AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir
Ünal, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının gündemine ilişkin basın toplantısı
düzenledi. AK Parti'nin geleneksel hale gelen istişare değerlendirme
toplantısının tarihinin netleştiğini belirten Ünal, kampın 6-7-8 Ekim 2017
tarihinde Afyonkarahisar'da yapılacağını duyurdu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugünkü grup
toplantısında yaptığı açıklamalara işaret eden Ünal, "Bugün Kemal
Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu'nun istemesek de gündemimize girmesine sebebiyet vermiştir. Çünkü,
Kemal Kılıçdaroğlu 'sürekli olarak beni konuşuyorlar' diyor. Buradan Kemal
Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, bizim seni konuşmak gibi bir derdimiz yok. Hatta biz
eğer seni konuşmasak senin kısa bir süre içinde siyasetin gündeminden
kaybolacağını biliyoruz. Bizim seni konuşmamızın nedeni, maalesef senin sürekli
olarak söylediğin yalanlar, iftiralar, tahrik ve oynamaya devam ettiğin
tehlikeli oyundur" dedi.
Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir siyasi partinin bu devletin meşruiyetini,
TBMM'nin, yargının meşruiyetini tartışmaya açtığına şahitlik edemezsiniz. Bir
şiir okuduğu için cezaevine gönderilen bir belediye başkanı olan o gün Recep
Tayyip Erdoğan bile bir meşruiyet tartışması açmamış, 'devletime küsmem' demiş
ve mücadelesini anayasal meşru zeminde sürdürmüştür. Türkiye, Kemal
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı ile birlikte bir meşruiyet tartışmasının ve
bunun sistematik olarak sürekli devam ettirilmesine şahit olmaktadır. 2011'de
seçimlerden hemen sonra, TBMM'nin meşruiyetini tartışmaya açmıştır Kemal
Kılıçdaroğlu, yemin kriziyle birlikte. Daha sonra yargının meşruiyetini,
hükümetin meşruiyetini tartışmaya açmıştır. 2011'den bugüne kadar sistematik
olarak devam ettiği meşruiyet tartışmasına özellikle 15 Temmuz'dan sonra başka
bir düzlemde devam etmektedir, daha tehlikeli bir şekilde. Nedir bu tehlikeli
şekil? Sarayın jandarması, halkın jandarması, sarayın 15 Temmuz'u halkın 15
Temmuz'u. Daha da acısı, meclisin yetkisinin elinden alınması, meclisin
gayrimeşru ilan edilmesi. Buradan biz siyasetin temsilcileri olarak soruyoruz,
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu demokrasinin, siyasetin, devletin meşruiyetini
tartışmaya ve meşruiyet zeminini yok etmeye çalışarak ne yapmak istemektedir?"
"Kemal
Kılıçdaroğlu başka bir anayasayı mı esas almaktadır"
"Kemal Kılıçdaroğlu bütün bunları ifade ederken şunu
sormak istiyorum, Sayın Kılıçdaroğlu başka bir anayasayı mı esas
almaktadır" diyen Ünal, "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sanki başka bir
anayasayı esas alarak konuşuyor ve burada ben soruyorum, Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu kamu düzenini sağlamak, demokrasinin kendi varlığını sürdürmek
için sizin başka bir referansınız mı var. Bizim durduğumuz yer bellidir, biz
milletin yanında duruyoruz" şeklinde konuştu.
Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendisinin grup toplantısında, 'korkak, ödlek' gibi
ifadeleriyle ilgili kendisine şunu söylemek istiyorum, 15 Temmuz gecesi bu
millet kimin korkak ve ödlek, kimin cesur ve kahraman olduğunu çok net bir şekilde
görmüştür. Siyasetle ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'na şunu hatırlatmak istiyorum,
siyaset sorun çözme sanatıdır sorunları krize döndürme işi değildir.
Dolayısıyla şuna karar vermelidir, sürekli olarak adeta mevcut siyasetin,
mevcut demokrasinin, anayasanın, TBMM'nin paralelinde sokağı, halkı referans
gösteren bir dil kullanarak konuşması ne anlama gelmektedir?"
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmada
meydan okuyan bir dille söylediği 'nerede isterse orada karşılıklı konuşalım,
hodri meydan' dediği çerçeveye dönük şunu söylemek istiyorum" diyen Ünal,
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu senin öncelikli olarak Cumhurbaşkanımızın, Genel
Başkanımızın siyasal anlamda muhatabı olabilmen için senin genel başkanlığa
geliş biçimin ve genel başkan olduktan sonra o genel başkanlık makamında oturma
ve girdiğin her seçimi de kaybetmiş genel başkan olarak hangi zaviyeden bakarak
bir muhataplık oluşturduğunu da açıkçası merak ediyorum. Kendi partisi
içerisindeki muhaliflere 'kafamı kızdırmayın, partinin önüne koyarım' diyen anlayışın
ne kadar demokratik olduğu da tartışmalıdır. Bizim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun
konuşmak ya da gündemimize almak gibi bir derdimiz yok. İçeriye dönük meşruiyet
tartışmalarını sürdüren, demokrasinin, devletin organlarını tartışmaya açan bir
anlayış siyasal bir anlayış olamaz" şeklinde konuştu.
Tek tip kıyafet
tartışması
Tek tip kıyafet tartışmalarının sorulması üzerine Ünal,
"FETÖ sanıklarının daha doğrusu bu mesiyanik kültün, çünkü sürekli
simgeler ve semboller üzerinden mesajlar veren, Pensilvanya'da küçük kasabada
yaşayan meczubun da seccade üzerinden verdiği mesajlar vardı. Sürekli semboller
üzerinden kendi müntesiplerinin morallerini yüksek tutmak ve onların herhangi
bir şekilde itirafçı olmalarının önüne geçmek için yaptıkları eylemlerden
birisiydi bu. Kamuoyunu huzursuz eden ve Cumhurbaşkanına suikast düzenlemiş,
TBMM'yi bombalamış, o gece halkın üzerine ateş açmış bu katillerin gülümseyerek
takım elbise ve kravat içerisinde mahkeme salonuna gelmesi vicdanı rahatsız
ediyor. Kamuoyundan gelen talepler çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın ifadeleri
oldu, hem de Adalet Bakanlığımız bu konuda bir çalışma başlattı. Dolayısıyla,
verilmiş bir karar söz konusu değil, Adalet Bakanlığımız bu çalışmasını
bitirdiğinde ilgili birimlerle bu konudaki çalışmasını paylaşacaktır. Adalet
Bakanlığı çalışmasını sonuçlandırdıktan sonra bunu kamuoyuyla
paylaşacaktır" ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa'nın
ibadete kapatılması
"Mescid-i Aksa'da insanların inanç özgürlüğüne dönük
kabul edilemez uygulamalar yaşanmaktadır" diyen Ünal, "İsrail'in
orada Müslümanlara dönük uyguladığı ve bu Mescid-i Aksa'nın ibadete
kapatılmasından orada Filistinli Müslümanların katledilmesine kadar bu
uygulamaların kabul edilemez olduğunu ve İsrail'de bu konuda İsrail hükümetini
evrensel değerlere ve inanç özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyoruz"
şeklinde konuştu.
YORUMLAR