Üniversite bitirme tezi çalışmam doğduğum yer Şekeroba
idi. Beni böyle bir çalışma yapmaya yönlendiren değerli hocam Prof. Dr. İlyas
Gökhan hocama minnettarım. 2003 yılında yapmış olduğum araştırmalarda bazı
belgeler doğrultusunda Şekeroba ile ilgili önemli bulgulara ulaştım.2005
yılında benim bu çalışmam iznim olmadan ve kaynak gösterilmeden tamamı bir
kitapçık şeklinde yayınlandı. Şekeroba mahallemizle ilgili yeni bulgular
doğrultusunda inşallah ilerleyen zamanlarda bir kitap yayınlama çalışmam
olacak.
Bugünkü yazımda Şekeroba’nın adı ve tarihi üzerinde özetle durmak istiyorum. Tarihi, sosyo-kültürel, ekonomik ve coğrafi gelişimi ile ilgili geniş bilgileri inşallah yayınlayacağımız kitapta bulabilirsiniz. Bu çalışmada Şekerobalı hemşerilerimizden de destek bekliyorum.
Şekeroba adının nereden geldiği ile ilgili birtakım
rivayetler vardır. 1. Rivayete göre bu obaya şeker tadında kar yağdığı için bu
adla anılmış. 2. Rivayete göre bu bölgede bolca bulunan, halkın dişbudak adını
verdiği ağaçların kevi şeker gibi tatlı olduğundan diğer rivayete göre ise
yerleşik yaşama geçilen bölgede halk tarım ve ziraattan pek anlamıyordu.
Fırka-i İslahiye kanunundan sonra devlet halka çiftçiliği öğretmek amacıyla
Suriye Arap bölgesinden fellahları(Arapçada çiftçi anlamına gelir)getirmiş.
Fellahlar da bölgede şeker kamışı yetiştirdikleri için şeker kamışından dolayı
bu adla anılmıştır.
1526 ve 1563 tarihli Maraş tahrir defterindeki bilgilere
göre Şekeroba bölgesi Kemer Nahiyesi içine girmekteydi. Kemer ile Kubat Tepesi
arasındaki Darı Ovası ve Kubat Ovası’nın bulunduğu yer Gavurgölü’nün uzantısı
olarak su ile dolardı. Bu mıntıkalar arkeolojik kalıntılarla doludur. Şekeroba
mahallesinin bulunduğu bölgede 1526 tarihli Maraş tahrir defterine göre
Ortapınar, Sunkuros ve Yarıkca gibi Ağce Koyunlu ve Oruç Beylü Türkmenleri’nin
yaşadığı üç köy bulunmaktaydı.1563 tarihinde bölgede bulunan Türkmenler
yerleşik hayata geçmişlerdir.
Bir zamanlar Ortapınar,Sunkuros,Yarıkca,Karı Deresi ve
Çınarcık gibi isimlerle anılan ve Akçakoyunlu,Oruçbeylü,Orçanlu, Anamuslu gibi
Türkmen aşiretlerinin yaşadığı bölge 1860’ lardan itibaren Şekeroba adıyla
anılmaya başlamıştır. Şekeroba topraklarının olduğu bölgenin 1526 ve 1563
tarihli Osmanlı tahrir kayıtlarına göre Maraş’ın Kemer Nahiyesi’nin sınırları
içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. 1563 tarihinde var olan Karı Deresi adlı
köyün şimdiki Şekeroba’nın bulunduğu yerde kurulu olduğu ve adının şimdilerde”
Kar Deresi “olarak alınıldığı bilinmektedir.
23 ağustos 1860 tarihli başbakanlık Osmanlı arşivinde
bulunan bir belgede Şekeroba Köyü’nün ismi ilk defa karşımıza çıkmaktadır. Bu
belgeye göre Şekeroba’ya bağlı Sarılar’da öldürülen Şekeroba’dan İbiş Ağa’nın
katillerinin yaşlarının küçük olmasından mezkur suçu işleyemeyeceklerine dair
itirazları reddedilmiştir. 19.yy da Halep
Vilayeti’nin Maraş Sancağı’na bağlı bir nahiye olan Şekeroba’da 1905
tarihli Şer’iye Sicili kayıtlarında bulunan bir belgenin hülasasına göre ise;
Dal Ahmet’ in mülkü bulunan tarlanın içinde halkın su ihtiyacını karşılayan bir
pınar vardı. Bu pınarda su almaya gelen halk Kilaboğlu Dal Ahmet’ in siyecini
yıkmışlar, Dal Ahmet’ de halkı mahkemeye vermiş. Halk bu sudan 200 yıldan beri atalarımız
yararlanır demişlerdir. Mahkeme siyece
zarar vermeden suyun kullanımına izin vermiştir.
Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere Şekeroba’nın tarihi bir hayli eskiye dayanmaktadır. Burada kısaca bahsettiğim bilgileri çok yönlü olarak üzerinde çalıştığım kitapta bulabileceksiniz.
YORUMLAR