Uygulaması Osmanlı sarayında Enderun Mektebi'ne dayanan, unutulmaya yüz
tutmuş “Enderun usulü teravih“
dediğimiz "Teravih-i Enderun ve Cumhur müezzinliği'' geleneği, seksen sene
öncesinin Ramazanlarında İstanbul'un bütün camilerinde ve konaklarında uygulanmakta
idi. Ancak günümüzde İstanbul’un bazı camilerinde ve bazı illerimizin bazı
camilerinde nadiren uygulanmaktadır..
Aslında bu usulde kılınan
teravihlerin diğer teravihlerden hiçbir ayırımı yoktur. Sadece farkı; yirmi rekâtlık
teravih namazının her dört rekâtının, Türk Musikisinin beş ayrı makamında
kılınması ve bu makamlarda bestelenmiş ilahilerle süslenmesinden ibarettir.
Şöyle ki: teravih namazı, müezzin efendinin okuduğu kamete göre; yatsı
namazının farzı uşşak ya da hicaz makamında kılındıktan sonra, teravih
namazının ilk dört rekâtı rast makamı,
ikinci dört rekâtı hüseynî,, üçüncü
dört rekâtı bestenigâr, dördüncü dört rekatı eviç ve son dört rekatı da acemaşiran
makamlarında kılınırlar.
Bu usulle
kılınan teravihlerde cemaat zamanla makamlara aşina olur. Hatta namaza geç
kaldığında makamı takip ederek hangi rekâtta namaza kavuştuğunu rahatlıkla
anlayabilir.
Enderun usulü teravih namazı, adından
da anlaşılacağı gibi, Osmanlı Sarayı’nda doğmuş bir uygulamadır. Türk musikisinin
en büyük bestekârlarından Buhurizade Mustafa Itri
Efendinin tarafından tertip edilmiştir.
Osmanlıdan miras olarak gelen bu gelenek, Türk Musikisi makamlarına vakıf,
bir imam ve dört müezzin tarafından uygulanır.
Teravih uzun bir namaz ve Allah’ın huzurundasınız, asla sıkıcı olmaz; ancak
namaz uzun olduğu için fizikî bir yorgunluk olabilir. Hem maddeten hem manen bu
namazı monotonluktan kurtarıp daha ahenkli, daha güzel bir hale getirmek için
ecdadımız böyle güzel bir erkânı uygun bulmuşlar. Değişik makamlarla
süsleyerek, namazı daha coşkulu, daha zevkli, daha güzel bir hale getirmeyi
murat etmişler.
Bu usul, dört rekâtta bir değişen makamla sanki namaza yeniden başlıyormuş
gibi yeni bir canlılık getiriyor. Makamların seyrinde, pesten tize doğru
yükselen bir tertip var, o da ayrı bir canlılık katıp ruhu diri tutuyor. Bu
erkân namazın şartından değil: Olmadığı zaman bir şey kaybettirmez; ama
olduğunda daha güzel oluyor, ibadeti daha cazip, daha zevkli hale getiriyor.
Bu güzel geleneği şehrimizde de neden yaşatmayalım?
Enderun Usulü Teravih, Kahramanmaraş’ta da yaşanması lazımdır. Bu uygulama
zor değildir. Son yıllarda Türk musikisi makamlarını bilen müezzinlerimizin
sayısı artmıştır. Üstelik Türk musikisine aşina olan bir il müftümüz de var. İl
müftümüz muhterem Celal SÜRGEÇ
hocamızın İnşallah bu konu üzerine de eğileceğini umuyoruz.
Kahramanmaraş’ta Türk Tasavvuf Musikisi alanında hizmet veren ”Hz.
Mevlana Kültürü ve Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Yaşatma Derneği ” Ramazan ayı süresince kendi
mekânlarında Enderun Usulü Teravih kılmaktadırlar.
Geleneksel kültürümüzü yaşatmak isteyen bu tip vakıf ve derneklerimizle müftülüğümüz
irtibat kurarak, en azından şehrimizde bir
gün dahi olsa bir camimizde Enderun Usulü Teravih uygulaması yapılabilir diye
düşünüyoruz.
Ramazanda İstanbul’da en az 30 camide uygulanmakta olan
"Teravih-i Enderun ve cumhur müezzinliği'' geleneği, şehrimizde de neden
uygulanmasın? Ulu camimizde ya da Müftülüğümüzün
münasip gördüğü bir camide neden Enderun Usulü Teravih kılınmasın?
Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu ise cehennem ateşinden kurtuluş olan mübarek
Ramazan’ın sonlarına doğru yaklaşıyoruz. Bu vesileyle Ramazan ayının İslam âlemine
ve memleketimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah tan niyaz ediyoruz.
Selam ve sevgilerle...
YORUMLAR