Türkiye’de her kes sorumluluk bilinciyle işini iyi yapsa bu memlekette sorun kalmaz diye düşünüyorum. Oysa, her tarafta bir hantallık, bir vurdumduymazlık, bir bananecilik almış başını gidiyor. Özellikle 657 sayılı yasaya sırtını yaslayanlardan iş verimi almak mümkün değil. Çünkü onların işsiz kalma korkusu yok. Görevden alınsalar, mahkeme kararı ile geri dönerler. 657 sayılı yasanın zırhı insanları tembelliğe itiyor. Oysa, özel sektör mantığı ile çalışılsa bu sorun gündeme bile gelmez.
Şimdi sözü nereye getireceğim diye merak edenler olabilir. Sözü BYEGEM’e getireceğim. Kısa yazılışı ile BYEGEM, açık yazılımı ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü. Bu kurumun görevlerini uzun uzun anlatmayacağım. Sözü biz gazetecilerle ilgili görevlerine getireceğim.
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Basın Kartı Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde verilen basın kartı, hamiline mesleki avantajlar getirdiği gibi çeşitli kolaylıklardan yararlanma imkanı da sunmaktadır. Ancak, bu yararlar da toplu taşımada
5953 sayılı Kanun hükümlerine uygun sözleşmeye bağlı olarak çalışan gazeteciler eğitim durumuna göre farklı bekleme sürelerinin ardından sarı basın kartı sahibi olurlar. Sarı basın kartının aslında eskisi gibi avantajı da kalmadı. Sadece prestij oldu.
Eskiden “Basın Şeref Kartı”, daha sonra “mevcutlar şerefsiz mi?” diyerek değiştirdikleri yeni adıyla “Sürekli Sarın Basın Kartı” sahibiyim. 20 yıl bu kartı taşıyanlar sürekli kartı yani ömür boyu kullanma hakkını elde ediyorlar. Sürekli kart sahipleri gazetecilik mesleğini bıraksalar bile bu kartı ölünceye kadar taşımaya devam ederler.
Bu kartı almak da o kadar kolay değil. Sayısız evrak ve bürokratik işlemlerden sonra kartı alabilirsiniz. Kartı akredite eden kurum ise BYEGEM’dir. BYEGEM’inbir çok ilde İl Müdürlükleri bulunur. İşte benim merak ettiğim konu il müdürlüklerinin ne iş yaptığıdır.
Bana göre, madem bu kart bu kurum tarafından akredite ediliyor, öyleyse sık sık değişikliğe uğrayan bu yüzden de yenilenmesi kararı alınan bu kartların değişim sürecinde il müdürlüklerine de görev düşüyor. İl müdürlüklerinin kayıtlarında kendi illerinde sarı basın kartı sahibi olanların listesi yer alır. Mesela Şanlıurfa ve Kahramanmaraş gibi şehirlerde 50-100 arasında değişen kart sahipleri, Adana gibi daha büyükşehirlerde 100’ün üzerindedir. Sürekli kart sahiplerinin sayısını biliyorum dersem de yalan olur.
Geçtiğimiz günlerde yine sarı basın katları değişime uğramış ama çoğu kimsenin haberi yok. Sözüm ona il müdürlükleri kurumlara bildirimde bulunmuş. Peki şu anda herhangi bir kurumda çalışmayan yani emekliye ayrılmış ancak, sürekli sarı basın kartı sahibi olanlar kurumları olmadığı için cezalandırılacaklar mı? Bunlar kartların değiştiğini kimden öğrenecekler. Daha önceki uygulamaya göre sürekli kart sahiplerinin yeniden başvuru yapmalarına gerek yoktu. Mevcut kartımı başvuru yapmadan almıştım. Ancak, yönetmelik değişmiş artık sürekli kart sahiplerinin de başvuru yapması gerekiyormuş. Müneccim değilim ki bileyim.
Topu topu 50-100 tane sarı basın kartı sahibinin mailini topluca bir yerde tutmak ve duyuruları bu maillere yapmak acaba çok mu zor? Merak ediyorum. Bugün artık bir tuşla yüzlerce kişiye mail ulaştırabiliyorsunuz. BYEGEM, sarı basın kartı vereceği zaman kişinin GBT’sini çıkarır. Bırakın mail adresi ve cep telefonunu kayıt altına almayı, annenizin kızlık soyadına kadar hepsini bilir. Form üstüne form doldurulur. Evrak üstüne evrak istenir. Peki BYEGEM bu bilgileri ne diye topluyor ki, çünkü kullanmıyor. Bir işe yaramayan bu bilgileri neden toplar anlayabilmiş değilim.
Sürekli sarı basın kartı sahibi bir kişi olarak, kartların değiştiğinden haberdar olmayınca süreyi kaçırmışım. BYEGEM Adana İl müdürlüğünü aradığımda aldığım cevap da çok ilginçti. “Biz kurumlara bildirimde bulunduk”, “Nasıl bulundunuz?” mail attık. Peki kurumda çalışmayan sürekli kart sahipleri nereden bilgi sahibi olacak. Cevap: “Genel Müdürlüğümüzün web sitesini takip edecek”. Yani işi gücü bırakıp BYEGEM kart değişimini ne zaman yapacak? diye onu mu takip edeceğiz? Yani her il müdürlüğü kendi ilindeki sarı basın kartı sahiplerinin mail adresine bildirim gönderemez mi? Ya da cep telefonlarına mesaj atamaz mı? Bu bukadar zor mu? Zaten basın katlarını akredite etmekten başka bir faaliyet görmüyoruz. Genel Müdürlüğün web sitesini inceleseniz o kadar çok görevleri var ki saymakla bitmez.
Neyse……aldığım bu ilginç cevaptan sonra ne yapabileceğimi sorduğumda aynı görevli “Genel Müdürlüğün web sitesinden başvuru yapacaksınız, bekleyeceksiniz kart gelecek”. Ne zaman gelecek Allah bilir. O gelinceye kadar da yenisi çıktığı için yürürlükte olmayan bir kartı taşıyacağım yani.
Aynı konu Şanlıurfa’da meslektaşlarımla Şanlıurfa PiazzaAVM’deki iftar yemeğinde sohbet ederken gündeme geldi. Öğrendim ki onlar da aynı dertten muzdaripler. Bazılarının haberi yok, bazılarının basın kartları gelmiş aradan bir ay geçmiş hiç kimse gel kartını al dememiş. Yani bir hantallık, bir boş vermişlik almış başını gidiyor. Neden devlet kurumları çağın gerisinde kalır, neden iletişim teknolojilerindeki gelişimi değerlendirmezler…. Eskisi gibi posta güvercinleriyle mi haberleşme yapılıyor? Bir mail, bir mesaj atmak bu kadar mı zor. Yazık çok yazık…