Genellikle, vücudun en fazla basınca maruz kalan bölgesi
olan bacakların alt kısımlarında görülen varise neden olan faktörlerin başında
genetik yatkınlık, çevresel nedenler ve hormon ilaçlarının geldiğini söyleyen
Medline Adana Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Bilal Kaya, bu
istenmeyen oluşumların cildimizin hemen altında yer alan ve normalde
bacaklarımızdaki kirli kanı temizlenmek üzere akciğere taşıyan yüzeysel
toplardamarlardaki kapakların işlevlerinin bozulması sonucu meydana gelen ‘toplardamar
genişlemesi’ olduğunu anlattı.
Önce sorunun
nedenini bilinmeli
Varis hastalığında etkili ve kalıcı bir sonuç için önce
olayın “nedeni”, yani kapaklarından kan kaçırarak varislere sebep olan damar ya
da damarlar, sonra da olayın “sonucu”, yani varislerin tedavi edilmesi gerektiğini
belirten Dr. Bilal Kaya, günümüzde tedavi öncesi yapılan detaylı bir ultrason
inceleme ile varise ait her şeyi anlama şansının bulunduğunu ve gelişen tedavi
yöntemleriyle tüm varis türlerinin etkin tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.
Bacak varisleri
3’e ayrılıyor
“Varislerin tedavisinden önce mutlaka hasta ayaktayken
yapılan ve yaklaşık yarım saat süren bir ultrason incelemesiyle varis ve
kaynakları tespit edilerek tedavi seçenekleri belirlenmelidir” diyen Dr. Bilal
Kaya, büyüklükleri ve cilde yakınlıklarına göre 3 tür bacak varisi olduğunu söyleyerek
bunlar ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgileri verdi.
Kılcal varisler (Telenjektazi)
Ciltten çıkıntı yapmayan, saç kılı inceliğinde,
kırmızı-mor renkli varislerdir. Bu varisler toplumda büyük varislerden çok daha
yaygındır. Genellikle görünümleri nedeniyle kozmetik sorun teşkil ederler ancak
nadiren ağrı, sızlama, kaşınma ve yanma gibi yakınmalar oluştururlar. Kılcal
varisler, skleroterapi veya cilt lazeri ile tedavi edilebilirler. Skleroterapi,
damar içine sklerozan madde adı verilen, kimyasal olarak damarın iç duvarını
tahrip ederek kapanmasını sağlayan bir ilaç verilerek varisli damarın yok
edilmesidir.
Orta boy varisler
(Retiküler varisler)
Ciltten hafif çıkıntı yapan, koyu yeşil-mor renkli,
çapları 2-3 mm arasında değişen kıvrımlı varislerdir. Kılcal varisler gibi
görüntüleri ya da oluşturduğu yakınmalar nedeniyle tedavi gerektirebilip genellikle
bir ya da daha fazla ‘köpük tedavisi’ seansıyla tamamen giderilebilirler.
Büyük varisler (Variköz
venler)
Ciltten bariz çıkıntı yapan, çapları 3 mm’den büyük
varislerdir. Bu varisler hemen her zaman bacaktaki yüzeyde yerleşimli safen
toplardamarının kapakçık yetmezliğine bağlı gelişir ve kaynağın tedavisi ile sorun
giderilebilir. En etkin tedavisi damar içinden yapılan lazer ya da RF (Radyofrekans)
tedavisidir. Bu yöntemler, kaçak yapan damarın ameliyatla dışarı alınması
yerine, vücut içinde lazer veya radyofrekans ile elde edilen ısı enerjisi
kullanılarak kapatılması esasına dayanmaktadır.
Yüz güldürücü
sonuçlar mümkün
Varislerin, artık girişimsel radyolojik yöntemlerin
kullanıma girmesiyle ameliyatsız olarak tedavi edilebilir hale geldiğini sözlerine
ekleyen Dr. Bilal Kaya, “Sonuç olarak kişinin yaşam kalitesi üzerine ciddi derecede
olumsuz etkileri olan bacak varis türlerinin tümü unutulmamalıdır ki sabır
gerektiren bir tedavi süreciyle günümüzde kesin olarak tedavi edilebilmekte ve
yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir” dedi.
YORUMLAR