Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, bir
televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal,
gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin güney sınırının aynı
zamanda NATO'nun güney sınırları olduğunu belirtti.
NATO'nun en büyük müttefiki olan ABD'nin, bu sınırları
korumak için bir terör unsurunu, sınır güvenlik birimi olarak kullanmasının
düşünülemeyeceğini vurgulayan Ünal, "Bu hiçbir makul izahla
açıklanabilecek bir şey değil. Tam anlamıyla saçmalık. Bu konuda Amerika'nın
ciddi bir kafa karışıklığı içinde olduğu görülüyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyi konusunda aldığı
pozisyonun önemine işaret eden Ünal, "Biz Türkiye'nin sınır güvenliği
konusundaki tavrımızı açık bir şekilde ortaya koyduk. Burada bir terör
koridoruna asla izin vermeyeceğimizi ifade ettik. Afrin ile ilgili duruşumuz ve
tavrımız son derece net." dedi.
Mahir Ünal, Türkiye'nin buradaki kararlılığını
Amerika'nın görmüş olmasını temenni ettiklerini belirterek, "Açıkçası
Amerika'da ciddi bir kafa karışıklığı olduğu görülüyor. Amerika'nın bu konuda daha net davranmasını,
tek bir sesle konuşması gerektiğini düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.
"SADECE AFRİN İLE SINIRLI DEĞİL"
Sadece Afrin'de değil Türkiye sınırları içinde de PKK'lı
teröristlerin Amerikan silahları kullanıldığına dikkati çeken Ünal, şu
ifadelere yer verdi:
"Bizim pozisyonumuzda bir değişiklik yok. Fırat'ın
batısı ve doğusuyla ilgili görüşümüzü son 3 yıldan beri açık bir şekilde
paylaşıyoruz. Biz bugün kalkıp da biz Afrin'e operasyon yapacağız demedik.
Sınır güvenliğimiz açısından bir tehdit gördüğümüzde buralara müdahale ederiz
dedik. Afrin'de gördüğümüz bazı güvenlik tehditlerine binaen Türkiye, kendi
sınırlarını ve iç güvenliğini sağlamak için buralara, yerini, zamanını ve
gününü kendisi belirleyecek şekilde operasyonu yapar. Bunu da biz hem
Amerika'ya hem de bölgedeki diğer aktörlere deklare ettik. Bu da sadece Afrin
ile sınırlı değil, bizim bölgede sınır güvenliğimiz için tehdit oluşturan her
unsura dönük bu operasyonları yapacağımızı biliyorlar."
"BURASI
BİRİLERİNİN OYUN ALANI DEĞİL"
Amerika'nın kafa karışıklığını gidermesi gerektiğini dile
getiren Ünal, şunları kaydetti:
"Burası birilerinin oyun alanı değil. Burası bizim
evimiz, mahallemiz. Biz Türkiye olarak da burasının güvenliğini sağlamaya
çalışıyoruz. Ben şunu da anlamakta zorlanıyorum. Bütün bunlar yaşanırken,
Türkiye kendi sınır güvenliğini sağlamaya çalışırken, içeride birileri sanki
başka ülkeden misafir gelmiş gibi bütün bu sorunlardan bigane bir dil
kullanıyor, bu da pek anlaşılabilir bir durum değil açıkçası."
"SONUÇTA BİZ
İTTİFAKIN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ"
MHP ile AK Parti arasındaki ittifaka ilişkin soru üzerine
Ünal, ittifak meselesinin teknik bir konu olmaktan ziyade, milli bir mesele
olduğunu belirtti.
Birilerinin, "MHP ile ittifak yapıyorsunuz. Bu durum
Kürt vatandaşlarımızı tedirgin etmez mi?" şeklinde ifadelerinin
bulunduğunu anımsatan Ünal, burada milliyetçi söylemden bahsetmediklerini
vurguladı.
Ünal, ülkenin milli ve yerli unsurlarının, ülke güvenliği
söz konusu olduğunda birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, tüm yerli
ve milli unsurlara ülkenin güvenliğiyle ilgili konularda birlikte hareket etme
çağrısında bulundu.
AK Parti ile MHP arasındaki ittifak görüşmelerine gelecek
günlerde başka partilerin katılıp katılmayacağı sorusu üzerine Ünal,
"Bunun önü de yolu da açık. Sonuçta biz ittifakın önünü açıyoruz. Biz
sadece AK Parti-MHP ittifakı değil, aynı zamanda siyasi partilerin ittifak yapabilmelerinin
önünü açacak bir düzenlemeyi de gerçekleştiriyoruz." dedi.
Milli mutabakatın kurucu iki partisinin AK Parti ve MHP
olduğunu dile getiren Ünal, "Biz öncelikli olarak bu ittifakı, 2019 ile
sınırlı görmüyoruz. Bunu bir milli mutabakat meselesi olarak görüyoruz. Genel
Başkanımızın her zaman ifade ettiği tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek
devlet. Bu üst hassasiyetlerde herkesi siyasi görüş ve düşünce farkı
gözetmeksizin milletine, bayrağına, vatanına sadakatle bağlı olan, devletinin
bekası için dua eden herkesi biz bu mutabakatın içinde görüyoruz."
açıklamasında bulundu.
"BİR GARİP
CHP İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun
açıklamaları ve tweetlerinin tartışma ortaya çıkardığı anımsatılarak, CHP'nin
Kaftancıoğlu'na yönelik tutumuna ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine
Ünal, uzunca bir süreden beri CHP'yi takip ettiklerini söyledi.
Konuya ilişkin bir kitabın da yakında çıkacağını söyleyen
Ünal, "Ben özellikle 'Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si' diyorum, çünkü Kemal
Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasından sonraki CHP'nin davranışları, söylemi,
eylemi, tercihleri, siyasi pozisyonu daha önceki CHP ile uzaktan, yakından
ilgisi yok. Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin ne Mustafa Kemal Atatürk ile
ne sonraki dönemdeki Cumhuriyet Halk Partisinin hassasiyetleriyle uzaktan,
yakından bir ilgisi yok." diye konuştu.
Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kemal Kılıçdaroğlu
CHP'sinin özelliklerine baktığımızda, sokak çağrısı yapan, isyan çağrısı yapan,
meşruiyet tartışması yapan ve zaman zaman iç savaş çığırtkanlığı yapan, Türkiye
düşmanı lobilerle, Türkiye karşıtı yapılarla iş birliği yapmaktan hiç
çekinmeyen, kendi içinde PKK'lı, DHKP-C'li, FETÖ'cü unsurları da adeta besleyen
ve bu unsurların da zaman zaman sözcülük yaptığı, yani PKK, DHKP-C, FETÖ ile
ilgili çok rahat bir şekilde konuşan unsurları kendi içinde barındıran bir
CHP'nin İstanbul İl Başkanlığı için yarışan iki adayına baktığınız zaman ne
görüyorsunuz? Şu olabilir, adaylardan bir tanesi kendi ülkesinin, devletinin
yanında durur, meşruiyetin yanında durur. Şimdi adayın bir tanesi bir gün önce
yaptığı açıklamada iç savaş çağrısı yapıyor, insanları sokağa çağırıyor, öbürü
devleti 'seri katil' olarak tanımlıyor."
CHP'nin tercihlerine ve bugünkü pozisyonuna bakıldığında
neye hazırlandığının görülebileceğini ifade eden Ünal, "CHP'nin
hazırlandığı şey en başından itibaren, sandık, diyor ki 'Seçimlerin meşruiyeti
yoktur, Cumhurbaşkanı'nın meşruiyeti yoktur', 'Kendini Mecliste yakacağına, git
sarayın önünde yak, hatta sarayı da yak.' Bakıyorsunuz başka bir CHP
milletvekili 'Sarayı senin başına yıkarız, Cumhurbaşkanı meşru değildir,
cumhurbaşkanlığı seçimi meşru değildir.' Şimdi meşruiyet krizi çıkaran, sokağı
hareketlendirmek isteyen, 'Yargı meşru değil, polis meşru değil, 15 Temmuz
zaten darbe değil, 20 Temmuz darbe' diyor. Anayasa'nın amir hükmüne göre ve
Meclis İç Tüzüğü'ne göre grup başkanvekilleriyle istişare edilerek ilan edilmiş
bir olağanüstü hali darbe olarak niteliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Program boyunca Türkiye'nin sınır güvenliğini ve terör
örgütleriyle mücadeleyi konuştuklarına dikkati çeken Ünal, "Bütün bu
durumlarda Türkiye'nin olağanüstü halini tartışan bir garip CHP ile karşı
karşıyayız." dedi.
Mahir Ünal, "Sizce CHP, Kaftancıoğlu konusunda ne yapmalı?"
soru üzerine şunları kaydetti:
"Bu onların iç meselesi. Kaftancıoğlu'yla ilgili
lüzumundan fazla gündeme geldiğini düşünüyorum. Kaftancıoğlu'yla ilgili
meseleyi CHP'nin iç meselesi olarak görüyorum ama bir siyasetçi olarak da,
Kaftancıoğlu profilinde bir kişinin CHP gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün
partisinin il başkanı olmasını ben açıkçası hazmedemiyorum ve bunu kabul
edemiyorum. Çünkü orada bir siyaset dili değil nefret dili görüyorum ve kendi
nefretini siyaset diline dönüştüren bir profil var orada, bu profil sağlıklı
bir profil değil."
YORUMLAR