Süyür, okul dönemi boyunca aynı saatte yatıp, aynı saatte
kalkan, düzenli ve tempolu bir çalışma içinde olan, her gün derslerine mutlaka
çalışmak durumunda kalan öğrenciler için yarıyıl tatilinin çok büyük önem taşıdığını
söyledi.
Öğrenciler için yarıyıl tatilinin bir çeşit özgürlük, arada
bir soluklanmak, disiplinden az da olsa uzaklaşmak fırsatı olduğunu belirten
Süyür, şu uyarılarda bulundu:
“Çocuklar için gerçek anlamda dinlendirici, rahatlatıcı
ve motivasyonla ikinci döneme başlamalarını sağlamak ailelerin elindedir. Sömestrde
mutlaka bir tatil programı hazırlanmalı, konu tekrarı yapılmalı, yeni konulara
çalışılmalı, ders çalışmak ihmal edilmemeli ve bol bol kitap okunmalı.
Her öğrencinin tatille ilgili beklentisi farklıdır. Kimi
öğrenci 15 günlük tatilini, eksiklerini gidermek için ders çalışarak
değerlendirirken, kimi öğrenci günlerini televizyon veya bilgisayar başında bu
dönemi geçirmeyi tercih ediyor. Televizyon veya bilgisayar başında geçirilen
boş zamanın dinlenmekten çok yorgunluk yapar.”
TATİLDE TEMBELLİĞE
ALIŞILMAMALI
Birçok öğrencinin yarı yıl tatilini, kitap ve defter
kapağı açmadan, okullar açılana kadar televizyon seyrederek, geceleri geç
saatlerde yatarak ya da odasına kapanıp bilgisayar başında saatlerini
harcayarak değerlendirme eğilimde olduğunu kaydeden Süyür, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bu düzene alışık olmayan fizyolojik yapı önceleri
zorlanır, daha sonrasında yavaş yavaş tembellik ortaya çıkar. Tatil boyunca
tembelliğe alışan bünye okul açıldığında eski düzenine dönebilmek için
zorlanacağı gibi, uzun bir süre kendini toparlayamaz. Bunun sonucunda ikinci
döneme iyi bir başlangıç yapmak amacıyla verilen tatil tam tersi bir durumla
sonuçlanır.
Her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi
belirlemeli. Kısa ve uzun vadeli hedefler, öğrencilerin çalışma isteklerini
kamçılar. Gerçekleşmesi imkansız hedeflerse belli bir süre sonra öğrencinin
ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilecektir. Bu
dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji; konu tekrarı yapmak, eksik kalan
konuları tamamlamak, yeni konulara çalışmak, bol bol kitap okumaktır.”
İNSANLAR
ÖĞRENDİKLERİNİN YÜZDE 66’SINI BİR GÜNDE UNUTUYOR
İnsanların öğrendiklerinin yüzde 75’ini bir haftada,
yüzde 66’sını bir günde, yüzde 54’ünü de bir saat içerisinde unuttuklarına
dikkati çeken Süyür, “Unutmayı önlemenin yoluysa yapılanları tekrar etmekten
geçiyor. Özellikle geçmiş konularla ilgili çalışmalarda çok fazla hata yapan
öğrencilerin mutlaka genel tekrara ağırlık vermeleri gerekiyor” diye konuştu.
Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar
yetiştirememe korkusu yaşayan öğrencilerin bu tatilde önceliğinin eksik
konularını tamamlamak olması gerektiğini anlatan Süyür, şu değerlendirmeyi
yaptı:
“Çünkü ikinci dönem hem zamanın daha kısa olması hem de
bahar mevsiminin gelmesi ve sıcakların başlaması nedeniyle öğrenci için güçlüklere
yol açabilir. Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konularda az hata yapan
öğrenciler ise yeni konulara çalışabilirler. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan
öğrencilerin kalıcı başarılar yakalaması çok güç. Böyle bir alışkanlığa sahip
olmayan öğrenciler için tatil bulunmaz bir fırsattır.”
AİLELERE ÖNERİLER
“Çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesinde ‘koşulsuz
sevgi’ ve ‘güven’ duygusunun önemli etkileri vardır” diyen Melis Tümer Süyür,
ailelere uyarılarını şöyle sıraladı:
“Çocuklarınızın düşük not alma nedenlerini birlikte
tartışıp çözüm üretin, karar alma süreçlerinize çocuğunuzu da dahil ederek
sorumluluk bilincinin gelişmesine katkı sağlayın. Okul zamanında kalkış saati,
çalışma saati gibi belli rutinlere alışmış çocuklarınızın tatil döneminde
vakitlerini eğlendirici ve eğitici geçirmelerine yardımcı olun. Çocuğunuzla
mümkün olduğunca çok zaman geçirin, tatili birbirinizi daha iyi tanımak,
anlamak ve birbirinizin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirin.
Yetenek, ilgi ve beceri bakımından her çocuğun kendine
özgü özellikleri olduğunu unutmayın. Bu nedenle çocuğunuzun dönem boyunca
sergilediği performansı başka çocuklarla asla kıyaslamayın. Çocukları ikinci döneme motive ederken
kullanılacak en yanlış yöntemlerden biri kaygıyı artıran ve özgüveni azaltan
ifadelerdir. Başarısız karne getirdiği için sevgi göstermemek ve ilgisiz
davranmak gibi yanlış tutumlarla karşılaşan gençlerin genellikle güven kaybı
yaşadıkları görülüyor.
Tatilde ilk dönemin yorgunluğunu atmak, bedeni
dinlendirmek ve zihni bir nebze olsun rahatlatmak da çalışmak kadar önem
taşıyor. Bu nedenle tatil programına; sevilen ve zararsız televizyon
programlarının izlenmesi, arkadaşlarla bir araya gelinip ortak aktiviteler
yapılması, yakınların ziyaret edilmesi, hobilere daha çok zaman ayrılması gibi
zevk alınacak birtakım aktiviteleri de eklemek çocuklarımıza iyi gelecektir,
ancak tüm bunları yaparken ölçülü davranmak gerektiğini unutmayalım.”
YORUMLAR