Otuz altıncı paralelin kuzeyinde neler oluyor?
Hacı Bilal Şen

Hacı Bilal Şen

Otuz altıncı paralelin kuzeyinde neler oluyor?

13 Ekim 2017 - 17:43

Kuzey Irak’ta 25 Eylül’de bir referandum yapılması planlanıyor. Bu referanduma bölgenin güçlü aktörleri Türkiye ve İran karşı çıkıyor. Irak’ın toprak bütünlüğü ve azınlık grupların bağımsızlık manevrası en çok ülkemizi, İran, Suriye hatta İspanya, Sırbistan gibi bazı Avrupa ülkelerini de etkileyebilir.1789 Fransız ihtilalinden sonra yaşanan süreç tarihin hafızasında yerini almış bulunuyor.

Referandum kartının Barzani ve Talabani’nin dikkatleri üzerine çekmek için oynadıkları bir blöf olarak görüyorum. Gerçekleşmesi uzak bir ihtimal olan bu blöf tutarsa bölgedeki zengin petrol rezervleri ve sevkiyatı tartışmalı bir hal alacağı gibi siyasi-sosyal bir takım sıkıntılara da gebe olacaktır. Süreç tersine işlerse hem Türkiye’nin hem de bölgenin iç ve dış aktörlerinin zor bir döneme gireceği kaçınılmaz gözüküyor.

Peki, IKBY blöf yapacak cesareti nereden alıyor dersiniz? Hiç kuşkusuz ABD ‘den cesaret alan referandum çığırtkanlığını bölgede destekleyen diğer unsur İsrail. Bu coğrafyanın karışması en çok İsrail’in işine gelir. 1950’lerden bu yana bölge ülkeleri ile olan husumeti ortada.

İşin gerçeği IKBY’nin özerklik talebi yeni değil. Bu talebi yaparken de IŞİD ile olan mücadelelerini kanıt olarak göstermeye çalışıyorlar.

Bağdat ile Kürtler arasındaki ilk özerklik anlaşması 1970’te yapılmıştı, ancak Irak yönetimi anlaşmanın şartlarını uygulamada aceleci davranmadı. Kürtler 1991’de ABD’den destek alarak Saddam Hüseyin’in ordularıyla şiddetli çatışmalar sonrasında kendi denetimlerinde bir alan elde etmiş oldular. Kürtler, 1991’den beri fiili olarak kullandıkları alana 2005’te Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) adı altında yasal bir statü kazandırdılar. Tüm bunlar olurken Türkiye dış politikayı iyi okuyamadı ve olayların dışında kaldı.

Ancak Kürtler, Bağdat ile sınırları netleştirmedi ve içinde devasa petrol kaynaklarına sahip olan Kerkük’ün de içinde bulunduğu bazı bölgelerin statüsü tartışılıyor. Kürt birlikleri Kerkük’e saldıran IŞİD’i püskürttü, Irak ordusu ile kaçtı. O zamandan beri bölge Kürtlerin kontrolünde kalmaya devam ediyor.

 IKBY referandum sonrası Kerkük’ü de topraklarına katmak istiyor. O vakit işin içine Türkiye de giriyor. Sayın Bahçeli’nin savaş nedeni saydığı bu durum Kerkük’ün tarihi statüsü ve bölgede yaşayan soydaşlarımız için manevi ve siyasi bir önem arz ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Kürtlerin Kerkük ile ilgili hak iddialarını sert bir dille eleştirdi ve kentteki Kürt bayrağının indirilmesini istedi. Erdoğan ,”Kerkük Kürtlerindir safsatasına Türkiye olarak biz oymuyoruz” dedi.

Otuz altıncı paralellerde yaşananlar, Kahramanmaraş’ta günlük siyasetten çok daha önemli şeyler. Tarihi az-çok bilen misak-ı milliyi de bilir. Milli-manevi gerçeklerimizi de göz ardı etmemek boynumuzun borcudur.

Tüm Türk-İslam aleminin kurban bayramını kutlarım.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar