Anadolu’nun fethi sonuçları itibariyle, Türk tarihinin en
önemli olaylarının başında gelir. Bu fetih ile Batı Türklüğü yeni ve ebedî bir
vatana kavuşmuş ve bu vatan toprakları üzerinde Anadolu Selçukluları, Osmanlı
Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Türkler Anadolu’ya
IV. yüzyıldan başlayarak fasılalarla XI. yüzyıla kadar sürecek akınlarda
bulunmuşlardı. Ancak, 1071 Malazgirt Savaşı’na kadar aralıklarla devam edecek
olan bu akınlar neticeleri itibariyle, fetih amacı ön plânda tutulmayan akın ve
keşif hareketleri olarak nitelenebilir. Büyük Selçuklu dönemindeki Oğuz-Türkmen
akınlarıyla birlikte Anadolu’nun Türkleşmesiyle neticelenecek fetihler
başlamıştır.
Anadolu’ya ilk
Türk akını Batı (Avrupa) Hunları döneminde gerçekleşmiştir. Roma
İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra, Bizans’ın hâkimiyetinde kalan
Anadolu’ya, Kafkasları aşarak ulaşan Kursık ve Basık adlı Hun başbuğları 398
yılında Erzurum, Malatya ve Çukurova hattını geçerek Kudüs’e kadar akınlarda
bulunup, aynı yoldan geri dönmüşlerdi. Hunlardan sonra, Sabar (Sabir, Sibir)
Türkleri hükümdarları Balak liderliğinde Doğu Anadolu’dan Ankara’ya kadar olan
toprakları vurarak pek çok ganimet elde etmişlerdir. Emeviler ve Abbasilerin
hizmetine giren ilk Müslüman Türk komutanların Bizans’la mücadelesi, Anadolu’ya
yapılan akınların diğer bir devresini oluşturur. Özellikle Abbasiler zamanında
Bizans üzerine yapılan gazalarda Türk komutanları önemli rol oynamışlardır.
Daha önce yapılan Anadolu seferleri yurt kurmak amacından
uzak, sadece askerî harekâtlar şeklinde gerçekleşmişti. Selçuklu devrinde
başlayan akınlar ise plânlı ve yurt kurmaya yönelikti. Bu sebeple Oğuz
(Türkmen)-Selçuklu akınları büyük bir öneme sahiptir. Henüz bir devlete sahip
olmayan Selçuklular, güçlü Karahanlı ve Gazneli devletlerinin şiddetli baskısı
ve takibi altında kalmışlardı. Bu zor şartlar sebebiyle Selçuklular yeni bir
yurt arama mecburiyeti duymuşlar ve bu maksatla batıya keşif birlikleri
göndermişlerdir. Böylece Anadolu’ya ilk Selçuklu akınları başlamış oluyordu.
Maveraünnehir’deki zor durumdan kurtulmak için Çağrı Bey komutasında Anadolu’ya
bir keşif harekâtı düzenlendi. Çağrı Bey Emrindeki üç bin atlı ile önce
Azerbaycan ve ardından Van, Kars yörelerine girdi daha sonra Nahcivan ve Gürcü
memleketleri üzerine yürüyen Çağrı Bey, karşılarında duracak bir kuvvet
olmadığını gördü. 1021’de geri döndü ve bu durumu Tuğrul Bey’e iletti.
Anadolu’nun yerleşmek için uygun olduğuna karar verdiler. 1048 Pasinler Savaşı
düzenli Selçuklu ordularının Anadolu’da kazandığı ilk büyük savaş olması
sebebiyle önemlidir.
Alp Arslan’ın Büyük Selçuklu tahtına geçmesiyle birlikte,
Anadolu’ya yapılan akınlar hız kazanmıştır. Nitekim Alp Arslan 1064 yılında
büyük bir orduyla Azerbaycan’a gelir. Gürcistan‘ı tamamen fetheder. Doğu
Anadolu sınırlarındaki Bizans idaresini kabul etmiş bazı Gürcü ve Ermeni
prensliklerini kendine bağlar. Devrin en güçlü surlarına sahip olduğu için
fethedilemez denilen Ani Şehrini ele geçirir. Türk akınları karşısında âciz
kalan Bizans, Anadolu’nun elden gitmekte olduğunu görüyordu. Bu kötü gidişe dur
demek için dul imparatoriçe, Kayserili bir general olan Romanos Diogenes ile
evlenmek zorunda kaldı.
İmparator Diogenes, Türklere son ve kesin bir darbe
vurmak istiyordu. Bu sebeple 200 bin kişilik büyük bir ordu hazırladı. Bu ordu
da Ermeni, Gürcü ve ücretli Frank, Norman, Rus kıt’alarının yanı sıra, Türk
soyundan Uz ve Peçenek kuvvetleri de bulunmaktaydı.
Alp Arslan ordusu
ile cuma namazını kıldıktan sonra askerini oldukça etkileyen, coşkulu bir
konuşma yaptı; şehit düşerse üstündeki beyaz elbisenin kefeni olduğunu, onunla
gömülmesini vasiyet etti. Sonra eski Türk geleneğine uyarak atının kuyruğunu
bağladı ve ordusunun başına geçti.
Malazgirt Zaferi sonuçları itibarıyla hem Türk tarihi, hem de dünya tarihi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır. Malazgirt Zaferi sonucunda Anadolu’nun kapıları kesin olarak Türklere açılmış oluyordu. Böylece Anadolu’nun, Türklerin ebedî vatanı olması için en büyük adım atılmıştır. Zaferden sonra Anadolu’da irili ufaklı birçok Türk devleti kurulmuş, Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanan Türkiye tarihi başlamıştır. Bu zaferle, Türklerin İslâm dünyasındaki prestiji ve liderliği daha da güçlenmiştir. Malazgirt Zaferi, Avrupa’da da derin izler bırakmıştır. Bizans’ın yenilmesi üzerine kendilerini de tehlikede gören Hıristiyan Avrupa, Türklere karşı haçlı ittifakları oluşturmuşlardır.
YORUMLAR