Yolunda gitmeyen, eksik, yanlış ve tartışılan bir TEOG
uygulamasına nihayet en tepeden bir itiraz geldi. Hem uygulamada hem de
pratikte zamanlaması ve gelecek vaat etmeyen yapısı ile ilgili siyasi ve
bürokratlardan hiç eleştiri almayan TEOG uygulaması Sayın cumhurbaşkanın altını
çizmesi ile tekrar eğitim gündemimize oturdu.
Bu yıl TEOG uygulaması devam eder. Ancak önümüzdeki
yıllarda farklı bir yapıya herkes hazır olsun. Ancak emir geldi diyerek acele
bir yapılanmaya girmek doğru olmaz. Mesajı alanlar şimdiden bir planlama
gayreti içine girmişlerdir. Umarım gelişen yaşam şartları ve çağa uygun akılcı,
öğrenciyi çıkış noktası kabul eden, günlük hayatta da kullanılabilir bir sistem
geliştirilir.
Hepimiz bir TEOG sınavı ve üniversite sınavı furyasına
kapılmış gidiyoruz. Her okul TEOG ve YGS-LYS sınavında kendisinin birinci
olduğunu söylüyor. Fakat ortada hepimizin kabullenemediği gerçekler var.
Bu ülkede sınav diye diye eğitim -öğretim sistemi
çökmektedir. Dünyanın en başarılı ülkeleri ilkokul dâhil 6.sınıfa kadar
çocuklarına neredeyse hiç sınav yapmamaktadırlar. Oysa bizim ülkemizde bir
ilkokul çocuğu yılda yaklaşık 34 tane sınava girmektedir.
Türkiye’de çocuklar Avrupa’daki diğer yaşıtlarına göre
yüzde seksen oranında daha az bedensel, sosyal ve kültürel aktivite
yapmaktadır.
Türk psikiyatri derneğinin 2015 yılında yayınladığı
rapora göre ülkemizde öğrencilerimizin yüzde on beşi ciddi psikolojik
rahatsızlık yaşamakta ve yüzde on beşi de psikolojik desteğe ihtiyaç
duymaktadır.
Ülkemiz derslerin dışında çocuklara okulu sevdirecek ilgi
ve meraklarını gerçekleştirecek bir imkân sunamadığı için OECD raporlarına göre
çocukların okulu en az sevdiği ve devamsızlığın en çok yapıldığı bir ülke
konumundadır.
Özellikle özel okullarda öğrencisi olan veliler
kurumların TEOG ve üniversiteye hazırlıktaki başarısını çok yakından takip
ediyor. Çünkü sistem bunu gerektiriyor. Oysa ortaokul son sınıfta bütün notları
5 olan ve hatta 17.000 tanesi TEOG sınavında tam yapan çocuklarımız PISA
sınavlarında Avrupa sonuncusu olmaktadır. Son yapılan PISA sınavlarında ileri
düzey fen bilgisi sorularını çözebilen bir tane bile ne fen ne de meslek lisesi
çocuğumuz çıkmamıştır. Ülkemizde üniversite sınavlarında matematik
ortalamalarımız 4.75’e inmiştir.
Günde 6 saat okulda kalan öğrenciler haftada 2’şer saat
spor, görsel sanatlar, müzik, drama vb dersler alıyor, kendileri için gereken
zamanı bulamadan kabiliyetleri sönüp gidiyor. Kayak tesislerimiz olduğu halde
kış olimpiyatlarında tek madalyamız yok. Rio Olimpiyatları’nda, 9 milyon
nüfuslu Azerbaycan 36 madalya alırken 82 milyon nüfuslu ülkemde yaşayan çocuğum
sadece 4 madalya alabiliyor. Son Londra Olimpiyatlarında ithal sporcularla
yarıştık. Milli futbol takımını kurmakta zorlanıyoruz. Kulüp takımlarında
istiklal marşını okuyacak sporcu kalmadı.
TEOG gibi sınav anlayışları devam ettiği sürece patent ve
fikir üretmede geri planda kalmaya devam edeceğiz. Çocukların yaratıcı düşünme
için zamanları da yok ona imkân sağlayan eğitim sistemi de yok. Bizden 10 kat
daha küçük Finlandiya’nın yirmide biri kadar patent ve fikir üretip, bunu ihraç
edemedik.
TEOG gibi daha 10-15 sınav adını yazabilirim. En doğru
çözümü bulabilmek adına 2017-2018 eğitim öğretim yılının tüm eğitim camiasına
hayırlı olmasını temenni ediyorum.
YORUMLAR