Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal,
dünyada ticaret savaşlarının yaşandığı ve ekonomiye yönelik dış kaynaklı
olumsuz etkilerin olduğu bir dönemde Türkiye ekonomisinin, yılın ikinci
çeyreğinde yakaladığı yüzde 5,2'lik büyüme oranıyla OECD ülkelerini geride
bırakmasının ve AB ülkeleri arasında ise ikinci sırada yer almasının önemli
olduğunu belirtti.
MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal yaptığı açıklamasında; “Sektörel bazda baktığımızda sanayi sektörü yüzde 4,3 büyürken, inşaat sektörü yüzde 0,8 ve hizmetler sektörü ise yüzde 8 büyüdü. Gayrimenkulde büyüme yüzde 0,2 seviyesinde kalırken, finansta yüzde 12,1 olarak gerçekleşti. 2018’in ikinci çeyreğinde, diğer sektörlerdeki büyümenin aksine tarım sektörü yüzde 1,5 küçüldü” dedi.
İş dünyası orta ve uzun
vadeli reformlar bekliyor
Başkan Erdal, 2018 yılı birinci çeyreğinde yüzde 7,3’lük
büyüme oranı yakalandığını, ikinci çeyrekte ise yüzde 5,2 büyümeyle bir
yavaşlamanın söz konusu olduğunu, bu nedenle mevcut duruma göre pozisyon
alınması ve bu doğrultuda stratejiler geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek
iş dünyasının orta ve uzun vadeli reformlar beklediğini vurguladı.
Türkiye’nin tarım ve gıdada temelleri sağlam, orta ve
uzun vadeli politikalara ihtiyacı olduğunun açıklanan veriler ışığında
görüldüğünü söyleyen Başkan Erdal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısa vadeli,
günlük politikalar ve palyatif önlemler yerine tüm sektörlerde güçlü ve
sürdürülebilir yapısal reformlar gündeme gelmeli ve artık gündemde ithalat
değil ihracata dayalı yerli üretim olmalı. Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin
yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülmesi ihracatta yüksek teknolojili
ürünlerin payının artırılmasına, dolayısıyla cari açığın azaltılmasına katkı
sağlayacaktır. Kurdaki volatilitenin yüksek olması bizlere bu işin ithalatla
yürümeyeceğini acı bir şekilde gösteriyor.
Ekonomimizin temellerinin sağlamlığından hiç kimsenin
kuşkusu yok. Bugün açıklanan veriler, ekonomimizin güçlendirilmeye ihtiyacı
olan bölgelerini görmemize aracı oldu. Bundan böyle bu alanlar üzerine
yoğunlaşarak, sektörün tüm paydaşlarıyla bir araya gelip, ortak akıl
çerçevesinde yeni çalışmalar ortaya koymalıyız. Bu verileri yolumuza kılavuz
yaptığımız vakit; katma değeri yüksek ürünler üreten, teknoloji çağına ayak
uydurmuş, markalaşma konusunda dünyada önemli noktalara gelmiş, yerli ve milli
ekonomiye sahip bir Türkiye olmamızın önünde hiçbir engel kalmayacaktır”
YORUMLAR