Milletvekili Ünal şunları kaydetti: "İstiklâl ve istikbal
kelimelerinin sadece ses benzerliği yoktur. İstiklâl, yaşanabilir bir istikbâl
uğruna her şeyi göze alabileceğimiz bir kavramdır. Bundan 101 yıl önce
yorulmuş, yenilmiş ve tarih sahnesinden çekilmeye zorlanan Osmanlı'da
istikbâlin ancak istiklâlle mümkün olabileceğini hesap eden koca yürekli
adamlar, bir kıvılcımın peşine düşüp istiklâl kelimesini sözlükten çıkarıp ona
cesamet kazandırdılar.
İsimleri, Medine'de Fahrettin Paşa oldu, Antep'te Şehit
Kamil, Maraş'ta Arslan Bey. Ufukta umut yokken, "ya istiklal ya ölüm"
demeyi göze alan bu kahramanlar bize ilham verdiler. O ilhamın ilk ve en önemli
noktası en güzel ifadesini Üstad Necip Fazıl'ın "kim var denildiğinde,
sağına ve soluna bakmadan ben varım diyen bir gençlik" cümlesinde bulan
bağımsız hareket edebilme iradesidir.
Medine'de, Antep'te, Bayburt'ta, Urfa'da ve Maraş'ta
içinde bulunduğu şartları hiç hesaba katmaksızın ve elinden ne gelirse onu
yapmak gayretiyle meydan ortasına çıkıp hayatını daha büyük ve güzel bir hayat
için yoka saymak, son derece ilham verici bir yaklaşımdır.
Özelde Maraş'ın kurtuluş mücadelesi, istikbâlin istiklâl
gayretinde olduğunu bilen insanların bir araya gelerek yazdıkları bir
destandır. Karakterleri, geçmişleri, meslekleri, meşrepleri birbirinden ayrı
insanların ortak bir hedef etrafında kenetlendikleri bir destan... Ve bu
destanda bir şeyh efendi olan Ali Sezai'nin de bir esnaf olan Sütçü İmam'ın da
bir avukat olan Mehmet Ali Bey'in de bir aşiret kızı olan Senem Ayşe'nin de bir
asker olan Arslan Bey'in de ayrı ayrı tamamlayıcı rolleri vardır.
İlham verici olan birbirinden farklı insanların,
birbirlerinden farklı yöntemlerle aynı hedefe doğru yürüyebilme başarısıdır.
Tıpkı tarihimizin bir başka güzel sayfası olan Medine'de
Fahrettin Paşa'nın, her şeyin bitti sanıldığı ve bitti sayıldığı yerde sadece
kendi ellerine bakarak istiklâle doğru durmasına benzer şekilde, her şeyin
bitti sanıldığı ve bitti sayıldığı bir noktada Maraş'ın, tüm İstiklâl
mücadelesine ilham olacak duruşu, onu Peygamber şehri Medine'yle kardeş kıldığı
gibi tüm Kuvâ-yi Milliye'ye de öncü kılmıştır.
Bu öncülük, üzerinde dikkatle durulması gereken bir
bayrak taşıyıcılığıdır. Maraş'ın ve Maraşlının “yapabiliriz, başarabiliriz,
düşmanı topraklarımızdan kovabiliriz” diyerek geliştirdiği çelikten inanç, bu
aziz şehirden dalga dalga yayılarak önce bütün Anadolu'ya, ardından dünyanın
bütün mazlum coğrafyalarına ilham vermiştir.
20. yüzyıl boyunca emperyalizme ve zulme direnen her
insanda, her şehirde ve her coğrafyada bir Maraş tavrı bulabilirsiniz. Bu
tavır, köklerini doğrudan doğruya dürüst ve İslam olmaktan, dürüst ve İslam
kalmaktan alır. Bin yıllık bir Müslüman Türk yurdu olan Kahramanmaraş'ın
köklerini belki de en derinlikli ifadesini, Sezai Karakoç üstadımızın "Süt
ve Tabanca" yazısındaki şu cümlelerde buluruz:
"Maraşlı, Bayrak, Kaleden indirilince Cuma namazının
kılınamayacağını bilir. Bayrakla Cuma namazı arasındaki kopmaz alâkayı bilir.
Bu savaşın temeli çok sağlamdır, Süleymaniye’nin temeli gibi… Maraş kurtuluş
hareketinin ilk gününde yayınlanan beyanname, bütün çağdaş istiklal
davranışlarının gerekçelerini aşan bir gerekçeyle çıkar insanlığın karşına. Ruh
çağlarının diliyle, kelimeleriyle yüklüdür, konuşur bu beyanname. Gözün
göremediği ileriye bitişir ve geride tarihin derinliğine doğru kök salar.
Mekke’ye bitişir, Malazgirt’e, Söğüt’e bitişir. İstanbul’un alınışı neyin
konkavıysa, Maraş’ın kurtuluşu onun konveksidir."
Ali Sezai Efendi'yi Ömer Muhtar'la, Arslan Bey'i Cevher
Dudayev'le, Senem Ayşe'yi Meral Maruf'la, Mehmet Ali Bey'i Fazıl Küçük'le
yoldaş, hâldaş ve kardaş yapan bu köklerdir.
Şairin "fıtrat değişir sanma, bu kan yine o
kandır" dediği tam da budur işte.
Maraş'ımızın kurtuluşunun 101. yılında, bu mücadelemizin
ilham vericiliğini hiç unutmaksızın rahatlıkla söyleyebiliriz ki 15 Temmuz
gecesi Ömer Halisdemir'in, Erol Olçak'ın, Halil Kantarcı'nın, Mustafa Cambaz'ın
ve vurulup düşmüş nice şehidimizin ilkeleriyle Maraş kurtuluş mücadelesini
verenlerin ilkeleri aynıdır.
Ve rahatlıkla diyebiliriz ki 101 yıl önce Maraş'ta yanan
ateş, 2021'de Karabağ'ı özgürlüğe kavuşturan ateşle aynıdır.
İstiklâlimizin 101. yılını, bin yıllarca süren
istikbalimizin güvencesi sayarak kurtuluşumuz kutlu olsun.
Şehit dedelerimizin yolu, yolumuz olsun. Göğümüzün
yıldızları yoldaşımız olsun".
YORUMLAR