Ünal: "Birileri buradan felaket tellallığı...

Ünal: "Birileri buradan felaket tellallığı çıkarmasınlar"

Daha önce bu düzenlemenin ilgili emniyet ve askeri personele getirildiğini, şimdi sivil halkın da buna eklenmesi gerekliliği ortaya çıktığı ifade eden Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Buradan yola çıkarak birilerinin birtakım kara propaganda yaparak hemen buradan bir iç savaş... Böyle bir durum söz konusu değil, birileri lütfen buradan bir felaket tellallığı çıkarmasınlar” dedi.

28 Aralık 2017 - 15:49 - Güncelleme: 29 Aralık 2017 - 03:47

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, genel merkezde düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Ünal, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK) yer alan 121. madde ile ilgili tartışmalara ilişkin, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. 16'ncı bütçesini yapmış AKParti'nin, 16 yıldan beri iktidarda olan AK Parti'nin 16 yıldan beri bu ülke için neler yaptığı ortadadır, aldığımız kararların ne için alındığı ortadadır. Bizim bu ülkenin istikrarı, gelişmesi, büyümesi için 16 yıldan beri yaptığımız ortadadır. Dolayısıyla bu yalanları, bu tezviratı, kara propagandayı yapanların da ne yaptıkları ortadadır." dedi. 

Bir gazetecinin 696 Sayılı KHK'nin 121. maddesine ilişkin tartışmaları hatırlatarak, darbe girişimine karşı direnen sivillere yönelik herhangi bir hukuki kovuşturma olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Ünal, böyle bir durumun olmadığını söyledi.  

"Sayın Meral Akşener bir 'iç savaş" cümlesi kurdu, 'iç savaşa götürür' dedi. Bu KHK'deki cümleyi düzeltme ihtiyacı doğuyor mu?" şeklindeki soru üzerine Ünal, KHK'deki cümlede "15 Temmuz 2016" ve "devamında"  ifadesinin bulunduğunu ifade etti.

"Devamında" ifadesinden kastın 16 Temmuz sabahı olduğunu vurgulayan Ünal, yasa yapım tekniği açısından "ile" ifadesinin kullanıldığını, "veya" ifadesinin ise söz konusu olmadığını bildirdi.

Ünal, "Diğer terör olaylarını kapsayan bir ifade yasa yapım tekniği açısından orada mevcut değil. Açık ve net olarak bunun 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahıyla ilişkili olduğu ve o gün ülkesini darbecilerden korumak, işgalcilerden korumak için sokağa çıkan ve darbeye karşı direnen insanları kapsadığı son derece açık." diye konuştu.

 

"BİRİLERİ LÜTFEN BURADAN BİR FELAKET TELLALLIĞI ÇIKARMASINLAR"

Daha önce bu düzenlemenin ilgili emniyet ve askeri personele getirildiğini, şimdi sivil halkın da buna eklenmesi gerekliliği ortaya çıktığı için bunun yapıldığını dile getiren Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan yola çıkarak birilerinin birtakım kara propaganda yaparak hemen buradan bir iç savaş... Böyle bir durum söz konusu değil, birileri lütfen buradan bir felaket tellallığı çıkarmasınlar. Şunun da altını çizerek söylüyorum, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. 16'ncı bütçesini yapmış AK Parti'nin, 16 yıldan beri iktidarda olan AK Parti'nin 16 yıldan beri bu ülke için neler yaptığı ortadadır, aldığımız kararların ne için alındığı ortadadır. Bizim bu ülkenin istikrarı, gelişmesi, büyümesi için 16 yıldan beri yaptığımız ortadadır. Dolayısıyla bu yalanları, bu tezviratı, kara propagandayı yapanların da ne yaptıkları ortadadır."  

Ünal, bir söz söylediğinde önce söze sonra da söyleyene bakılması gerektiğini vurgulayarak,"Her şey son derece açık ve net, alınan karar son derece açık ve net. Dolayısıyla buradan birilerinin başka anlamlar çıkarmasını asla ve kat'a kabul etmiyoruz." dedi.

Bir gazetecinin FETÖ üyelerinin kendilerini gizlediklerini hatırlatarak, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan sivillerle darbecilerin nasıl ayırt edileceğine ilişkin sorusu üzerine Ünal, bu ayrımların zaten yapıldığını ve darbecilerin o gece suçüstü yakalandığını söyledi.

Suçüstü yakalanan darbecilerin bir kısmı hakkında hüküm verildiğini, bir kısmının da yargılanmasının devam ettiği ettiğini anlatan Ünal, o gece kimin kim olduğunu net bir şekilde bildiklerini dile getirdi. Ünal, "Burada bilinmeyen, eksik ya da belirsiz, müphem bir durum söz konusu değil." ifadesini kullandı.

 

"DÜZENLEME SON DERECE SARİH"

Darbeyi engellemeye dönük sivillerin yaptığı eylemlere ilişkin bir kovuşturma olmadığını söylediği hatırlatılarak, "Bunu da dikkate aldığımızda bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu?" şeklindeki soru üzerine Ünal, "Şu anda zaten ilgili düzenlemeyi sizinle paylaştım ve bu düzenleme son derece sarih." dedi.

"İhtimaller değil zaten o gece gerçekleşenler üzerinden konuşuyoruz." ifadesini kullanan Ünal, şöyle devam etti: "O gece darbeyi engellemeye dönük asker, emniyet mensubu ve diğer kamu personelinin yanına, yani onlarla ilgili alınmış bir koruma kararının yanına, bir sorumsuzluk kararının yanına o gece ülkesini korumak için sokağa çıkan ve bunun da tespit altında olduğu kişilerin eklenmesi gayet normal. Burada hangi amaç güdülmüştür, burada kanun yapıcının maksadı daha sonra herhangi bir şekilde o gece ülkesini korumak için sokağa çıkan ve darbecilere mukavemette bulunan kimselerin herhangi bir hukuki soruşturma, kovuşturma görmemesi için bu yapılmıştır. Bu da son derece doğaldır."

 

"DÜZENLEMEDE AÇIK ŞEKİLDE İFADE EDİLMİŞ"

KHK ile yapılan "tek tip kıyafet" düzenlemesine ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine Ünal, yapılan düzenlemenin kimleri kapsadığının açık şekilde ifade edildiğini söyledi.

İlk kez uygulanan bir durumla karşı karşıya olunmadığını, Amerika, Almanya, Çekya, İngiltere'de de uygulandığını ifade eden Ünal, "15 Temmuz darbe girişiminden sonra özellikle bir terör örgütü olarak FETÖ mensuplarına dönük halkın açık bir talebi, isteği, rahatsızlığı doğrultusunda bu konu defalarca her platformda gündeme gelmiş, Adalet Bakanlığımız dünya örneklerini inceleyerek meseleyi hukuki bir zemine kavuşturmuştur." diye konuştu.

Ünal, İngiltere'de tutuklunun devlete ve güvenliğe tehlike arz etmesi ve yetkili bakan tarafından bu durumun tespit edilmesi halinde tek tip kıyafetin uygulanabildiğini söyledi.

Türkiye'de tek tip kıyafet uygulamasının çerçevesine ilişkin Ünal, "Darbeye teşebbüs suçları, anayasayı ihlal, cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı, yasama organına karşı suç, hükümete karşı suç tutuklu ve hükümlü olanlar badem kurusu renginde ve yine gri renkte iki farklı kıyafet uygulaması gerçekleştiriliyor. Burada hangi tutuklulara dönük bunun uygulanacağı, düzenlemede açık şekilde ifade edilmiş." dedi.

Ünal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirirken tek bir hususa bakmadığını, yargılamanın bütününü göz önüne alarak değerlendirme yaptığını kaydetti.

Tek tip kıyafet uygulaması ile bütün talep ve ihtiyaçların uluslararası hukuk, doğal hukuk ve iç hukuk açısından bir hukuki zemine oturtulduğunu aktaran Ünal, bunun mahşeri vicdanda da bir karşılığının bulunduğunu söyledi.

 

"SEÇİM İTTİFAKI TEKNİK BİR KONUDUR"

Erken seçim olacağı yönündeki tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Ünal, "Biz seçimi tarihinde yapacağız. AK Parti'nin temel özelliklerinden bir tanesi erken seçime her zaman karşı olması, istikrarı sürdürmek, seçim ekonomilerinden uzakdurmak ve seçimi kendi tarihinde yapmak. Dolayısıyla biz, 2019 Mart ayında yerel seçimleri, kasım ayında da genel seçimleri yapacağız. Burada herhangi bir erken seçim söz konusu değil." ifadesini kullandı.

Seçim ittifakının seçim mevzuatının konuşulduğu komisyonda ele alınacağını vurgulayan Ünal, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yerli ve milli unsurların kendi doğal ittifaklarını oluşturduğunu kaydetti.

Ünal, MHP ile doğal bir ittifakın bulunduğunu belirterek, "Seçim ittifakı teknik bir konudur. İlgili partilerin ilgili kurullarında konuşulur, müzakere edilir, değerlendirilir, daha sonra da karşılıklı partilerin müzakereleri yapılır. Şu anda teknik olarak değerlendirilecek ve konuşulacak bir konu." dedi.

Taşeron ve benzeri düzenlemelerin KHK'lerle yapılmasına yönelik eleştirilere ilişkin değerlendirmesi sorulan Ünal, "Herhangi bir şekilde anayasanın amir hükmüne aykırı bir durum söz konusu olmadığı sürece bu hükümetin tasarrufundadır. Hükümetin tasarrufuna bırakılmış bir konuda 'Bunu neden böyle yaptınız.' demek yerine 'Sanırım bu tercihini bu yönde kullanmış.' demek daha doğru olur." diye konuştu.

 

"ŞEHİT ÇOCUĞUNUN CUMHURBAŞKANIMIZIN ELİNİ ÖPMESİ ANLIK BİR HAREKETİYDİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şırnak'taki konuşmasının ardından bir vatandaşın sahneye atlayıp boynuna sarılması olayında bir güvenlik zafiyetinin olup olmadığının sorulması üzerine Ünal, o vatandaşın bir şehit çocuğu olduğunu ve güvenlik zaafının bulunmadığını söyledi.

Ünal, salona alınanların güvenlik kontrolünden geçirilerek içeri alındığını, kendisinin de o gençle konuştuğunu ve yaptığı hareketin doğru olmadığını söylediğini anlatan Ünal, "Cumhurbaşkanımızı gördüğünde sevincinden, coşkusundan böyle bir davranışta bulunduğunu, elini öpmek istediğini, kendisine yaklaştığında ne yapacağını şaşırdığını söyledi. Dolayısıyla orada bir güvenlik zaafı söz konusu değil, salonda bulunan bir şehit çocuğunun Cumhurbaşkanımızın elini öpmek için anlık bir hareketiydi." dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x