Bu günkü yazımda, geçtiğimiz günlerde vizyona giren
yeni bir filmden “İçimdeki Hazine” den bahsetmek istiyorum.
Gazeteci Yazar Mehmet Taş ve Eğitimci Yazar Salman Kapanoğlu ile birlikte
filmi izledik. Yıllar sonra çok değerli dostlarımla birlikte sinemaya giderek
güzel bir filmi birlikte izlemek bana ayrı bir zevk verdi.
“İçimdeki Hazine” filmi, bizim içimizde de ayrı bir
yeri vardı. Zira filmin yapımcısı ve senaryo yazarı Kahramanmaraşlı bir
hemşerimiz Coşkun Çokyiğit Beyefendi idi. Öncelikle kendisine ve tüm
ekibine çok teşekkür ediyoruz.
Başta söylemek gerekirse, filmi çok başarılı bulduk.
Baştan sona heyecanlı kurgusuyla, gizemli sahneleriyle ve felsefi derinliğiyle
adından söz ettireceğe benziyor. Öyle ki, izlemeye başladığınızda, bir sonraki
sahnede ne olacak diye merakla bekliyorsunuz. Diğer yanda filmdeki, hikmetli
sözler, sır dolu konuşmalar, izleyicileri düşündürerek, filme odaklanmasını
sağlıyor.
Filmin içeriğine değinecek olur isek: Genç bir kadın
Sema, soyundan geldiği Ayda ailesinin son ferdidir. Hayattaki son yakını olan
babasını da kaybettikten sonra dünyada yapayalnız kalır. Sema, babasının
ölümüyle İstanbul'a gelir ve ailesinden miras kalan konağa yerleşir.
Babaannesinin bıraktığı şifreli bir kâğıt parçası, ona gizemli bir dünyanın
kapısını açar. Sema, aynı zamanda o kâğıdın peşindeki diğer zorbaların hedefi
haline de gelir.
Film baştan sona gizemli kurgusuyla, bir polisiye gerilim
filmi tadında, sona kadar merak uyandırmaktadır. Acaba Sema o şifreli
belgeyi çözebilecek mi? Zira o gizemli kâğıtta "zamanı okuyan makinenin
planı" olduğu düşünülmektedir.
Hakan Gürtop’un yönetmenliğini yaptığı, başrolünde Melis
Cemre Çınar’ın oynadığı, Demir Karahan, Levent Sülün ve Güner Özkul’un
kadrosunda yer aldığı filmin müzikleri ise Ferhat Göçer yapmış.
Bilindiği üzere insanımız, felsefi derinliği olan
filmlerden ziyade komedi tarzı, aksiyon filmlerine daha çok rağbet gösterir
oldu. Ama izlediğiniz film, bize artı olarak bir şeyler katabilmişse o film
amacına ulaşmış demektir. Sinemadan çıktığımızda içimizde o duyguyu hissettik.
Dostlara tavsiye edilebileceğimiz güzel bir film olmuş, Coşkun Bey’in şahsında
tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Coşkun Çokyiğit Beyefendi özel bir dostluğumuz var.
Kendisi aynı zamanda Maraş Mevlevihanesi’nin son Postnişini Selim Dede’nin
torunlarındandır. İnşallah kendisinden şehrimize dair bir filme imza atmasını
da bekliyoruz.
“İçimizdeki Hazine “ Filminin hayırlı uğurlu olmasını,
bol izleyiciye kavuşması dileklerimizle.
Selam ve sevgilerle.
Coşkun Çokyiğit:
1959 yılı Kahramanmaraş doğumlu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
mezunu. Tercüman, İHA, Türkiye, Yeni Ufuk, Akşam, gibi çeşitli
gazetelerde muhabirlik, röportaj yazarlığı, sayfa editörlüğü, köşe yazarlığı,
televizyon program yapımcılığı, editörlüğü dahil bir çok alanda görev
yaptı. Yazdığı makaleleriyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kültür ve sanat
alanındaki Yılın Başarılı Gazetecisi mansiyon ödüllerini kazandı.
"Gitmesen Olmaz mı" isimli yayınlanmış bir de şiir kitabı var. Sinema
Yazarları Derneği (SİYAD) üyesi olan Coşkun Çokyiğit, 41. Antalya Altın
Portakal Film Festivali'nde "Büyük Jüri Üyeliği", 42. Antalya Altın
Portakal Film Festivali'nde "Ulasal Yarışma Filmleri Basın Söyleşileri
Koordinatörlüğü" dâhil çeşitli görevler de üstlendi.
YORUMLAR