Haber-Foto: Narin Demirci
CAMİLERİN GÖLGESİNDE YEMEK İKRAMI
Selasenin “üç” anlamına geldiğinin altını çizen Mehmet Turgut Doğan, vakfın pandemiden önce Çamlıca Camii’nde, pazarlarda, otobüs duraklarında ve halka açık diğer noktalarda yemek dağıtımı gerçekleştirdiğini ancak pandemiden sonra sabit olarak sadece Üsküdar meydanını tercih ettiklerini kaydetti. “Üsküdar meydanında Mihrimah Sultan Camii ve Valide-i Cedid Camimizin gölgesinde yemek ikramı yapıyoruz” diyen Doğan, “Onların bıraktığı eserlerin gölgesinde yemek bir başka güzel oluyor. ” diye konuştu.
“BİZ AŞEVİ DEĞİLİZ”
Vakıf olarak sofralarının herkese açık olduğunu belirten ve aşevi olmadıklarını özellikle vurgulayan Doğan, “Dağıttığımız yemekler ihtiyaç sahipleri için değil. Biz aşevi değiliz asla. Soframız peygamber sofrası gibi herkese açık. Zaten ismimiz de Medine Sofrası. Bir ehlibeyt sofrası düşünüyoruz ve o niyetle ikramlarımızı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİRİKTİRDİĞİMİZ DEĞİL DAĞITTIĞIMIZ BİZİMDİR”
“Biz vakıf olarak sadece yemek veriyoruz” diyerek bunun kendileri için bir dua şekli olduğunu belirten Doğan şöyle devam etti, “Bu bizim için bir yakarış, bir dua. Sofrayla birlikte kalbimizi ve gönlümüzü açıyoruz. Biz milletimizin bir ve beraber olması için, Türkiye’mizin de Osmanlı’dan daha güçlü olması için dua ve niyaz ediyoruz. Bu bir dua ve yakarış şekli bizim için. Çünkü biriktirdiğimiz değil dağıttığımız, yediğimiz değil yedirdiğimiz bizimdir.”
YORUMLAR