Kuzey Irak’ta 25 Eylül’de bir referandum yapılması
planlanıyor. Bu referanduma bölgenin güçlü aktörleri Türkiye ve İran karşı
çıkıyor. Irak’ın toprak bütünlüğü ve azınlık grupların bağımsızlık manevrası en
çok ülkemizi, İran, Suriye hatta İspanya, Sırbistan gibi bazı Avrupa ülkelerini
de etkileyebilir.1789 Fransız ihtilalinden sonra yaşanan süreç tarihin
hafızasında yerini almış bulunuyor.
Referandum kartının Barzani ve Talabani’nin dikkatleri
üzerine çekmek için oynadıkları bir blöf olarak görüyorum. Gerçekleşmesi uzak
bir ihtimal olan bu blöf tutarsa bölgedeki zengin petrol rezervleri ve
sevkiyatı tartışmalı bir hal alacağı gibi siyasi-sosyal bir takım sıkıntılara
da gebe olacaktır. Süreç tersine işlerse hem Türkiye’nin hem de bölgenin iç ve
dış aktörlerinin zor bir döneme gireceği kaçınılmaz gözüküyor.
Peki, IKBY blöf yapacak cesareti nereden alıyor dersiniz?
Hiç kuşkusuz ABD ‘den cesaret alan referandum çığırtkanlığını bölgede
destekleyen diğer unsur İsrail. Bu coğrafyanın karışması en çok İsrail’in işine
gelir. 1950’lerden bu yana bölge ülkeleri ile olan husumeti ortada.
İşin gerçeği IKBY’nin özerklik talebi yeni değil. Bu
talebi yaparken de IŞİD ile olan mücadelelerini kanıt olarak göstermeye
çalışıyorlar.
Bağdat ile Kürtler arasındaki ilk özerklik anlaşması
1970’te yapılmıştı, ancak Irak yönetimi anlaşmanın şartlarını uygulamada
aceleci davranmadı. Kürtler 1991’de ABD’den destek alarak Saddam Hüseyin’in
ordularıyla şiddetli çatışmalar sonrasında kendi denetimlerinde bir alan elde
etmiş oldular. Kürtler, 1991’den beri fiili olarak kullandıkları alana 2005’te
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) adı altında yasal bir statü kazandırdılar.
Tüm bunlar olurken Türkiye dış politikayı iyi okuyamadı ve olayların dışında
kaldı.
Ancak Kürtler, Bağdat ile sınırları netleştirmedi ve
içinde devasa petrol kaynaklarına sahip olan Kerkük’ün de içinde bulunduğu bazı
bölgelerin statüsü tartışılıyor. Kürt birlikleri Kerkük’e saldıran IŞİD’i
püskürttü, Irak ordusu ile kaçtı. O zamandan beri bölge Kürtlerin kontrolünde
kalmaya devam ediyor.
IKBY referandum
sonrası Kerkük’ü de topraklarına katmak istiyor. O vakit işin içine Türkiye de
giriyor. Sayın Bahçeli’nin savaş nedeni saydığı bu durum Kerkük’ün tarihi
statüsü ve bölgede yaşayan soydaşlarımız için manevi ve siyasi bir önem arz
ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan Kürtlerin Kerkük ile ilgili hak iddialarını sert bir dille eleştirdi ve
kentteki Kürt bayrağının indirilmesini istedi. Erdoğan ,”Kerkük Kürtlerindir
safsatasına Türkiye olarak biz oymuyoruz” dedi.
Otuz altıncı paralellerde yaşananlar, Kahramanmaraş’ta
günlük siyasetten çok daha önemli şeyler. Tarihi az-çok bilen misak-ı milliyi
de bilir. Milli-manevi gerçeklerimizi de göz ardı etmemek boynumuzun borcudur.
Tüm Türk-İslam aleminin kurban bayramını kutlarım.
YORUMLAR