Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal,
Genel Merkez'de gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK)
Toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin
açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.
Partinin il kongerelerinin ve hazırlıklarının devam
ettiğini belirten Ünal, şu ana kadar 509 ilçe kongresinin gerçekleştiğini, bu
hafta sonu 24 ilçe kongresinin daha yapılacağını açıkladı.
Ünal, ilçelerde değişim oranının yarıya yakın olduğunu
ifade ederek, şu ana kadar 22 il başkanının istifa ettiğini, yerlerine
atamaların gerçekleştirildiğini söyledi.
Bundan sonraki süreçte ilçe ve il kongrelerinin birlikte
devam edeceğini dile getiren Ünal, "Kasım
ayı son haftasında il kongrelerine başlayacağız, mart sonunda da bitirmeyi
hedefliyoruz. Büyük Kongre için olağan tarih olarak da 12 Eylül gibi görüyoruz
ama bu tarihte bir değişiklik olabilir." ifadesini kullandı.
Ünal, hiç kimsenin bulunduğu pozisyonların AK Parti
siyasetinde sahibi olmadığını, bunun sahibin millet olduğunu vurguladı.
Toplantıda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun iç siyasi
gelişmelere ilişkin bilgi sunduğunu kaydeden Ünal, sosyal gelişmelerle ilgi ana
kademe, kadın ve gençlik kolları olağan kongre süreçlerinin de
değerlendirildiğini aktardı.
Ünal, ileriki süreçte TBMM Parti grubu çalışmalarının da
bu çerçevede değerlendirildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın değerlendirilmeleri çerçevesinde AK Parti'nin, Türkiye'de 16 yıldır
bir değişim sürecini yönettiğini belirten Ünal, "15 yıldan beri iktidar olarak her zaman değişim süreçlerini en
iyi yöneten siyasi hareket olarak bugün daha da güçlü bir şekilde, kendi
değişimini, teşkilatlardaki değişimini, belediyelerdeki değişimini ve aynı
zamanda da hükümetin 180 günlük planlamasını ve bütün icraatlarını gözden
geçirmesiyle yoluna devam ediyor." diye konuştu.
Ünal, AK Parti'nin hakikate gözünü kapatma, sırtını dönme
gibi bir lüksünün bulunmadığına işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Çünkü
milletimizin bizden büyük beklentileri var. Biz kendi siyasetimizi her zaman
değişim süreçlerini yönetirken risk almak üzerine kurduk. Siyasi risk aldığınız
yerde, keyfilikten bahsedemezsiniz. Siyasetin olduğu yerde antidemokratik
uygulamalardan bahsedemezsiniz. Antidemokratik uygulamalar keyfiliğin olduğu
yerlerde söz konusudur. Dolayısıyla AK Parti siyaseti Türkiye'de hem değişimi
yöneten hem siyasi risk alan bir yönüyle yoluna devam etmektedir.
Özellikle ana
muhalefetin bu değişim süreçlerine ilişkin getirdiği eleştiriler
değerlendirildiğinde şunu söyleyebiliriz; AK Parti siyasetinin bu
uygulamalarına 'antidemokratik' diyemezsiniz. Sadece yeni demokratik
mekanizmalara Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu söyleyebilirsiniz."
Demokrasinin temelinin seçim olduğuna dikkati çeken Ünal,"İki seçim arası seçilmişler için
hem bir siyasi ve sosyolojik hem de hukuki denetim söz konusudur." dedi.
"TABİİ Kİ HER
DEĞİŞİMİN ACILI SONUÇLARI OLACAKTIR"
Ünal, konunun şahıslar meselesi olmadığının altını
çizerek, şunları kaydetti:
"Burada
meseleleri kişiler üzerinden konuşmak son derece yanlıştır. Burada mesele ülke,
millet, istiklal ve istikbal meselesidir. AK Parti her zaman bu meselelere bu
yönde bakmıştır. Tabii ki her değişimin acılı sonuçları olacaktır ama şu hususu
asla gözden kaçırmamamız gerekir ki, AK Parti siyasetinin temel özelliklerinden
birisi de budur. Kimsenin bu süreçte birilerini suçlu ilan etmeye, onlara
kabahat yüklemeye, hele hele bu insanların onurlarını rencide edecek söz ve
davranışlar içerisine girmeye hakkı yoktur. Giden de gelen de bizim
arkadaşımızdır.
Biz davamızı, her
bir arkadaşımızın bu davanın bir neferi olarak kendisini görmesiyle ikame
eden... Ve biz, makamlar üzerinden değil görev ve sorumluluk üzerinden her
zaman kendimizi ifade ettik. Her bir arkadaşımız, kendisini bu davanın bir
neferi olarak gördüğü andan itibaren kendisini statü ve makamlarla tanımlamaz.
Kendisini sorumluluk ve görevleriyle tanımlar. Kendi iç mekanizmamızda da kendi
istişarelerimizi yaptığımızda kendisini bu davanın neferi olarak gören her bir
arkadaşımız, bu istişareye riayet eder."
"MAHKEME
KADIYA MÜLK DEĞİLDİR"
3 Kasım'da AK Parti iktidarının 15'inci yıl dönümünü
kutlayacağını anımsatan Ünal, eğer 15 yıldan beri AK Parti Tükiye'yi büyütmeye
devam ediyorsa, bunun en temel sebebinin AK Parti siyasetinin temel niteliği
olduğuna işaret etti.
Bugüne kadar bütün seçimleri kaybetmiş, siyasi başarısı
olmayanlardan bunu anlamalarını beklemediklerini vurgulayan Ünal, "Biz şunu biliriz ki mahkeme kadıya
mülk değildir. Hiçbir makam, hiç kimsenin ebedi mülkü de değildir, üzerine
tapulu hiç değildir. Hepimiz bir gün yerlerimizi, aynı görevleri çok daha fazla
enerjiyle yerine getirecek birilerine bırakırız. AK Parti, meselelere bu
şekilde bakar." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Parlamento'da milletvekili
arkadaşlarım, AK Parti'li milletvekilleriyle de görüşüyorlar. Tam bir kazan
kaynıyor orada. Herkes rahatsız, huzursuz." sözlerinin hatırlatılması
üzerine Ünal, AK Parti'nin sözcüsü olarak anamuhalefet partisi genel başkanının
televizyon programlarında yaptığı konuşmaları da takip ettiğini söyledi.
Yıllardan beri siyasetin içindeki biri olarak
Kılıçdaroğlu ile ilgili kanaatini paylaşan Ünal, "Meclis'te müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesiyle birlikte
Kılıçdaroğlu'nun, Cumhuriyet Halk Partisinin hangi argümanları ortaya koyduğunu
gördük ve birlikte dinledik. Bir de dün akşam Kemal Kılıçdaroğlu'nu dinledim.
Siyasi olarak düşünceniz değişir ama bu kadar kısa sürede nasıl değişir
açıkçası anlamakta zorlandım. Müftülere verilen nikah kıyma yetkisinin Medeni
Kanunu'nun verdiği çerçevede değerlendirildiğini ve bunun herhangi bir şekilde
laikliğe aykırılık teşkil etmediğini söyledi. Bizim çizgimize geldi."şeklinde konuştu.
"Kılıçdaroğlu'nun
iftirayı, provokasyonu, hakareti çok muhteşem bir şekilde yaptığını ancak
millletin umudu olan, milletin değişiminin, dönüşümünün, taleplerinin,
ihtiyaçlarının devlete taşınma aygıtı olan siyaseti asla yapamadığını"vurgulayan Ünal, şunları söyledi:
"O yüzden
önce dönsün bir kendisine baksın. Kendi partisinden istifa eden milletvekili ve
kendi partisinin içinde ayrı beş kanadın varlığının hangi çatışmaları
doğurduğunu bir değerlendirsin, ondan sonra AK Parti ile ilgili konuşsun. AK
Parti bir saatin dişlileri gibi ortak, birlikte çalışan ve bir dava şuuruyla
hareket eden, kendisini bu davanın neferi olarak gören insanların partisidir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 'metal yorgunluğu' dediği şey de bu heyecanı, bu
inancı, bu duyguyu, ilk günkü aşkı kaybeden kişiler için geçerlidir. AK Parti
kendi değişimini, dönüşümünü gerçekleştiriyor. Her zaman olduğu gibi kendisini
2019'a hazırlarken, Türkiye'yi de 2023'e taşımanın hazırlığını yapıyor."
"ŞAŞKINLIK
İÇİNDE DİNLEDİM"
Mahir Ünal, bir gazetecinin, Kılıçdaroğlu'nun dün
katıldığı televizyon programında, "8
ay önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştüğü, kendisinin tarafsızlığına
saygı duyduğu" yönündeki sözlerini hatırlatması üzerine,
Kılıçdaroğlu'nun, konuşmasında sorunun cevabını verdiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu'nun, daha önce cumhurbaşkanlığı yapan ve
saygı duyduğunu söylediği 11. Cumhurbaşkanı Gül ile görüşme gerçekleştirdiğini
ifade ettiğini hatırlatan Ünal, şöyle devam etti:
"Sayın
Kılıçdaroğlu'nun ifadelerini dinlerken eğer kasıt yoksa konuşmasında, sahiden
inanarak konuşuyorsa yine benim tuhaf bulduğum şu; 2007'de referandumla
cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar vermişseniz, halk cumhurbaşkanını
seçtiği anda siyaset kurumu aracılığıyla seçmeyecek mi? Bir cumhurbaşkanının
seçilmesi siyaset kurumunun, siyasetin devreye girmesi anlamına gelmiyor mu?
Seçilmiş cumhurbaşkanı, siyasetle seçilmiş cumhurbaşkanı olmuyor mu? Akşam
Sayın Kılıçdaroğlu'nun, seçilmiş bir cumhurbaşkanını diğer cumhurbaşkanlarıyla
mukayese etmesini şaşkınlık içinde dinledim."
"AYNI
ADIMLARI BEKLİYORUZ"
Ünal, istifa edeceğini açıklayan Balıkesir Büyükşehir
Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur'un, istifa etmemesi durumunda nasıl bir yol
izleneceği sorusuna şöyle yanıt verdi:
"İstanbul,
Bursa, Düzce ve Niğde belediye başkanları istifa etti. Ankara yarın istifa
edeceğini açıkladı. Balıkesir Belediye Başkanı'ndan da aynı adımları
bekliyoruz. Meseleyi isimler, kişiler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyoruz.
'İki seçim arası dönemde sosyolojik ve siyasi denetim, AK Parti'ye seçmenin
yüklediği bir görevdir. Bunu da tabii ki siyasi parti yapar' derken tabii ki AK
Parti'nin genel başkanı yetkili kurullarında konuşarak, istişare ederek AK
Parti'den seçilmiş bazı belediye başkanlarına çekilme çağrısı yapabilir. Bu da
demokratik meşruiyete tamamen uygundur. Bunu yapmazsa ne olur? Bu yönde
birileri ısrarla birtakım kara propagandalar yürütüyorlar. Bunu yapmazsa bunun
sonuçları yine demokratik meşruiyet zemininde konuşulur, tartışılır, istişare
edilir ve yeni kararlar verilir."
"MESELENİN
HUKUKİ VE CEZAİ DENETİMLE İLGİSİ YOK"
"Belediye
başkanlarının istifalarının arkasında FETÖ bağlantısı ya da yolsuzluk olabileceği"
iddialarına ilişkin Ünal, "AK Parti'nin kendi içinde sosyolojik ve siyasi
denetim mekanizmasını çalıştırması başka bir şeydir, bunun hukuki ve idari
olarak değerlendirilmesi başka bir şeydir. Eğer böyle bir itham, böyle bir
iddia, suç, cezai durum söz konusu olsa burada hukuki ve idari bir denetimi
konuşmamız gerekir. Muhalefetin ısrarla meseleyi hukuki ve idari zemine çekmek
istemesi ve bu meseleyi, cezai bir mesele olarak değerlendirmesi tamamen kendi
siyasi pozisyonları ve sürdürdükleri kara propagandayla ilgilidir. Bu
süreçlerin hukuki ve cezai denetimle herhangi bir ilgisi söz konusu
değildir." diye konuştu.
"DEĞERLENDİRME
SÜRECİ DEVAM EDİYOR"
AK Parti'de, il belediye başkanlarından istifaların
geldiği hatırlatılarak, "İlçelerde
de istifaların geleceği söyleniyor. Özellikle İstanbul'da bazı ilçelerde istifa
istenecek mi?" sorusu üzerine Ünal, "Değerlendirme süreci devam
ediyor. AK Parti'nin performans kriterleri çerçevesinde, Yerel Yönetimler
Başkanlığının hem MYK hem de MKYK nezdinde, Genel Başkanımızın,
Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bir değerlendirme süreci en başından itibaren
başladı. Değerlendirme süreci devam ediyor. Bu değerlendirmenin sonuçlarını da
biz sizlerle düzenli olarak paylaşıyoruz. Böyle bir gelişme olduğunda da bunu
sizinle paylaşacağız." dedi.
"GÜNDEMİMİZDE
BİR ERKEN SEÇİM YOK"
Kılıçdaroğlu'nun yerel ve genel seçim çağrısına AK
Parti'nin nasıl yanıt vereceğine ilişkin sorusuna Ünal, "Bu, çok ucuz bir siyasi hamle. Bizim gündemimizde herhangi bir
şekilde erken seçim yok. Bizim, milleti de bir seçim külfetine taşımak gibi bir
niyetimiz yok. Bunu çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum, bizim
gündemimizde bir erken seçim yok." cevabını verdi.
Melih Gökçek'in istifasının ardından yerine gelecek isme
ilişkin soruya yanıt veren Ünal, "1996'da
yapılan değişimle bu tür değişimlerde seçime gitmek yerine artık belediye
meclisi bu seçimi gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu, Ankara Büyükşehir Belediye
Meclisinin vereceği bir karardır. Ankara Büyükşehir Belediyesinde grubu bulunan
bir siyasi parti olarak biz de meclis üyelerimizle bu konuda gerekli
istişareleri hem ilimizle hem de meclis üyelerimizle günü geldiğine gerekli
değerlendirmeleri, istişareleri yaparız." şeklinde konuştu.
"SON DERECE
ÇİRKİN BİR İFADE"
"Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile görüştüğü ve görüşme
sonrası Büyükada davasına ilişkin tahliyelerin yaşandığı" iddiasına
yanıt veren Ünal, şöyle konuştu:
"Almanya
Dışişleri Bakanı, seçim öncesi sürdürdüğü hoş olmayan tavrını sürdürüyor.
Kullandığı ifadeler, öncelikli olarak bu ülkenin hakimlerine, savcılarına,
hukuk sistemine, yargısına hakarettir. Bu ülkede müzakereyle uluslararası
görüşmelerle yargı karar vermez. Yargı kendi tarafsızlığı ve bağımsızlığı
gereği karar verir. (Almanya) Dışişleri Bakanının kullandığı, Schröder'in
arabuluculuk yaptığı ve bunun sonucunda da söz konusu tutukluların serbest
bırakıldığı ifadesi, son derece çirkin bir ifadedir."
KATALONYA'DAKİ TEK
TARAFLI BAĞIMSIZLIK İLANI
Katalonya'nın tek taraflı bağımsızlık ilan etmesine
ilişkin değerlendirmesi sorulan Ünal, "Bu konuda dış politikadaki
pozisyonumuzu daha önce de ifade etmiştik. İspanya'daki Katalonya Özerk
Bölgesi'nin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesini doğru bulmadığımızı da
paylaşmıştık. Avrupa Birliği'nde iyi ilişkiler içinde olduğumuz İspanya'nın
toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu belirtmiştik." ifadelerini kullandı.
Ünal, "FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün Almanya'da yakalanıp Türkiye'ye iade edildiği" iddialarına ilişkin soruya, "Böyle bir bilgi söz konusu değil. Bize ulaşan böyle bir bilgi de yok." yanıtını verdi.
YORUMLAR