Göz göre göre asit içiyoruz ve hatta çocuklarımıza da
içiriyoruz. Ne yazık ki bu acı gerçeğin farkında bile değiliz. Coca Cola ve
Pepsi’den hatta kola adı altında satın aldığımız sayısız markanın ürününden söz
ediyoruz. Gazlı içecek denilerek asit seviyesi gizlenen bu içecekler, öyle
yüksek oranlara sahip ki, insanın şaşırmaması elde değil. Yapılan ölçümlerde
görülmüş ki kolanın asit değeri yani Ph değeri 3,4. Bu demek oluyor ki, demirin
pasını bile sökebilir. Tehlikenin farkında mıyız peki? Tabi ki hayır, hala bir
yemeğe gittiğimizde hemen yanına kola söylüyoruz. Çocuklarımıza ödül hamburgeri
ısmarlıyor, yanına da dev boyutlarda kola alıyoruz. Aslında kendi ellerimizle
çocuklarımızı zehirliyoruz. Sonra biraz zaman geçiyor, çeşitli hastalıklar
ortaya çıkıyor ve biz bunun dolaylı olarak kolanın asidinden kaynaklandığını
düşünemiyoruz bile. Çünkü kola çok lezzetli, çünkü kola çok vazgeçilmez. Yoksa
bağımlı olabilir miyiz? Evet, ne yazık ki pek çoğumuz kola bağımlısıyız ve
bununla yüzleşecek cesaretimiz yok. Hani sigara içenler der ya, “Ben istesem
bırakırım ama istemiyorum.” Tıpkı onun gibi kola içenler de bağımlılıklarını
kabul etmezler, edemezler.
Küçücük çocuklarda diş çürüğü ile başlayıp, mide ülserine
kadar giden hastalık hikâyelerinde mutlaka kolanın yeri vardır. Hani diyoruz ki
bu küçük çocuklar nasıl diyabetik oluyor, nasıl obezite ile savaşmak zorunda
kalıyor? İşte bu yüzden… Böylesine şekerli, böylesine yüksek asitli içecekler
ile ucuz bile kurtulmuş sayabilirsiniz kendinizi. Ta ki kanser ile tanışana
kadar. Evet, kanserin de sebebi kola olabilir… Bu acı tablonun gerçekleri ile
yüzleşmek ise cesaret istiyor doğrusu.
Önemli bir sorun ise bu tehlikenin tıpkı sigarada olduğu
gibi topluma ifade edilmemesi. Sigaranın üzerinde nasıl “Sağlığa zararlıdır.”
yazıyorsa, aynı şekilde kolanın üzerinde de yazmalı. Çünkü en az sigara kadar
zararlı ve en az sigara kadar bağımlılık yapıcı bir şeyden söz ediyoruz. Bu
konuda halktan gelecek talepler ise kesinlikle bakanlığı harekete geçirecektir.
Biliyoruz ki, daha yaşanası bir dünya, daha sağlıklı, daha insancıl şartlar,
bizim ses çıkarmamız ile mümkün olacak. Önümüze konulanlara razı olmak demek,
bize sunulanları sorgulamamamız, yaşamımızı birilerinin insafına bırakmamız
demek. Peki, çocuklarımız bu kadar mı değersiz? Onları sağlığı, onların
geleceği, onlarından mutluluğu için bir şeyler yapıp, bir yerlerden harekete
geçmemiz ve bakanlığı bu konuda uyarmamız gerekiyor. Hiçbir şey yapamıyorsak da
bireysel olarak mümkün olduğunda hem kendimizi, hem de çocuklarımızı bu
ürünlerden uzak tutmalıyız.
Çocukların sosyal çevrelerinde böylesine yer etmiş bir
fast food kültürü varken, onları kola gibi asit içeceklerinden uzak tutmanın ne
kadar zor olduğunu biliyoruz. Eğer ki bakanlığın bu yönde bir çalışması olur ve
bu tür içecekler, biraz olsun çocukların gözü önünden uzaklaştırılırsa, durum
değişebilir. O zaman daha sağlıklı nesillere sahip olabilir, hayatlarımızı
kanser ve benzeri sayısız hastalığa teslim etmek zorunda kalmayız.
YORUMLAR