Arap diyarında planlanan körfez baharı mı yoksa tecrit mi?
Hacı Bilal Şen

Hacı Bilal Şen

Arap diyarında planlanan körfez baharı mı yoksa tecrit mi?

13 Haziran 2017 - 17:02

16.yy da Osmanlı himayesine giren Katar, 1.dünya savaşına kadar Osmanlı idaresinde kaldı.1916 dan sonra İngiltere’nin sömürgesi oldu. Özgürlük ,adalet, devlet kurma tahayyülleri ile Arapları aldatan İngiltere 1971 tarihine kadar Katar’ı hegemonyasında tuttu. İngiltere Katar’dan çekilince Birleşik Arap Emirlikleri bu küçük yarım adayı topraklarına katmak istedi. Ama bölge halkı bağımsızlıktan yana tavır alınca Katar bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesindeki yerini aldı.

1995 tarihine kadar sönük bir siyaset izleyen Katar 1995’den sonra devrim niteliğinde atılımlar yaparak 15 yılda  en zengin ülkeler sıralamasında  ilk basamaklara yerleşti. Nüfusu 2.2 milyon civarında olan ,Kahramanmaraş’ın yüzölçümünden (14.525 km2)daha küçük (11.500km2) sınırlara sahip bu devleti zengin kılan şüphesiz sahip olduğu petrol ve doğal gaz rezervleridir.

Kişi başına düşen milli gelirleri 490 bin TL civarındadır. Bizim ülkemizde  bu rakamın 35 bin TL olduğunu düşünürsek ortada ciddi bir varlığın söz konusu olduğunu görebiliriz. Katar Katılımın sahip olduğu mal varlığı herkesin malumu.

Arap Baharı’nın ardından Körfez Baharı için düğmeye mi basıldı demeden edemiyor insan. A.B.D ‘nin göstermelik başkanı  Trump eski iş ilişkilerindeki başarısızlıklarından dolayı Katar’dan intikam mı alıyor acaba? Yoksa Yahudi lobisi ve bankerler mi böyle istiyor? Tek gerçek var o da Katar’ın A.B.D ‘nin iş ve güç dengelerini etkilediğidir. Bu ara Trump’ın “ Katar terörü desteklemekten vazgeçmeli” söylemi bana Afganistan’ı hatırlattı.11 eylül saldırılarından sonra terörü desteklediği gerekçesi ile Afganistan’ı kana buladıklarını unutmadık. Yani anlayacağınız terör finansçılığı falan bahanesi ile burnuma kötü kokular geliyor.

Bu coğrafya Arap-İsrail savaşlarını yaşadı. Arap dünyasının Katar’ı dışladığı özveriyi  o dönemde göremedik. Peki Suudi Arabistan’a ne  oluyor dersiniz? Suudlar küçücük bir devletin ekonomik ve uluslar arası politikada öne çıkmalarına tahammül edemedi. Arap coğrafyasının liderliğini kimseyle paylaşmak istemeyen Suudi Arabistan dünya enerji piyasasında daha fazla rağbet görmeliydi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin niyeti ortada. 1971’de kendi topraklarına katmayı umdukları Katar bir anda bağımsız oluvermişti. Diğer on ülkede zaten Suudların izinden çıkmadı.

Peki  körfez baharı olur mu? Ben buna ihtimal vermiyorum. A.B.D ‘nin bölgede kaos çıkartıp taraflı tarafsız herkese silah satacağına ihtimal vermiyorum. Katar ‘ın ardında Türkiye ve İran gibi iki devlet var. Kıbrıs’ta Türkiye’nin varlığı” Hilal Coğrafyası” için ne kadar önemli ise Katar’daki varlığımız körfezin geleceği ve huzuru açısından o kadar önemli. Rahmetli TÜRKEŞ BEY’in “ Angola’da dahi iki insan kavga etse , onun Türk Dünyasına zararı vardır.” tezi bu açıdan pek mühim olsa gerek.

A.B.D ‘den gelen tutarsız açıklamalar ve Avrupa ülkelerinin bir kenarda olanları tartması bu “avdan üleş alamayacakları” anlamına geliyor. Umarım Katar da kendisine verilen bu gözdağından  ders çıkartır, Cumhurbaşkanı R.Tayyip ERDOĞAN’ın  işaret ettiği  tarih içerisinde bu tecrit sorunu çözülür.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar