Üstündağ, köşesinde;
"Dışarıda yağmur yağıyor… Denge ve hayattan bir an… Pencereden dışarıyı seyrediyorum. Dışarıda yağmur var. Yağmur beni hüzünlendiriyor. Yağmur her zaman bana hüznü hatırlatmıştır. Nedenini inanınız bilmiyorum. Gökyüzüne bakıyorum. Gökyüzünü yağmur bulutları kaplamış. Yağmur yüklü bulutlar. Böyle uzaktan durup bakınca biraz ürkütüyor. Sanki iki yüzleri varmış gibi bir hissi veriyorlar. Aydınlık ve karanlık yüzleri… Tıpkı biraz biz insanoğlu gibi değil mi? Benzeşen ne çok yanlarımız var aslında… Bizim de bir şeylere kızdığımız zaman hemen gözlerimiz bulutlanmaz mı? Bulutlarda bir şeylere kızmış olmasın sakın diyorum. Yok yok! Bu kadar kızmış olamazlar. Yoksa bulutlar ağlıyorlar mı? Yoksa yoksa… ‘’ Biz insanoğlu gibi onlarda hüzünleniyorlar mı?’’ diye, bir fikri aklıma getiriyorlar. Ardından yağmurun sabırsızlığı diye, düşünüyorum. Olsa olsa bir an önce toprağa inme çabası. Yağan yağmurun bu çabası beni her zaman duygulandırmıştır. Yine duygulanıyorum… Bu acele niye… Bir şeyleri tam vaktinde yapmak için olmasın sakın… Ondan dolayı olabilir mi? Yağmurun işleri karışılmaz diyorum. Yağmur muhteşem yağıyor, doğayı suya doyurmak için. Başka bir amacı olabilir mi? Doğanın dengesi filvaki… İnanılmaz bir ahenk… Her doğa olayı ne kadar muhteşem değil mi?"
YORUMLAR