Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime
olan etkisi sanayi devrimi ile başlayan ham madde ve pazar arayışı karalardan
denizlere taşındı. Başka bir ifade ile karalardaki enerji ve güç dengesini
kaybetmek istemeyen güçler etraftaki deniz ve okyanusları da ellerinde tutmak
yakın gelecekte su altındaki enerji ve sevkiyatından hisse kaptırmamak siyaseti
üzerine yenidünya düzeni kurma peşindeler.
Dünya ticaretinin yaklaşık %90’ı denizyoluyla
gerçekleştirilmektedir. Denizyolu taşımacılığı ticari yüklerin nakledilmesinde
açık ara en maliyetsiz seçenektir. Deniz ulaştırma hatlarının, ticaret filolarının
ve limanların güvenliğinin sağlanamadığı bir ortamda dünya ekonomisinin “can
damarı” olan ticaretten bahsetmek mümkün değildir.
Akdeniz’e kıyısı olan devletler; Arnavutluk, Bosna
Hersek, Filistin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Hırvatistan, İsrail, İtalya,
Karadağ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Libya, Lübnan, Malta, Mısır, Slovenya,
Suriye, Tunus, Türkiye ve Yunanistan’dır. Kıbrıs’taki üslerinin egemen toprak
statüsünde olmasından ötürü Birleşik Krallık’ı da Doğu Akdeniz’e kıyısı olan
devletlerarasında saymak gerekir.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü enerji arama
faaliyetlerine ABD başta olmak AB birliği ülkelerinin karşı çıkma nedenleri
basit bir indirgenmişlik değil elbette. Buradaki enerjinin varlığı biliniyor
İsrail ve Mısır küçük çaplı da olsa doğalgaz çıkarmaya başladı. Uyuyan enerji
potansiyelinin Türkiye tarafından uyandırılması ABD ve Avrupa açısından kabul
edilemeyecek sonuçları otaya çıkacak. Bu durum;
*Kıbrıs üzerindeki Yunan ve İngiliz meşruiyetini
*Ortadoğu’da ABD ve müttefiklerinin planlarını
*İran üzerindeki ABD ve AB baskısını
* Kuzey Afrika üzerindeki siyasi nüfuzu
*İsrail’in bölgedeki geleceğini
*Filistin’in itibarını
*Cebel-i Tarık, Süveyş, Hürmüz, İstanbul ve Çanakkale
boğazlarının yakın gelecekti önemini
*Rusya’nın sıcak deniz heveslerini ve Türkiye’nin yakın
gelecekteki akıbeti için Akdeniz sondaj çalışmaları bir milat olacaktır.
Türkiye’nin denizyoluyla petrol ithalatının büyük bölümü,
LNG ithalatının ise tamamı Doğu Akdeniz üzerinden gerçekleşmektedir. Dolayısıyla
bölge Türkiye’nin enerji nakil pratiğinde hayati önem taşımaktadır. Enerji
nakil pratiğiyle bağlantılı olarak düşünülmesi gerek bir diğer husus ise
konunun uluslararası boyutudur. İskenderun Körfezi’nde yer alan deniz
terminallerinde yükleme yapan petrol tankerleri uluslararası piyasalara yük
taşımaktadır. Kıyıdaki terminal tesislerinin ve yaklaşma sularının güvenliği
Türkiye’nin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesinin bölgenin
bir enerji üssü haline gelebilmesinin gerek şartı olduğu unutulmamalıdır.
Yapılan araştırmalar Doğu Akdeniz’de zengin petrol ve
doğalgaz yatakları olduğuna işaret etmektedir. Nitekim İsrail örneğinde olduğu
gibi bazı ülkeler bölgedeki açık deniz doğalgaz sahalarında üretime
başlamıştır. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki muhtemel deniz yetki alanlarında petrol
ve doğalgaz arama çalışmalarını sürdürmektedir. Çalışmalarda müspet netice elde
edilmesi halinde Türkiye açısından bölgenin enerji nakiline ek olarak enerji
üretim açısından da öne çıkacağını
söylemek yanlış olmayacaktır.
YORUMLAR