Ünal, partisinin Pazarcık İlçe Danışma Meclisi'nde
yaptığı konuşmada, AK Parti kadrolarının Türkiye'yi geleceğe taşıdığını,
bu kadroların 17 yıldan beri Türkiye'nin 2023'te, 2053'te ve 2071'de nasıl bir
ülke olacağının kararını verdiğini, çocukların yaşayacağı Türkiye'yi bu
kadroların kurduğunu söyledi.
Karşılarında "keşke böyle olmasaydı." dedikleri
bir muhalefetin bulunduğunu dile getiren Ünal, aslında CHP'ye muhalefet de
demek istemediğini belirtti.
"Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, siyaset yapıyor
mu?" diye soran Ünal, "Hayır, yaptıkları siyaset değil. Azıcık
siyaset bilen birisi Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının yaptığının siyaset
olduğunu söyleyemez. Çünkü siyasetin bir ahlakı vardır. Siyasetin bir namusu
vardır. Yalan üzerine, nefret üzerine, düşmanlık üzerine, iftira üzerine
siyaset yapılmaz. Siyasetin bir tutarlılığı vardır. Siyasetin bir çizgisi
vardır." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir gazetede ve ona yakın bir
köşe yazarının bir iddia ortaya attığını, sonra bu iddianın yine CHP'ye yakın
bir televizyonda, CHP'ye yakın bir televizyoncu tarafından Kemal
Kılıçdaroğlu'na sorulduğunu ifade eden Ünal, şöyle devam etti: "(Böyle bir
köşe yazarı böyle bir iddia ortaya attı doğru mu?) diyor. Kemal Kılıçdaroğlu
(doğru) diyor. (O iddia edilen kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?) diye
soruluyor. (Tahmin edebiliyorum ama söylemeyeceğim.) diyor. Sonra bu ortaya
atılan iddiayla ilgili tek bir delil, tek bir bilgi ve tek bir mesnet yok.
Birileri isnat ediliyor, birileri suçlanıyor, birilerine iftira ediliyor.
Birilerini suçlayan, suç isnat eden ve iftira atanlar dönüp diyorlar ki (bunu
ispat edin.) Yalan söyleyen sensin, bu iftirayı eden sensin, bu yalan iddiayı
ortaya atan sensin. Sonra da dönüp iftira ettiğin insanlara diyorsun ki (Bu
iftirayı açıklayın.) Bu ülke sürekli senin iftiralarını, yalanlarını
dinlemek zorunda mı?"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Tank palet fabrikasını
sattılar." dediğini, Savunma Bakanlığının da "satılmadı"
açıklaması yaptığını anımsatan Ünal, şunları kaydetti: "(O zaman peşkeş
çektiniz) diyor. Peşkeş de çekilmedi diyorsunuz, (Ama orada fırtına obüsleri
üretiliyordu) diyor. Diyorsunuz ki orada fırtına obüsleri de üretilmiyor. (Ama
orada tank üretiliyordu). Diyorsunuz ki orada tank da üretilmiyordu. Sadece tankların
bakımı yapılıyordu. Şu anda ise orada savunma sanayine üretim yapılması için
orasının işletmesi verildi diyorsunuz. Öyle sizin açıklamalarınızı falan
beyefendi kabul etmiyor. O tekrar dönüp aynı yalanları tekrar tekrar söylüyor.
Kendince kuyuya bir taş atıyor. Sonra diyor ki (Hadi bu taşı çıkartın). Bunun
adı siyaset değildir. En hafifiyle Kemal Kılıçdaroğlu çerçevesinde baktığımızda
bunun adı Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ve AK Parti
düşmanlığıdır."
"Görünen o ki bu terazi bu sıkleti çekmiyor. Artık
bu kadar yalana bu milletin vicdanı da ahlakı da hangi siyasi partiden olursa
olsun artık tahammül etmiyor, edemiyor." ifadesini kullanan Ünal, böyle
bir muhalefetle ve her gün söylenen yalanlarla uğraşmak zorunda kaldıklarını
söyledi.
Türkiye'nin Rusya ve ABD ile yaptığı mutabakatlar ve
güvenli bölge konusuna da değinen Ünal, Soçi'de Washington'da karşılıklı
müzakereler ve mutabakatlarla Türkiye'nin çok büyük kazanımlar elde ettiğini
belirtti.
Buna rağmen "mektup da mektup" diye
tutturulduğunu dile getiren Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu (İçim acıyor.
Bu mektup benim içimde bir sancı oluşturdu) diyor. Sen bu kadar hassan, sen bu
kadar millete karşı sevgi doluysan, bu kadar yurtseversen, vatanseversen
PYD-YPG Türkiye'ye saldırırken niye için acımıyordu. (Onlar terör örgütü
değildir) derken niye için acımıyordu. Ama senin içine acıtan ne biliyor musun?
Senin için acıtan o mektuba Türkiye'nin sahada cevap vermesidir. Senin içini
acıtan, o mektubun sayesinde süreci bozmak isteyenlerin oyununun, tuzağının
gerçekleşmemesidir. Çünkü bir tuzak kurdular. O mektubu sızdıranlar o süreci
bozmak için tuzak kurdular ama amaçlarına ulaşamadılar. Senin içini bu
acıtıyor."
Ünal, Türkiye'nin söz konusu mektuba anında sahada
cevap verdiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mektubu iade ettiğini,
Trump'a da söylenmesi gerekenleri söylediğini belirtti.
Trump'un da basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
hayranlığını ifade ettiğini, ne kadar büyük bir lider olduğunu
söylediğini, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu belirttiğini dile getiren
Ünal, bu nezaketin diplomasi dilinde ne anlama geldiğini herkesin çok iyi
bildiğini ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilemediğini kaydetti.
Öte yandan Mahir Ünal, Kahramanmaraş Kalesi'nde
yapımı devam eden restorasyon çalışmalarını inceledi ve çalışmanın
tamamlanmasıyla kalede açık hava müzesi oluşturulacağını belirtti.
Daha sonra Ünal, Piserro Kahramanmaraşspor'un,
Karabükspor ile 12 Şubat Stadyumu'ndaki karşılaşmasını izledi. (AA)
YORUMLAR