Tarih kitaplarında
yeteri kadar yer bulamayan, sadece il geneli sempozyumlarla, Şubat aylarında
anlatılan Maraş savunması hep öksüz kalmıştır. Oysa bu kahramanlık milli
mücadele ruhunu ve ümidini ortaya çıkarmıştır.
Güney cephesi kaybedilmiş olsaydı kuva-i milliye ruhu fikren ve fiilen
büyük bir yara almış alacaktı. Bu yazıda işgalin farklı yönlerini ele alacağız.
ÇIKAR ÇATIŞMALAR
‘NIN KİLİT ŞEHRİ MARAŞ
İtilaf devletleri daha 1. Dünya savaşı sonuçlanmadan
Osmanlı devletini aralarında paylaşmak için gizli anlaşmalar yaptılar. Bu
anlaşmalardan Sykes Picot anlaşmasında İngiltere, Suriye ile birlikte Maraş,
Urfa , Adana Antep ve Musul ‘u
Fransızlara vermeyi vaat etti. Kendisi de Filistin ve Mezopotamya’ya sahip
olacaktı. İngiltere’nin bu bölgeyi Fransızlara teklifinin amacı Rusya ile
arasında tampon bir bölge oluşturmak idi.Böylece Ruslar’ın güneye inmesine
engel olacağı gibi Hindistan yolunu da güven altına almış olacaktı. Fakat savaş
sonrası durum değişti Rusya savaştan çekildi. İngiltere Orta Doğuda daha rahat
hareket etmeye başlayınca gizli anlaşmalarla Fransa’ ya vaat ettiği başta Musul
olmak üzere Maraş, Antep, Urfa ve
Adana’yı işgal etti.Amacı Fransızlar’ a
vaat ettiği Musul bölgesini tekrar ele geçirmekti.
İngilizler Maraş a geldikten sonra burada barınmanın güç
olduğunu anladılar. Bunun üzerine Fransa ile pazarlığa oturdular. Musul’ a
karşılık Maraş, Antep ve Urfa’yı
Fransızlar’ a teklif etti.15 Eylül 1919 Fransa ile Suriye anlaşmasını
imzalayarak bölgeden çekildi. Maraş da İngiliz işgal dönemi 8 ay kadar sürdü ve
sakin geçti. Bunun sebeplerinden biri de Ermenilere fazla yüz verilmemiş
olmasıdır. Bir diğer neden ise İngiliz kuvvetleri Hintli Müslüman askerlerden
oluşuyordu. Hintli Müslüman askerler Türk ahalisi ile iyi ilişkiler içinde
olduklarından Ermenilerin herhangi bir olay çıkarmasına müsaade etmediler.
Fransızların Maraş’ ı işgalinin duyulması sonucu 80
merkezden protesto telgrafları itilaflara ulaştı. Fransız askeri gücü bölgede
kontrolü elinde tutmak için yeterli değildi. Bu amaçla Ermeniler’i gönüllü
asker kaydederek açıklarını kapatmaya çalıştılar.
BAYRAK OLAYI
Fransız üniforması altındaki Ermeniler işgalin üzerinden
iki gün sonra Türk kadınına saldırdılar. Sütçü İmam Türk kadınına uzanan eli
kırdı .Bu olay direnişin ilk işareti idi. Ermeniler bu defa Türk bayrağının
asılmasını önlemek için Fransızları tahrike başladılar. Fransız kumandanı bir
ermeni kızının istekleri doğrultusunda Türk bayrağının Maraş kalesine
asılmasını yasakladı. Bu halkın isyanına sebeb oldu. Arşiv belgelerinde Türk
bayrağı yerine Fransız bayrağı çekildiğine dair bir kayıt yoktur. Fransız
kaynakları da Türk bayrağını yasakladıklarını ancak kendi bayraklarını
asmadıklarını belirtmektedir. Bazı Ermeni ve Amerikan kaynakları ise kaleye
Fransız bayrağının çekildiğine dair bilgi verirler.Bayrak hadisesi Maraş
halkının Fransızlara meydan okuması niteliğindedir. Olay milli ruhun galeyana
gelmesi ile ortaya çıkmıştır. Türk milletini ayakta tutan ve binlerce yıldır
devletsiz bırakmayan milli şuur bir kere daha şahlanmıştır.
MARAŞ’IN İŞGALİNİN
EKONOMİK ETKİLERİ
Fransız işgali bölge halkının ekonomik gücünü etkileyecek
nitelikte idi. Çünkü Malatya , Adıyaman
, Darende , Gürün , Pınarbaşı ,Sarız ,Elbistan ve Pazarcık bölgeleri ekonomik
açıdan dünyaya açılma kapısı Fransız işgaliyle kapatılmış oluyordu. Bu sebeple
bölge ekonomik açıdan Fransızlara bağlı kalacak Türk hakimiyetinden çıkacaktı.
Zaten Fransızların bölgeyi işgal amaçları ekonomikti. Fransızlara göre Çukurova
“ alp dağlarına sahip Nil Deltası ”gibiydi. Çünkü Maraş stratejik konumu
açısından İç ve Doğu Anadolu’ya geçiş noktasında bulunuyordu.
FRANSIZLARIN
TAHRİKLERİ VE GERİ ÇEKİLİŞ
Kongreler sonucu Mustafa kemal liderliğindeki Anadolu’da
oluşmakta olan yeni idare Maraş halkına işgal karşısında takip edeceği strateji
hususunda yardımcı oldu. İşgal bölgelerinde dini ve yardım cemiyeti altında
Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurulmasını askere alma işlemlerinin büyük bir gizlilik
içinde yapılmasını bildirdi.
Fransızlar gerek Antep -Maraş yolu üzerindeki milli kuvvetleri etkisiz hale
getirmek ,gerekse bölgenin sosyolojik durumundan faydalanarak parçalamak,
hakimiyetini kurmak amacı ile Kürtçülük propagandasına başladı. Bu amaçla
Pazarcık aşiret reislerinden Tapo Ağa ile irtibat kurdularsa da sonuç elde
edemediler.
22 gün süren çarpışmalar sırasında içerden şehir halkının
dışarıdan da çevre köy ve kasaba halkının faaliyetleri karşısında Fransızlar
mahsur kaldı. Bunun sonucu olarak Fransız ve Ermenilerin mühimmat ve iaşe
darlığı baş gösterdi. Durum Fransızların geri çekilmeye mecbur etti. Fransızlar
Maraş’dan çekilmelerinden İngilizleri de sorumlu tuttular. Fransızlara göre
İngilizler şehirdeki Türkleri elinden silahlarını toplamamışlar kendileri
aleyhinde kışkırtmışlardı.
ERMENİLER’İN
İHANETİ VE DURUMLARI
Fransızlar çarpışmalar esnasında en tehlike işleri
Ermenilere yaptırdılar. Bu sebeple Ermenilerin kayıpları Fransızlardan daha çok oldu. Fransızlar
Maraş’tan çekilerken Ermenileri bile
haberdar etmediler. Hâlbuki Ermeniler Fransızlar şehre girerken coşku ile
karşılamışlardı. Doğuda devlet kurma hayallerini kaybeden Ermeniler Kilikya da
müstakil bir devlet kurma tahayyülüne kapıldılar. Fransız ve Ermeniler Maraş
dan bin bir güçlükle geri çekildiler. Bu geri çekilme işi bilhassa Ermeniler
için büyük facia oldu. İhanet ettikleri topraklarda kalamazlardı. Ermeniler
yolda soğuktan ve açlıktan telef oldular. Şekeroba bölgesine geldiklerinde
Fransız askerleri kardan yaptıkları ayak izlerinde dahi onları yürütmedi.
Belpınar dağına varana kadar 2000 kişi öldü.
İtilaf devletlerini İstanbul’un işgali gibi sonu
görünmeyen bir maceraya sevk eden olay 12 şubat 1920 de Maraş da Fransızlara
karşı kazanılan başarıdır. Çünkü Maraş’ da kazanılan bu başarı, itilaf
devletlerinin Anadolu’daki sonlarının başlangıcı oldu. Bunu fark eden
işgalciler son misillemeyi yani İstanbul’ un işgalini düşündüler.
İŞGAL SIRASINDA
MARAŞ HALKININ PSİKO-SOSYAL DURUMU
Maraş da elde edilen zaferde halkın kararlılıkla
direnmesi büyük rol oynadı. Halk şehri
terk etmedi. Teşkilatlandı ve işgale karşı koydu. Bu dönemde yurdun büyük bir
bölümü işgal altındaydı. Mesela İzmir’ in işgalinde düşman Polatlı’ ya kadar
gelmesine rağmen İzmir’ den Anadolu’nun içlerine kadar şehir savunması göremiyoruz. Yine batı
Anadolu da 150.000 kişinin göç ettiğini görüyoruz. Halbuki Maraş da göç görmek
mümkün değildir. Bırakın göç etmeyi kararlı ve vatan aşığı bu insanlar
Fransızları def etmeyi başarmışlardır. Halk gerektiğinde çarpışma esnasında
kendi oturduğu evini bile ateşe vermiştir. Maraş halkının Fransız işgaline
karşı bu direnişi sosyolojik ve psikolojik açıdan iyi incelenmesi gereken bir
konudur. Maraş zaferi ile Sivas, Malatya, Elbistan, Diyarbakır gibi merkezlerin
işgali önlenmiştir. Fransız misyonerin dediği gibi:”kendisinden bin defa daha
güçlü rakibinin kaçtığını gören horozun ötmeye hakkı vardır.”
Gençlerimize bu şuur ve inancın iyi anlatılması edilmesi gerekiyor. Sütçü İmam adını duyduğu
anda utanmayan, ötelemeyen bir nesil.
Geçmişine sahip çakan sorumlu bir nesil.Bu sorumluluğu verirken bizlere
büyük iş düşüyor. Sempozyum ve konferanslar ortaokul seviyesine kadar inmeli.
Çekilen sinema filmi ile yetinmeden, sadece törenlerde temsili tiyatro yerine,
belediye şehir tiyatrosunu oluşturmalı ,okul okul ,mahalle mahalle Maraş
savunması,kültürü, değerlerimiz ve modern dünyanın değerleri sahnelenmeli. Bu
toprakları bize bahşeden adını bildiğimiz ve hiç duymadığımız şehitlerimize,
hayatta olmayan gazilerimize rahmet diliyorum.
YORUMLAR