Derinin üst yani epidermis kısmında
çil, solar lentigo ya da daha alt dermis kısımlarında melazma olarak tanımlanan
farklı çeşitlerde güneş lekeleri oluşabiliyor. Bazen yeni ortaya çıkan bu
sorunlar bazı kişilerde de var olan lekelerin yoğunlaşması şeklinde kendini
gösteriyor. Altta yatan ne olursa olsun güneş koruyucu kremlerin çok yoğun
sürülmesi ve sık sık tekrarlanması gerektiğinin altını çizen Acıbadem International
Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, yüzde 100 korumanın
sağlanamamasından dolayı da güneşlenmemek, şapka ve giysiler gibi fiziksel
olarak korunmak gerektiğine dikkat çekiyor. Yaz aylarında görülme sıklığında
artış görülen cilt lekelerinden korunma ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Melazma
Melazma, güneşe maruz kalan bölgelerde, özellikle yüzde
ortaya çıkan ve deride renk koyulaşmasıyla seyreden bir cilt sorunu. Güneşten
gelen ultraviyole ışınları veya kuvvetli lambalardan yayılan ışık, deride renk
pigmentlerini üreten “melanositleri” uyarıyor ve melanin sentezini artırarak
rengin koyulaşmasına neden olabiliyor. Koyu tenli kişilerde melanositler daha
aktif olduğundan etkisi de daha fazla oluyor. Bazı ilaçlar ya da hamilelik gibi
hormonal değişimlerin yaşandığı dönemlerde de melanositler normal seviyenin
üzerinde pigment ürettiği için ciltte koyu lekeler ortaya çıkabiliyor.
Etkili sonuçlar için erken müdahale gerekiyor
Yeni başlayan lekelerde daha iyi yanıt alınabildiği gibi
lekenin oluşma süresi uzadıkça tedavi de o ölçüde zorlaşıyor. Tedavinin
sonucuna etki eden bir diğer unsur ise lekenin derinliği oluyor. Yüzeysel
lekeler tedavilerle kolayca yok olurken derin lekeler ısrarla kalabiliyor.
Bununla birlikte cildin tipi de tedavi açısından zorlayıcı olabildiği için ten
rengi çok koyu, cildi hassas veya kızarık yapıda olanlarda dikkatli olunması
gerekiyor. Melazma tedavisinde, leke açıcı kremler, Karbonpeeling (Q-Switched
ND-YAG Lazer), Thulium Lazer, Fraksiyonel Lazer, Dermapen, kimyasal peelingler
ve mezoterapi gibi farklı uygulamalardan hasta için uygun olan belirlenerek
kullanılabiliyor.
Güneş lekesi (Lentigo)
Lentigo olarak tanımlanan bu tür güneş lekesinin daha çok
çillerle karışan bir hiperpigmentasyon hastalığı olduğunu söyleyen Dr. Hülya
Sağlam, genel olarak 40 yaş sonrası görülen bu tür güneş lekelerinin bazen
20’li yaşlardan sonra da ortaya çıkabileceğini söylüyor. Hem daha koyu renkli
hem de boyutlarının daha büyük olması, güneş lekesini çilden ayıran özellikler
olarak sıralanıyor. Lentigolar, her mevsim derine kalıcı olmakla birlikte
güneşe maruziyet nedeniyle yaz aylarında renginde koyulaşma gözleniyor.
Lekelerin özellikle açık tenli kişilerde güneşe maruz
kalan el sırtı, yüz, omuz, sırt ve göğüs ön yüzü gibi cilt bölgelerinde ortaya
çıktığını belirten Dr. Hülya Sağlam, şu bilgileri veriyor: “Değişik boyutlarda
olabilen bu kahverengi lekelerin net sınırları bulunur. Özellikle akut güneş
yanıklarından sonra, sırt, omuz ve gövdede derinin soyulmasını takiben yaygın
bir şekilde beliriyor. El sırtında ve yüzde ortaya çıkan ve yaşlılık güneş
lekeleri olarak da tanımlanan lekeler genellikle 40 yaş sonrası görülür.”
Aniden büyüyen lekeleri ciddiye alın!
Güneş lekelerinin kansere dönüşme riski bulunmuyor ve
tedaviler de bu nedenle estetik amaçla yapılıyor. Ancak bazı güneş lekeleri, lentigo
maligna olarak adlandırılan deri kanseri ile karışabileceği için aniden büyüyen
lekelerde bilgisayarlı dermaskopik inceleme yapılması önem taşıyor.
Lentigoların tedavisinde kimyasal peeling ve lazer tedavileri kullanılıyor.
Çiller
Güneş nedeniyle ortaya çıkan bir başka cilt lekesini ise
çiller oluşturuyor. Erken çocukluk döneminden itibaren ortaya çıkan çiller
genellikle net sınırlı ve kahverengi küçük lekeler olarak görülüyor. Cildin
güneş ışığına aşırı renk üreterek tepki vermesi sonucu ortaya çıkan yüz çilleri
en çok alın, yanak, burun üzerinde görülüyor. Ancak bazı kişilerde tüm yüzü
kaplayacak derecede şiddetli olabiliyor. En çok sarışın, kızıl ve açık tenli
kişilerde görülmekle beraber koyu tenlilerde ortaya çıkabiliyor. Açık ya da
koyu kahverengi olan çillerin güneş temasından sonra koyulaştığı ve
güneşlenilmediği zaman da renginin solduğu görülüyor.
Çillerin de kansere dönüşme riski olmasa da bu kişilerin
güneş ışığına daha duyarlı oldukları da biliniyor. Lazer tedavileri ve kimyasal
peeling uygulamaları çillerin tedavisinde kullanılan yöntemler arasında yer
alıyor.
Güneş lekelerinde kullanılabilen yöntemler
Güneş lekelerinde ciltteki melanin pigmentlerinin
yerleşimine göre de farklı planlamalar gerektiğinin altını çizen Acıbadem
International Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, kullanılan
yöntemleri şöyle sıralıyor...
1 -Leke açıcı
kremler: Leke giderici kremlerin çoğu renk hücresinde renk maddesi yapımını
engelleyerek etkili oluyor. Ancak tedaviden istenilen sonuca ulaşabilmek için
kremleri düzenli ve uzun süre kullanmak gerekiyor.
2-Karbon peeling:Renk hücrelerine etki eden lazer, nanosaniye gibi çok kısa bir sürede yüksek
enerji verdiği için renk maddesi ve hücrelerini parçalayabiliyor. Bu nedenle
güneş lekesi tedavisinde ve dövme silmede tercih edilebiliyor. Karbon peeling
yöntemi ile kollajen doku canlanıyor ve cilt tazeleniyor. Dolayısıyla yaz
boyunca güneşin zararlı etkilerine maruz kalan cildin ışık kazanması ve
lekelerden kurtulmak için bu tedavi kullanılabiliyor.
3- Thulium Lazer:Leke tedavisi ve cilt yenileme alanlarında kullanılan etkili olan bu sistemde
lazer ışınları ile deride 100 mikron çapında mikro-kanallar açılarak C
vitamini, kök hücre içeren nano partiküküllü ürünler kişinin sorununa göre
seçilerek cilde yediriliyor. Tedavi süresinin kısalığı, ağrısız bir yöntem
olması ve kişinin günlük yaşamına hemen dönebilmesitedavinin avantajları
arasında sıralanıyor.
4-Fraksiyonel
Lazer: Genellikle açık ten rengi olan kişilerde tercih edilen bir yöntem.
Ancak kılcal damarı fazla, hassas cildi olanlarda ve esmerlerde fraksiyonel
lazer leke tedavisinde kullanılmaması gerekiyor. En çok akne izleri, yara,
yanık izleri ve cilt yenilemede yararlanılabiliyor.
5- Dermapen:
İnce çelik iğnelerden oluşan Dermapen ile deride çok sayıda gözle görülmeyen
delikçikler açılıyor. Hem cildin kendi onarım mekanizmasının tetiklenmesi hem
de işlem esnasında kullanılan serum ve maskeler ciltte toparlanma sıkılaşmanın
yanı sıra lekelerde de önemli bir azalmaya neden oluyor.
6- Kimyasal
peelingler: Üst derinin yenilenmesini hızlandırarak lekenin üst deriden
atılmasını sağlayan kimyasal peelingler, leke tedavisinde de kullanılabiliyor.
Ancak koyu tenlilerde, kızarık ve hassas ciltlerde kimyasal peeling aşırı
soyulma yaparsa lekelenmeyi tetikleyebileceği için uygulanmaması gerekiyor.
7-Enzimatik
peeling: Birden fazla kimyasal ve bitkisel peeling yapan ürünlerin bir
araya getirilerek maske şeklinde 8-10 saat bekletilerek yapılan bir işlem.
8-PRP: Bu
yönteminde, pıhtı hücreleri tarafından salınan, tüm yara iyileşmesi ve doku
yenilenmesi süreçlerini başlatan büyüme faktörlerini elde edilmesi amaçlanıyor.
Hastanın tamamı kendisine ait pıhtı hücreleri ve büyüme faktörleri içeren
serumuyla cilt yenilemesi sağlanabiliyor. PRP yöntemiyle elde edilen serum cilt
altına veya cilt içine minik enjeksiyonlarla veriliyor.
9- Mezoterapi:Burada leke giderici maddeler lekenin içine direk verilerek etkinlikleri
arttırılıyor. Ayrıca cilt yenileyen maddeler hasarlı olan leke bölgesini
yenileyerek lekenin açılmasını sağlıyor. Leke tedavisinde lazer ve diğer
yöntemlerle bir arada mezoterapi uygulamak leke tedavisinin etkinliğinin de
artmasını sağlıyor. Yüz mezoterapisi, başlangıçta 1-2 hafta aralıklarla
ortalama 4-6 seans uygulanıyor.
YORUMLAR