İlginç bir yer şu dünya, insanoğlunu bir türlü memnun
edemiyor ya da ilginç olan biz insanlarız, memnun olmayı bilmiyor, her zaman
elimizden kaybettiğimizin peşine düşüyoruz. Yazın keyfini çıkarmak yerine,
kışın özlemini çekeriz… Kışın güzelliklerini görmez, güneşi özledim deriz…
Yaşadığımız yerin kıymetini ise kaybettiğimizde anlarız. Dostumuzun kıymetini
anlamamız için ondan ayrı düşmemiz gerekir. Sadece müzik sustuğunda, yüksek
sesle eşlik etmek istediğimizi fark ederiz. Sağlığımızın kıymetini ise onu
kaybetme tehdidi ile karşı karşıya kaldığımızda anladık. Öyle bir dönemden
geçiyoruz ki, zengin fakir, genç yaşlı, kadın erkek, herkes risk altında.
Kimsenin ayrıcalığı yok, kimsenin bu tehditten kaçış şansı yok. Artık durup bir
düşünmek gerekmiyor mu?
Koronavirüs, hayatımızdan çok şey aldı götürdü. Artık
yavaş yavaş hepimiz, hayatımızın hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını
kabullenmeye başladık. Çünkü bu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor. Dünyanın yeni
bir dönemi başlıyor ve biz insanoğlu buna ayak uydurmak zorundayız. Artık
geçmişteki gibi rahat hareket edemeyecek gibi görünüyoruz. Daha fazla önlem
almalı, daha fazla sağlığa önem vermeliyiz… Ve öyle görünüyor ki, artık
insanoğlu birbirinden daha da uzaklaşacak. Alışveriş merkezi, restoranlar ve
benzeri pek çok mekan, artık farklı şekillerde hizmet sunacak, daha fazla
önlem, koruma ve izolasyon karşımıza çıkacak. Çünkü gün geçtikçe daha da iyi
anlıyoruz ki, Koronavirüs sadece bir başlangıç… Kaybettiğimiz sevdiklerimiz ise
yüreğimizde bir yara olarak kalacak. Yeni kayıplar yaşamamak için daha fazla
önlem alacak, hayatı yeni bir forma sokacağız.
Diğer taraftan bu korkunç ve tarihi olayın biz
insanoğluna kazandırdıkları da var ve üzerine düşününce her biri çok kıymetli.
Her şeyden önce değer bilmeyi öğretti bize bu süreç. Birbirimize ne kadar
ihtiyacımız olduğunu öğretti. İnsan insana muhtaç ve biz bir arada yaşamaktan
güç alıyoruz. Kendimizi eve kapattığımız süreçte düşünmek için bolca zamanımız
oldu. Sevdiklerimizi düşündük, kimleri gerçekten özlüyoruz ve kimler olmasa da
olur daha net gördük. Sağlığımızın ne kadar da önemli olduğunu fark ettik ve
belki de ilk defa bu gerçekle yüzleştik. Parklarda bahçelerde özgürce
dolaşmanın kıymetini anladık. Ülkemizin ne nadide sokak lezzetleri olduğunu,
her birini evde denemeye başladığımızda anladık. O meşhur kokoreççinize
gidemiyorsunuz artık ya da tadına doyamadığınız köfteleri olan restoran kapalı
ama kendinize güvenmeyi öğrendiniz. Birçoğumuz hayatında ilk kez ekmek yaptı.
Bazılarımız becerilerimizi daha da geliştirdik ve şahane Ramazan pidesi yaptık.
Yoğurt mayalamayı öğrendik, lahmacun yapmayı denedik, dondurma denemelerimiz
devam ediyor. Küçük balkonlarımızı, marul, domates, biber fideleri ile
doldurduk. Beyler saç kesimini eşlerine teslim etti, berbere gitmeden de
olabileceğini gördük. Spora başladık. Üstelik evde, kendi irademizle, düzenli
olarak spor yaptık. Kısacası kendimizi dinledik, kendimizi geliştirdik, kendi
kendimize yetebildiğimizi gördük. Hem dünya ile olan bağlantımızı çok özledik,
hem de bağımsız da olabildiğimizi gördük.
Önemli olan ise bu süreci maksimum fayda ile geride
bırakmak. Evet, çok kaybımız var ama bunun için artık yapabileceğimiz bir şey
yok. Ders alıp önümüze bakmaktan ve yeni kayıplar yaşamamak için daha fazla
çaba göstermekten başka hiçbir şey yapamayız. Hızla yeni bir düzen oluşturmalı
ve yeni yaşam standartlarını tespit edip benimsemeliyiz. Ancak bu şekilde
normalleşebilir, bu süreci geride bırakabiliriz.
Görüşmek Dileğiyle..
YORUMLAR