Marka, sözlük anlamı
olarak kısacası “bir ticaret malını tanıtmaya, benzerlerinden ayırmaya yarayan,
o malın simgesi olan, resim ya da harften oluşan özel im.”
Şimdi gelelim
markalaşmanın önemine…
Bilindiği üzere gelişmiş
veya gelişmekte olan ülke firmaları dünya piyasası üzerinde yer edinebilmek
için ve ticaret hacminin yükseklere çekebilmek için “markalaşma” sistemine
oldukça önem veriyor.
Bununla birlikte
markalaşma çatısı altında yüksek bütçeler ortaya çıkarken, bazı durumlarda
başarıya ulaşırken, bazı durumlarda ise başarı yakalanamıyor.
Pek çoğumuz markanın, sadece bir ürün logosundan ya da bir kutunun üzerindeki amblemden ibaret olmadığını bilir.
Markalaşmanın önemini
arttıran şeyler, sadece bir firmanın kendi ürününü tutundurma çabalarının bir
sonucu olarak görülmemelidir. Firmanın ya da sektörün dışında oluşan gelişmeler
de markalaşmaya teşvik etmek açısından önemlidir.
Bu tarz olaylar iç ve dış
pazarlarda rekabeti körükleyerek marka yaratan firmaların yarışta bir adım önde
başlamasını sağlayacaktır.
Tüm kurumsal stratejilerin
bir bütün olarak üretilen ürüne odaklanması sonucunda markalaşma kültürünü
oluşturmaktadır. Bu bakımdan markalaşma kültürü markalaşma stratejilerinin
toplamından ibarettir.
Marka oluşturmak uzun
soluklu ve büyük sabır gerektiren bir süreçtir. Kimisi bu uzun ve yorucu süreci
başarı ile sürdürürken, kimisi ise bu başarıyı yakalayamadan ortadan
kayboluyor.
Neyse, gelelim asıl
konumuza…
Kahramanmaraş’ta
markalaşma bilinci yok. Yukarıda da belirttiğim gibi markalaşma şirketler için
oldukça önemlidir. Bu markalaşma ise, şehirler için daha da önemli bir hal
almaya başladı.
Şehrin kendi markaları
bulunduğu yerin hem maddi hem de manevi olarak büyümesini, gelişmesini sağlıyor.
Bunların en önemli markaları MADO ve Piserro olarak karşımıza çıkıyor.
Devasa markalara fason
üretim yapan firmalar var. Halbu ki bu firmalar kendi markalarını oluştursalar
tıpkı MADO, Piserro gibi adını dünyaya duyurabilirler.
MADO’yu herkes bilir… O markayı gördükleri anda akıllara anında Kahramanmaraş ve Maraş dondurması gelir.
İşte bu noktada
markalaşmanın önemini görebiliyorsunuz.
Bazı markalar şirket
merkezlerini İstanbul gibi metropol kentlere taşıyorlar. Oysa bir örnek vermek
gerekirse Piserro erkek giyimde bir Kahramanmaraş markası. Şirket merkezi de
Kahramanmaraş’ta.
Şirket merkezi Kahramanmaraş’ta olmuş İstanbul’da olmuş ne fark eder demeyin. Çünkü vergiler şirket merkezlerinde ödenir. Yani Piserro vergisini Kahramanmaraş’ta ödüyor. Tarz olsun, hava olsun diye şirket merkezlerini bulundukları yerde göstermeyenler memleketlerini sevmeyenlerdir.
Geçtiğimiz günlerde bir
vesile ile Piserro’nun CEO’su Uğur Kısakürek ile sohbet etme fırsatı buldum.
Anlattıklarını bir Kahramanmaraşlı olarak hayranlık ve gururla dinledim.
Dedi ki; “Rusya’da 4. Mağazamızı açıyoruz. Orada
Türk bayrağını dalgalandırmak öylesine bir gurur ki, bunu kelimelere anlatamam”
Ve ekledi; “Ürünlerimizin etiketini
bundan böyle Made In Kahramanmaraş yazdıracağım” işte bu söze şapka
çıkartılır.
Bu gibi durumlar
Kahramanmaraş’ın gelişimine, ekonomisine hatta turizmine çok büyük katkı
sağlayacaktır. Piserro’nun yıllar geçtikçe markalaşma adına attığı önemli
adımlar hem Kahramanmaraş’ın hem de markanın gelişimi açısından önemli olacaktır.
Piserro giyim markasının
Show TV’de yayınlanan Kuzey Yıldızı adılı dizinin bir bölümünde dizinin başrol
oyuncusu İsmail Demirci’yi giydirmesi ve adını en iyi şekilde duyurması bizleri
oldukça gururlandırdı.
Piserro’nun yakaladığı bu
özel başarı sürdürülebilir olsun. Markalaşma adına pek fazla başarısı olmayan
Kahramanmaraş markalarına da yol göstericisi olsun.
YORUMLAR