Devletin mi bir eğitim politikası olmalı yoksa
iktidarların mı? Her gelen iktidar eğitim sistemini kendi bakış açısına göre
değiştirirse sonuçlar nasıl olur? Her halde karmakarışık bir durum ortaya çıkar!
Bugün gelinen noktada eğitim sistemimizin yolunda gittiğini söylemek çok
gerçekçi olmayacaktır diye düşünüyorum.
Her şehre bir üniversite açtık. İçerisinde öğrencisi yeterli
olmayan, akademisyen bulmakta zorluk yaşadığımız bu kampüsleri açmadan önce
yüksek öğretimin kalitesini yükseltecek adımlar atıp, nitelikli, donanımlı
bireyler yetiştirmeliydik. KSÜ’nün ilçelerdeki bazı kampüslerinde kayıtlı 1
öğrencinin olduğu bölümler var. Adı olup öğrencisi olmayan 2.üniversitemiz var.
Adalet, sağlık ve eğitimin özel üniversitesi olmamalı.
Geçenlerde Kahramanmaraş Baro eski başkanlarından bir dostum:”hocam dilekçe
yazmasını bilmeyen özel üniversite mezunu avukat gençler var”dedi. Parasıyla
doktorluk, öğretmenlik ve hukuk adamlığı okunmaz. Bu mesleği icra edenler hakkı
ile idealleri için yaşamalıdırlar diye düşünüyorum. Ha özel üniversite okuyup
idealist olanlara sözüm yok. Olması gerekeni söylüyorum.
Maalesef “sınav” gerçeği olduğu sürece biz çocukları
koşturmaya devam ettireceğiz. Son 15-20 yıla bakalım siyasiler onlarca sınav
adı değiştirdi. Aslında sistemi hiç değiştirmediler; sistem hep “seçme merkezi “üzerine
kurulu kaldı. Eğitimin niteliğini arttırmak için donanımlı yeni dersliklere ve
öğretmenlere ihtiyaç var. Her öğrenciye dokunmalıyız. Öğretmeni ile hiç göz teması
dahi kuramadan günü bitiren öğrenciler var. Onların gözlerindeki parıltıyı
görüp, söyleyemediklerini duymalıyız.
1 milyonun üzerinde öğrenci LGS’ye giriyor. Vasatın çok
altında kalan öğrencileri ”sınav psikolojisine”sokmanın, ailelerine de aynı
sıkıntıyı yaşatmanın bir mantığı yok. Öğrencinin kapasitesi belli ama LGS’ye
girecek ya! ” özel ders, kurs ve diğer akademik etkinliklere” para harcayan
aile beklenti içerisine giriyor ve çocuk üzerinde müthiş bir baskı. Sonrası
hüsran, kırılan kalpler, yıkılan tahayüller. Çaresi okul ortalaması belli bir
puanın altında olanları bu sisteme dâhil etmemektir.
Kurs merkezleri olan arkadaşlarım darılmasınlar. Kurs
merkezleri acaba sağlıklı hizmet veriyor mu? Amacına uygun çalışıyorlar mı?
Onların günahı yok sistem onları buralara getirdi. Buralara harcanan paraların
hattı hesabı yok. Özel okula giden öğrenci aynı zamanda kurs merkezine gidip
özel ders alıyorsa bilgiye doyumsuzluktan değil amaçsız yönlendirme ve
çocuğumla utangaçlık duygusu yaşar mıyım? Kaygısındandır. Ya gücü yetmeyen
parası olmayanlar ne yapmalı? Aileler sınav sürecinde çocuğunu çok iyi tanımalı
ve onların öngörü kapasitesini kabul ederek makul adımlar atmalıdırlar.
Daha 2.sınıftaki öz bakım becerilerini henüz kazanmış
çocuklara bazı öğretmenler sınav uyguluyor. Bence vebal altına giriyorsunuz
arkadaşlar. Eee çocuk geri kalırmış! Önce onlara hayatı öğretmeye çalışarak
başlayalım! Onların mutlu olacağı şeyleri yapalım.
Daha önce görev
yaptığım bir kurumda o zamanki adı ile TEOG uygulanıyordu. Biz de okul yönetimi
olarak sınav komisyonunda görevli arkadaşlara yardımcı olmaya çalışıyorduk.
Sınavın başlamasına 5 dakika kala koşa koşa genç bir arkadaş geldi içeri girmek
istedi. Velileri binaya alamıyoruz dedim. Görevli kâğıdını gösterdi yine de
inanmadım peşinden sınav komisyon odasına kadar gittim. Buraya kadar normal ne
var bunda diyeceksiniz! Erkek olan bu öğretmen arkadaşın dar düşük bel
neredeyse dizlerine kadar gelen dar paça pantolonu, kirli sakalların ortasında
kalan top sakalları, pejmürde bağrı açık tişörtü ve ayağındaki ayakkabıları
görseydiniz inanın siz de aynı tepkiyi verirdiniz.
24 KASIM
ÖĞRETMENLER GÜNÜ…
Öğretmen size hayal etmeyi öğretendir, kendi kabuğunuzu
kırmanız için size yol gösterendir, farklı dünyaların varlığından haberdar
edendir. Size ilham verendir. Sevdiğiniz şeylerle uğraşmanın ve peşinden
gitmenin ne kadar güzel ve özel olduğunu gösterendir. Geleceğe umutla bakmanızı
sağlayan kişidir. İnanmasanız da tekrar tekrar dünyayı kurtaracak tek şeyin
sevgi olduğunu hatırlatandır.
Saygıyla…
YORUMLAR