Uykusuzluk, depresyon ve Alzheimer habercisi olabilir

Uykusuzluk, depresyon ve Alzheimer habercisi olabilir

Uykusuzluk, uykuya dalamama ya da uykuya daldıktan sonra çabuk uyanma psikiyatrik ya da nörolojik sorunların habercisi olabilir. Özellikle depresyon, Alzheimer ve Parkinson’da uykuya dalma ve sürdürme bozukluğu görülebileceğini belirten uzmanlar, uyku sorunlarında kişiye özel tedavinin önemini vurguluyor. Uzmanlara göre yatmadan kısa süre önce çay ve kahve tüketmekten kaçınmak, yatağa elektronik cihaz sokmamak gerekiyor.

14 Temmuz 2018 - 01:34

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin, uykusuzluğun psikiyatrik ve nörolojik hastalıkların habercisi olabileceğini söyledi.

Uyku ihtiyacı herkese göre farklı

Uykusuzluğu “uykuya dalma ihtiyacı olmasına karşın uykuyu başlatamama veya uykuya daldıktan sonra çabuk uyanma” şeklinde tanımlayan Doç. Dr. Barış Metin, “Sağlıklı bir insanın kendine özgü bir uyku süresi vardır. Bu süre genelde 8 saatken kişiden kişiye fark edebilir. Bazı kişiler 5 saatlik uyku ile dinlenebilirken, bazı kişiler 10 saatlik uykuya ihtiyaç duyabilir” dedi. 

Teknoloji uykusuz bırakıyor

Uykusuzluğun çok farklı nedenleri olduğunu belirten Doç. Dr. Barış Metin, teknoloji kullanımının uykusuzluğa yol açan sebeplerden biri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Barış Metin, şunları söyledi:

“Örneğin yaşlılarda en sık gördüğümüz durum yaş ile birlikte uyku süresinin kısalmasına bağlı uykudan çabuk uyanmadır. Gençler de bilgisayar başında çok vakit geçirerek kendilerini uykusuz bırakabilmektedir. Huzursuz bacaklar sendromu dediğimiz rahatsızlık geceleri bacaklarda huzursuzluk, ağrı ve hareket ettirme isteği ile kendini gösterip uykuya dalmayı güçleştirebilir.

Uykuya dalamama depresyon habercisi olabilir

Bazı hastalar da uykuya dalmak için aşırı çaba harcayıp aslında bilmeden uykuya dalmalarını güçleştirebilmektedir. Birçok psikiyatrik rahatsızlıkta, özellikle depresyonda uykuya dalma ve sürdürme bozukluğu görülebilir. Aşırı kahve tüketimi ve uyarıcı içeceklerin  kullanımı da uyku bozukluğu yapabilir. Bunların yanında uykuda solunum bozukluğu olan hastalar bazen nefes alamamaya bağlı uykudan zamansız uyanmalar yaşayabilir.”

Uyku bozukluğunun altında hastalık yatabilir

Uykusuzluğun nörolojik bir hastalığın habercisi de olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Barış Metin, “Alzheimer ve Parkinson hastalıklarında sıklıkla uyku bozuklukları görülüyor. Bunların yanında huzursuz bacaklar sendromu ve nöropati dediğimiz sinirleri etkileyen  bazı hastalıklar uykuya dalmayı engelleyebilir. Uyku bozukluğu olan kişilerin bu nedenlerle nörolojik açıdan  ayrıntılı incelenmeleri gerekir” uyarısında bulundu. 

Uyku hijyeni için bu önerilere dikkat

Doç. Dr. Barış Metin, sağlıklı bir uyku için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Her gün genelde aynı saatte yatağa yatmak, akşamları uyarıcı gıdalarda kaçınmak, akşam yemeği ve sonrasında sindirimi zor gıdalardan kaçınmak, ışıklı bir ortamda uyumamak, yatakta cep telefonu tablet ve bilgisayarlara bakmamak uyku hijyeni kuralları arasındadır ve sağlıklı bir uyku uyumamıza yardım eder. Bunların yanında bazı insanlar gündüz küçük kestirmeler yapar ve bu gece uyumakta zorlanır. Gece uykusuzluk sorunu varsa gündüz küçük uykulardan kaçınmak gerekir.”

Geç saatte çay ve kahve içmeyin

Beslenme ve uyku arasındaki bağlantıya da dikkat çeken Doç. Dr. Barış Metin, “Özellikle çay ve kahve gibi uyarıcı gıdalar günün geç saatlerinde alındıklarında uykuyu bozabilir. Bunun yanında yağlı ve baharatlı gıdalar da sindirim sorunlarına ve reflüye yol açarak uyku kalitesini bozabilir. Sağlıklı bir uyku için yatağa boş mide ile gitmek daha iyidir. Ancak bazen uyumak için bir bardak ılık süt faydalı olabilir” tavsiyesinde bulundu.

Uyku tedavisi kişiye özel olmalı

Uykusuzluğun birçok nedene bağlı gelişebilen bir durum olduğunu belirten Doç. Dr. Barış Metin, “Bu nedenlerin hepsinin tedavisi bulunmaktadır. Uykusuzluk yaşayan bir birey uyku sağlığı, nörolojik ve psikolojik rahatsızlıklar ve genel tıbbi durum açısından ayrıntılı incelenmelidir. Bütün uykusuzluk çeken insanlara tek bir tedavinin iyi gelmesi mümkün olmadığından kişiye özel tedaviler geliştirilmelidir” diye konuştu. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x