Dervişin sükûtundan anlamayan kelâmından hiç anlamaz ya boş
ver ama ben gagalayacağım! Gazetecilik yapacağım! Ben ki elinde kalem taramalı
rambo. Kalem, kağıt ve yazı artı 18’lik kombo.
Neyse yazının aralarında böyle methiyeler dizeceğim çünkü bu
yazıyı zevk için yazıyorum. Vaktim nakit, her dakikam değerli. Ben bulunduğum
yerin ve zamanın bekçisiyim ve benden razıdır başında beklediklerim. Baktım da
bana itham ediliyor her yazı kabusun olduğunu hissediyorum. Bak elimde yine
kalem kağıt.
Yine methiye zamanı! Kimse zarar görmedi şu bir karışcık
yüzümden/ Kısasa kısas hakkım oldu çok çekersin sözümden çok/ Çok şekersin
yalandan, çok betersin özünden/ Orijinalin benim!
İşte hani bir söz var ya “Ne günü aydınlatabilirsin nede
geceyi karartabilir, yalnız ama yalnız benden korkun derken el rahim. Firavunda
ondan korksun istemişti her beyin. Düşünme beni bu kadar tırnaklarını yedirdin
bitirdin”
Gerçekten zordur gazetecilik yapmak Türkiye’de! Sadece
dürüst gazeteci olmak ve sadece dürüst gazeteci kalmak. Dimdik kalabilmek
önemli ve siyasiler ve tüzel kişilerle sadece ‘GAZETECİ’ gibi kalmak, ilişkiye
girmek. Ve mesafeli, yeri geldiğinde halk tarafından aldığın güçle
eleştirebilmek. Eleştirmek dedimse, bunu halkın vermiş olduğu kararla, mesajla
eleştirebilmek. Muhalifler, siyasi partiler, dernekler ve daha niceleri beni
sevmeye mecbur değiller. Beni bilen bilir, kimseye de düşmanca davranmam!
Ben sadece gücünü halktan alan ve yalnız bir gazeteciyim. Bana
bu mesleği öğreten dürüst insanlar da bu mesleğin bu şekilde yapılmasını
öğretmişlerdi. Sağ olsunlar! Gazeteci kimsenin adamı olmazdı ve herkes bu
pencereden bakardı.
Gazeteci çatıdan bakan insandı. Her şeyi halkın gözünden
görmeye çalışan, ne bileyim at gözlüğü diyoruz ya işte onları takmayan,
maddiyatın ulaşamadığı yerlerde gezinen yalnız insan. Şimdi ise bakıyorum
Kahramanmaraş’ta bir takım insanlar bir yerlerin yandaşları!
Bazı rantları yemek için küçülen insanlar, dün kara deyip
şimdi ise ak diyebilecek kadar değişen insanlar gazeteciliği yapıyor. Bunları
görünce de düşünmeden edemiyorum, acaba bu hayatı ben gerektiğinden daha fazla
mı ciddiye alıyorum? Sonra ise küçücük bir tebessüm ile geçiştiriyorum!
Kalemim benim giyotinim! Buyur otur işte tam da sırası
şimdi. Ben artık kendimi buldum, sizler sapıtacaksınız! Vurduğu yerde zakkum
biten adamdan oku nükteyi ve işte o zaman yersin esaslı yıkıcı tekmeyi.
Bana göre birçoğunun yaşama sebebi dört harf: PARA! İşte
onların hali kapkaradır. Ben bu dünyaya hiçbir zaman rol yapmak için doğmadım.
Kendimi oynadığımda ise her zaman sahtelikle suçlandım! İlk başta başkasından
evvel kendimi ezer ağırlığım ve çakma Yılmaz Özdiller için yeterlidir benim
varlığım.
Son olarak da her zaman gücümü halkın vermiş olduğu
kararlardan alırım. Çünkü tek bir yol var!
YORUMLAR