Şimşek, AA muhabirine, 1983'ten itibaren askeri okul
öğrencisi olarak çocukluğunun ve gençliğinin silahlı kuvvetlerde geçtiğini
ancak 28 Şubat sürecinde, eşi ikiz bebeklerine hamileyken 1998'de
olağanüstü toplanan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ile ordundan ihraç edildiğini dile
getirdi.
Hayatının hiçbir döneminde askeri gelenekle probleminin
olmadığını vurgulayan Şimşek, aşkla mesleğine dahil olduğunu, birçok kritik
görevde bulunduğunu ifade etti.
"BÇG, paralel
ihanet çetesinin bir boyutuydu"
Son olarak İstanbul'daki Hasdal Kışlasında Lojistik
Astsubay Kıdemli Üstçavuş rütbesinde görev yaptığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Ben astsubayken o zamanın 'BÇG' diye adlandırılan
Batı Çalışma Grubu, paralel ihanet çetesinin bir boyutuydu. Bugün FETÖ ne ise o
günün BÇG'si oydu. 28 Şubat davasının müdahiliyim. O dava içerisinde
bunlar çok konuşuldu. Sistematik, planlı bir cadı avıyla o dönemde 'irticayla
mücadele' adı altında İslami muhafazakar yaşantısıyla öne çıkmış, disiplinli ve
başarılı subay ve astsubaylar disiplin notlarını aşağıya çekmek, haksız sicil
notlarıyla puan sıralamalarını düşürmek suretiyle, mobbing ile ordudan ihraç
edilme noktasına kadar getirildi."
"FETÖ'cülerin
önünü açtılar"
Görevdeyken eşinin başörtülü olması dolayısıyla lojmana
girebilmek için havanın kararmasını beklediklerini vurgulayan YAŞzede Şimşek,
ailece zorlu süreçlerden geçtiklerini bildirdi.
İlgili yasayla 2011'de memuriyete dönen Şimşek, şöyle
konuştu:
"Bugün bir yalan rüzgarı var. '28 Şubat'ta, o gün
için 'irticayla mücadele ettiklerini' söyleyenlerin, bugün FETÖ ile mücadele
ettiklerini, o gün ordudan ihraç ettikleri subay ve astsubayların aslında
FETÖ'cü olduğu iddiası. Bu kocaman bir yalandır, bunun bir amacının olduğunu
düşünüyorum. O zaman teknik olarak bile bir FETÖ yanlısını ordudan atma imkanı
yoktu. Biz inancımızı yaşadığımız için ordudan atıldığımızı düşünüyorduk.
Aslında biz gelecekte planlanan büyük bir darbenin önünde engel teşkil
edebilecek insanlar olduğumuz için oradan atılmışız. Halkımıza kurşun
sıkmayacağımızı bildikleri için bizi attıklarını 15 Temmuz'da gördük. 28 Şubat
sürecinde, vatanını, milletini, bayrağını sevenleri ordudan atarak, her
türlü tavizi veren, kendini çok iyi gizleyen kişilerin, FETÖ'cülerin önünü
açtılar. O da 15 Temmuz'un taşlarını dizdi."
"41 defa
taltif aldım"
28 Şubat sürecinde YAŞ kararıyla binbaşı rütbesindeyken
resen emekli edilen ve ilgili yasa kapsamında memuriyete atanan Sabri Duman
ise Kara Kuvvetleri Komutanlığında 1989'da topçu subayı olarak göreve
başladığını, Türkiye'deki farklı birliklerde çalıştığını söyledi.
Duman, 28 Şubat sürecinde sicilinin düşürüldüğünü
vurgulayarak, "İçinde takdirnamelerin de bulunduğu 41 defa taltif
aldım. İslamiyet'i yaşamaya çalıştığımız için sakıncalı kategoriye alındık,
dosyamız YAŞ'a kadar gitti." dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde rolü olan tuğgeneral
rütbesindeki örgüt üyelerinin kendi dönemlerinde devre arkadaşları olduğunu
aktaran Duman, şöyle konuştu:
"O dönemde komutanlarımız hepimizin profilini
biliyordu. Hemen dönüşenler eşlerinin başlarını açtırdı, alkol almaya kadar
gittiler. Bize, 'Gazete okurken de namaz kılabilirsin.' diyorlardı. Güya imayla
namaz kılıyorlardı. Bizim profildeki subay-astsubayları atınca meydan
FETÖ'cülere kaldı. FETÖ'cülerin kayığına binip, kürek çekenler de oldu. Biz
hala 28 Şubat'ın izlerini silemiyoruz. Devlet kurumunda memur olmak güzel ama
subaylık mesleğini aşkla yapmak isterdim." (AA)
YORUMLAR