araştırma sonucunda çıkan sonuçlara göre öneriler şöyle
sıralandı:
• Öfke kişinin kendisine, sorunun kaynağına, ya da
herhangi yapıcı bir davranışa yönelmediği takdirde saatli bir bomba gibi
kişiden çıkmaya çalışacaktır.
• Öfkenin fark edilmesi ve kişinin duygusunu
tanıyabilmesi önemlidir.
• Öfkenin çözülmesi kişinin bireysel olarak yapabileceği
bir şey gibi gözükse de, toplumsal olaylar, bireylerin kontrol edemeyeceği
sorunlar, toplumda başa çıkılmada zorlanılacak öfkenin artmasına neden
olabilir.
• Bu nedenle bireysel sorunların yanında, toplum
içerisindeki negatif olayların, en yapıcı şekilde çözülmeye çalışılması,
toplumun öfkesini azaltabilecektir.
• Öfke koruyucu ruh sağlığı açısından ilk ele alınması
gereken duygulardan birisidir.
• Genç yaştan itibaren uygun duygu ifade biçimi
eğitimlerinin verilmesi
• Toplumun bilinçlendirilmesi,
• Toplum liderlerinde kutuplaştırmadan ve öfkeden uzak
bir dilin hâkim olması gerekmektedir.
YORUMLAR