Varis günümüzde oldukça sık karşılaşılan ancak riskleri
pek fazla bilinmeyen, daha çok estetik kaygılar nedeni ile sorun edilen bir
hastalıktır. Ancak bacakta ciddi yaralar açılmasına ve hatta bacağın çeşitli
seviyelerden kaybına dahi yol açabilecek olan bu toplardamar hastalığını
ciddiye almak gerekiyor. Erken evrelerde teşhis edildiğinde tedavisi kolay olan
ve ilerlemesini engellemenin mümkün olduğu bu hastalıkla ilgili ve bu
hastalığın etkilediği toplardamarlarla ilgili merak edilenleri Acıbadem Fulya
Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk 7 maddede mercek
altına aldı. İşte varis hastalığı hakkındaki 7 önemli bilgi:
1.Bacak
toplardamarlarında akım yerçekiminin tersi yönünde ve tamamen pasif bir şekilde
gerçekleşir.
Bu akımı sağlayan 2 temel faktör atardamarlardaki kanın
itiş gücü ve kalbin emiş gücüdür. Bunun dışında bacak kaslarının hareketi ile
toplardamarlarda sağlanan sağma etkisi toplardamar akımına destek olan en
önemli etkenlerden birisidir. Bu nedenle koşma, yürüme ve yüzme gibi sporlar,
varisten koruyucu aktivitelerdir.
2.Varis sıklıkla
bacaklarda karşılaşılan bir hastalıktır.
Varis hastalığı, toplardamarlardaki akımda bozulmalar ve
toplardamar yapısındaki değişikliklerle birlikte meydana gelen genişlemelerle
karakterize bir hastalıktır. Yerçekimi ve yüksek basınç, varis hastalığının
gelişimindeki en önemli faktörlerdendir. Bu nedenle yerçekiminin en fazla
etkilediği ve basıncın en yüksek olduğu bacak toplardamarları, süreçten en çok
etkilenen damarlardır.
3.Bacaktaki
toplardamar sistemi oldukça yaygındır.
Bacaklarda temel olarak 3 toplardamar sistemi bulunur.
Bunlardan ilki derinde ve kaslar arasında yer alan, daha geniş yapıdaki derin
toplardamar sistemidir. İkinci sistem olan ve kaslarla cilt arasında bulunan
sisteme yüzeysel venöz sistem adı verilir. Bu sistemdeki ana damarlardan biri
olan safen veni, aynı zamanda koroner baypas ameliyatlarında, baypas için
kullanılan bir damardır. Üçüncü ve son sistemse bacağın çeşitli seviyelerinde
derin sistem ile yüzeysel sistem arasında bağlantı kuran ve perforan venöz
sistem olarak adlandırılan sistemdir. Her 3 sistem de varis hastalığından
etkilenebilmektedir ve her 3 sistem için de farklı tedavi yöntemleri mevcuttur.
4.Varislerde
kapakçıklarda fonksiyon bozukluğu meydana gelir.
Normalde toplardamarların içinde kanın tek yönlü
hareketini sağlayan kapakçıklar mevcuttur. Kan, yerçekiminin tersi yönünde
bilekten kalbe doğru hareket etmektedir. Damar içindeki kapakçıklar kanın
yukarı doğru hareketi sırasında açılırlar, daha sonra kapanarak kanın geriye
kaçmasını engellerler. Çeşitli sebeplerle bu kapakçıklarda meydana gelen
yapısal veya fonksiyonel bozukluklar kanın geriye doğru kaçmasına ve zaman
içinde varis hastalığının gelişmesine neden olur.
5.Karnın alt
kısmındaki toplardamarlarda da varisleşmeler meydana gelebilir.
Karnın alt kısmındaki toplardamarlar da bacaklardan sonra
yerçekiminden etkilenen ve varis gelişimi görülebilen damarlardır. Anal bölgede
gelişen hemoroidler, erkeklerde testislerde görülen varikosel ve kadınlardaki
kasık, alt karın toplardamarlarının varisleşmesi olarak tarif edilen “Pelvik
Konjesyon Sendromu” da temelde toplardamarlardaki varisleşme ile karakterize
hastalıklardır.
6.Gebelik
toplardamar hastalıkları açısından önemli riskler oluşturur.
Gebelik hem bacak toplardamarlarında hem de karnın alt
kısmında yer alan rahim, yumurtalık gibi organların kanını toplayan toplardamar
sistemlerinde çeşitli sorunlara yol açabilir. Gebelik sırasında aylar içinde
bebeğin büyümesine bağlı olarak karın içinde artan basınç ve bebeğin çeşitli
bölgelerinin damarlara yaptığı direkt baskı, toplardamarlarda basıncın
artışına, akımın bozulmasına ve kalıcı/geçici yapı bozukluklarının gelişmesine
neden olur. Bu nedenle bilinen varis hastalığı olan kadınların ya da gebelik
sırasında varisi düşündürebilecek şikayetleri (bacaklarda damar
belirginleşmesi, bacak şişliği, bacak ağrısı gibi) olan anne adaylarının damar
cerrahlarına başvurması gerekmektedir.
7.Varis
hastalığının tedavisinde pek çok yöntem mevcuttur ve her yöntemin hala geçerli
olduğunu unutmamak gerekir.
Varis hastalığının tedavisinde radyofrekans, lazer gibi
yeni tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Eski metodlara oranla daha kolay
uygulanabilen, iyileşmesi daha hızlı ve başarı oranı yüksek girişimlerdir.
Bununla birlikte ilaç, çorap ile medikal tedavi ve ameliyatlar da varis
hastalığının tedavisinde yerini korumaktadır. Varis hastalığı bulunan kişilerde
hangi tedavi yönteminin seçilmesi gerektiğine karar verirken hastanın damar yapısı
ile ilgili bulgular yanında fizik muayeneden elde edilecek veriler ve varis
hastalığının kişide yarattığı şikayetlerin ciddiyeti de çok önemlidir. Bu 3
maddenin birlikte değerlendirilerek, her tedavi metodu ile ilgili detaylı
bilgilendirmenin yapılması ve hasta ile ortak karar alınması önem taşımaktadır.
YORUMLAR