Gelişen ve gelişimini hiç durdurmak istemeyen yeni icat ve buluşlar ilk olarak iletişim araçları gazete, radyo, televizyon’dan sonra en popüler olarak bilgisayara yerini bırakmıştır. Halende yerini kimseye bırakmayan bilgisayar günümüzde çoktan bırakmış görünüyor. Yanımızda taşıma olanağı sağlayan ve bu nedenle de sohbetlerimizin kesit noktası da oldu. Bildiğiniz kişi yabancı değil tabi ki de bu kişi telefon…
Son zamanların en popüleri olarak tanımlanan, akıllı telefonu olmayan herhalde hiç yoktur. Eğer hala sizin yoksa elinizde ki telefona herkes taş devrinden kalma gibi bakıyordur. Sözlerimize bile etki yapan telefonun verdiği ruh hali ile yorgunluğu anlatmak için ‘bataryam zayıf’ yâda ‘şarjım bitti’ gibi cümleler ile anlatır olduk. Aslında demem o ki o akıllandıkça bizi aptallaştırdılar. Konuma kısa bir tanımla girmek istiyorum. Çünkü artık gerçekten ruhsal bunalım haline geldik. Yenilenen ve güncellenen dünyamıza teknolojinin adımları korkutur oluyor. Çünkü artık 7’den 70’e cep telefonu kullanıyoruz. Bu kullanımlar ise bizi FOMO hastası yapıyor.
Bundan 2-3 sene evvel bilgisayar olmayan evler küçümsenir hale gelmişti. Çocuklar sokakta yaşıtlarıyla oynamak yerine internette tanımadıkları insanlar ile oyunlar oynuyor, onlarla sohbet ediyor ve sadece onlarla muhatap oluyorlardı. Ebeveynler ve pedagoglar onları bu ruhsal çöküntüden kurtarmaya çalışıyorlardı. Arkadaşlarımın bir kaçından biliyorum aileleri onlar için her türlü çözüm yolu arıyor ve hatta arkadaşı olduğum için benden onu bazı aktivitelere davet etmemi istiyorlardı. Akşamları eve dönmemek için can atan çocuklar, internet üzerinden tanıştıkları arkadaşları ile konuşmak için evden dışarı çıkmaz oluyorlardı. Şimdilerde ise bilgisayarlar yerini telefonlara bıraktı. Aslında konu üzerinde test yapmayı değil de size artık problemimiz olan sizin de dâhil olduğunuz bir konuyu anlatacağım akıllı cep telefonlarını kod adı korkulur rüyamız diyebilirim. Yolda caddede sokakta parkta alışveriş merkezlerinde…
Alışveriş merkezinde vitrinlere bıkmadan bakan kadınlardır, bizim bu tutkudan kopacağımızı söyleseler inanmazdım. Hala kopmuş değiliz ama artık sadece telefondan alışveriş yapıyor mağaza önünden ruh gibi geçiyor, etrafındakiler yerine telefonda ki ürünlere bakıyor olduk. Telefon kullanım açısından bir o kadar da önemli ve gerekli bir icattır. Bunu zarara dökmeden kullanmak gereklidir. İnternet alışverişlerinden yararlanırken internet dolandırıcılarının da eline düşmemek gerekir kısaca kaş yaparken göz çıkartmayalım. Gerek kamu kurumları tarafından gerekse seminer ve çeşitli etkinliklerce her ne kadar uyarıl sakta hala dolandırılan vatandaşlar da her geçen gün artıyor. Bundan birkaç yıl önce daha uyuşturucu, tütün ve bağımlılık yapıcı maddeler hakkında seminer ve anketler yapılırken son zamanlarda ise ‘Telefon Bağımlısı mısınız’ gibi testler uygulanıyor.
Bunu yazmamın nedeni ise geçenlerde yaşadığım bir olay ile başladı. Bu olayı sizler ile paylaşmak istiyorum. Otobüs ile şehir merkezinde yolculuk yapıyordum. Otobüs akşam yoğunluğu nedeniyle oldukça kalabalıktı. Şoförün arkasında ki üçlü koltukta anca yer bulabilmiştim cam kenarında bir bayan oturuyordu. Kapalı hanım hanımcık bir bayan ve onun sağ yanına geçtim oturdum. Sol tarafımda ki teyze ulu cami tünel çıkışı inmek istediğini söyledi ve kalktı o kalkar kalkmaz bir genç adam onun yerine oturdu. Henüz 14 ila en fazla 16 vardır. Kulağında kulaklık, elinde telefon whatsAPP’ta konuşuyordu. Kimse kızmasın ama gözüm ilişti sadece o kadar. Sol tarafımda ki bayan ise whatsAPP’ta , mesenger’da instagram yani iletişim sitelerinde dolaşıyordu. Azıcık sohbet etsen ölür müsün be kardeşim. Sen iyice FOMO olmuşsun farkında değilsin.
İkisi de dağlın bir şekilde sadece telefona konsantre olmuştu. Kafam bir sağa bir sola bir sağa bir sola dönüyordu. Şoför bey dikkat etmiş olmalı ki bana bakıp içinden gülüyordu. Öyle bir psikoloji olmuş olmalı ki ikisinin de telefonuna sanki ‘şunu da yaz bak! Bak! Olmamış şöyle deseydin’ demediğim kaldı bir tek…
O sırada inmem gerekiyordu ve seslendim ‘inecek var’ inmek için geçmem gereken tarafta genç adam oturuyordu. Gözüne bakıyorum çekil de geçeyim diye hiç umurunda değil beyefendinin, iki defa seslendim ses yok arkadaşım dünyayı mı kurtarıyorsun ki bu kadar dalmış gitmişsin! Sonuç, ben gene otobüsten indim ama bu kadar da duyarsız olunmaz arkadaşlar. Daha sonra FOMO hastalığıyla karşı karşıya kalıyoruz.
FOMO bir şeyleri kaçırma adı verilen yeni bir tür hastalık, uyuşturucu gibi kişinin bilinç kontrolünü bozuyor. Sanal âlemde sık takılan kişiler başkalarının ne yaptığını merak ederek sürekli olarak telefon masanın üzerinde iken bile çevirip ekrana sürekli bakıyorlar eğer sizde de varsa ne yazık ki bağımlısınız demektir. Tek ilgi alanı olan kişiler de, yani her hangi bir fobisi olmayanların bu hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Kapılmamak için benim size önerim kendinize başka ilgi alanları bulmak daha çok işinize yarar. Mesela doğa yürüyüşü, sporları ve arkadaşlarla vakit geçirme gibi aktivitelere katılmak.
Bazı olayları da yerinden takip etmek mantıklı tabi örneğin biz kadınlar tam bir dedektif görevi görürüz. Kim ne almış ne takmış nereye gitmiş hepsini sanki birlikte yapmışçasına biliriz. Her şey çabası ama genel olarak takıntımız sevdiğimiz kişilerin kimler ile iletişim kurduğudur. Sevdiğimiz erkek, en yakın arkadaşımız, ailemiz vs. ben kız arkadaşı olan bir erkeğin sosyal medya kullanmasına pek cazip bakmıyorum. Ya kendi ölümünüzü hazırlıyor ya da tetikleyici olay araştırıyorsunuz demektir. Karşınızda ki bayan her yaptığınızı inceliyorsa o FOMO hastasıdır. Bence hesabını dondur kapat iletişim fişini çek. Bir de bu kendini çekme olayını hiç anlamadık her yerde her mekânda da olmaz ki olan var olmayan yok. Sonra yakınıyoruz şarj niye çabuk bitiyor eski telefonlar daha dayanıklı bir elinde ki telefonu kendi haline bıraksan oda idareyi biliyor aslında sadece antenli telefonda şarj yetiyor değil yani, onunla uğraşacak bir program olmadığı için öyleydi o kadar. Kısacası Allah razı olsun Alexander Graham Bell…