Bugün Türk siyasi tarihinin önemli aktörlerinden
Alparslan Türkeş'in ölüm yıl dönümü 4 Nisan 1997 tarihinde yaşamını yitiren
bilge lider, siyasi hayatı, kişiliği ile önemli karakterler arasında yer
alıyor. Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı olan,
milliyetçi çevreler tarafından 'Başbuğ' ilan edilen ve bugün dahi 'Başbuğ
Alparslan Türkeş' olarak anılan Türkeş, 1997 yılında yaşamını yitirse de,
etkisi bugünlerde de devam etmekte, fikirleri hala çok sayıda insan tarafından
yaşatılmaktadır.
O’nun siyasi, ekonomik, sosyal alandaki sözleri Türk
Milleti’nin karakteri, birlik beraberlik duygusu, iç ve dış düşmanlara karşı uyarıları her
kesim tarafından özellikle ülkücü camianın içindeki ayrıştırmacı bir tavır
takınanlar tarafından dikkate alınmalı bu hareketin liderinin sözlerine tekrar
kulak vermelidirler. Bakın “Başbuğ” neler söylüyor.
Türk Töresi’nin bir şartı da yüksek vazife duygusudur.
Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda
her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden,
şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda
ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak,
sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır
saklamaktır. Sır saklamak...
Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür
yapabilmek için Türk Milleti’ni yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız
arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve
saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.
Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi
güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından
esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.
Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz.
Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Davamızın geleceği
birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.
Komünist sistemlerde halkın esaret altında oluşunun
sebebi bir mülk sahibi olamamasıdır. Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.
Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek,
disiplinsiz, metotsuz kimselerle davamız yürümez. Her şeyde örnek olmak
lâzımdır.
İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler.
Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya asla müsaade, müsamaha
etmezler.
Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir
birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.
Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de
başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın
taşıyıcısıdır.
Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir
fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez.
Bizim savunduğumuz Dokuz Işık'çı sistemin hedefi Türk
Milletinin her ferdini mülk sahibi yapmaktır.
İslâmiyet’i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir.
Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.
Fikir, iman, ülkü aşkı... İnsanları güçlü yapan
bunlardır.
Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.
Başbuğ Alparslan Türkeş i ölümünün 20.yılında rahmet ve minnetle anıyorum…
YORUMLAR