Türkiye’de milletvekili maaşları, her dönem olduğu gibi bu yılda gündemdeki yerini koruyor. Milletvekillerinin aldığı maaşlar, yan ödenekler ve emekli maaşları, asgari ücretle kıyaslandığında ciddi bir uçurumu ortaya koyuyor. Bu durum, toplumsal adalet ve eşitlik tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
2025 yılı itibarıyla bir milletvekilinin net maaşı, temel maaş ve yan ödeneklerle birlikte 196 bin 775 TL civarında. Bu rakam, asgari ücretin (Net asgari ücret 22.104 TL) yaklaşık 9 katı kadar. Milletvekilleri ayrıca yılda iki kez ikramiye alıyor ve konut, ulaşım, iletişim gibi kalemlerde de geniş imkanlara sahipler.
Emekli milletvekilleri, milletvekilliği yapmış olmanın getirdiği imkanla birlikte emekli maaşı almaya hak kazanıyor. 2025 yılı itibarıyla emekli bir milletvekilinin aldığı maaş, 123 bin 759 TL oldu. Ancak, emekli olup halen milletvekilliği görevini sürdüren Vekiller, hem emekli maaşını hem de aktif milletvekili maaşını birlikte alabiliyor. Bu durumda, bir milletvekili 320 bin 534 TL’ye yakın bir gelir elde ediyor. Bu rakam, asgari ücretle çalışan bir vatandaşın gelirinin 14 katından fazla.
Avrupa'nın bazı ülkelerinde milletvekili maaşlarının ülkelerdeki asgari ücrete oranlarına baktığımızda ise Yunanistan’da bir milletvekili maaşı asgari ücretin 5,9 katı, İngiltere’de 4,6 kat, Belçika’da 4,3 kat, Fransa’da 4,3 kat, Hollanda’da 4,1 kat, İsveç’de 3,6 kat, İspanya’da 2,6 kat Türkiye’de ise 14 katından fazla.
Asgari ücret, 2025 yılında net 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Ancak, artan enflasyon, yükselen kiralar ve temel ihtiyaçların pahalılığı karşısında bu rakam, birçok aile için yetersiz kalıyor. Özellikle Büyükşehirlerde yaşayanlar için asgari ücretle geçinmek neredeyse imkansız. Bu durumda, milletvekili maaşlarıyla asgari ücret arasındaki farkın giderek açılması, toplumsal adaletsizlik hissini daha da derinleştiriyor.
Milletvekillerinin sahip olduğu ayrıcalıklar sadece maaşlarla sınırlı değil. Milletvekilleri, görev süreleri boyunca ve emekli olduktan sonra bile trafik cezalarından muaf tutuluyor. Bu durum, Anayasa’nın 83. maddesi ve Milletvekilliği Yasası kapsamında düzenlenmişti.
Son olarak geçtiğimiz günlerde yeniden Meclise getirilerek TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunulan düzenleme de mevcut milletvekillerine tanınan bu hakkın eski vekilleri de kapsamasıyla trafikte 3 bin 600 imtiyazlı eski ve yeni vekil yaratılmış olacak. Şuan yürürlükte olan düzelmeye göre sadece aktif görev yapan milletvekillerinin araçlarına ceza kesilemiyor. Yeni düzenleme hayata geçerse artık eski vekiller de bu imtiyazdan yararlanabilecek. Milletvekilleri, trafik cezaları da dahil olmak üzere, görevleriyle ilgili herhangi bir suçtan yargılanmama ayrıcalığına sahiptir. Bu durum, vatandaşlar nezdinde büyük bir adaletsizlik olarak algılanıyor. Özellikle trafik kurallarının herkes için eşit şekilde uygulanması gerektiği düşünüldüğünde, milletvekillerinin bu ayrıcalığı, toplumsal tepkiyi daha da artırıyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, deprem bölgesi için son kez diyerek açıkladığı Mücbir Sebeple bölgedeki vergi ve sigorta primlerinin ertelendiğini duyurdu. Ancak, bu erteleme, depremzedelerin yaşadığı ekonomik yıkımı ortadan kaldırmadı sadece erteledi. Deprem bölgesinde yaşayan depremzedeler, evlerini, işyerlerini ve sevdiklerini kaybetti. Birçoğu, üç kuruşla ayakta kalma mücadelesi verirken, devletin vergi ve sigorta primlerini silmek yerine, bu yükümlülükleri ertelemekle yetinmesi, büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Deprem bölgesindeki vatandaşların en az 20 yıl boyunca bu felaketin etkilerini üzerlerinden atamayacağı aşikar. Bu süreçte, vergi ve sigorta primlerinin tamamen silinmesi, bu insanlara nefes aldıracak en önemli adımdır. Aksi takdirde, depremzedelerin ekonomik olarak toparlanması mümkün değildir. Bu durum, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda ahlaki bir meseledir. Depremzedelerin ahı, bu ülkenin vicdanını yaralayacak ve yönetenlerin yakasını bırakmayacaktır.
Peki Adil Bir Sistem Mümkün mü?
Bu sorunun çözümü, milletvekili maaşlarının asgari ücretle orantılı hale getirilmesiyle başlayabilir. Örneğin, milletvekili maaşlarının asgari ücretin belirli bir katı olarak belirlenmesi, hem adaletsizlik hissini azaltabilir hem de milletvekillerinin halkın yaşam koşullarını daha iyi anlamasına yardımcı olabilir. Ayrıca, emekli milletvekillerine yönelik ödeneklerin gözden geçirilmesi ve şeffaf bir sistemin oluşturulması, toplumsal güvenin tesis edilmesi açısından önemli bir adım olur.
Milletvekili maaşları, emekli maaşları ve trafik cezalarına ilişkin ayrıcalıklar, toplumsal adalet ve temsil kavramlarını derinden etkiliyor. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar ise, bu adaletsizliği daha da görünür kılıyor. Vatandaşlar, temsilcilerinin kendileriyle aynı koşullarda yaşadığını hissetmek ister. Bu nedenle, milletvekili maaşlarının adil bir şekilde düzenlenmesi, trafik cezaları gibi ayrıcalıkların kaldırılması ve depremzedelere yönelik kalıcı çözümler üretilmesi, hem toplumsal barışa hem de demokratik sistemin sağlıklı işleyişine katkı sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, gerçek temsil, ancak adalet ve eşitlik temelinde mümkündür. Depremzedelerin ahı, bu ülkenin vicdanını yaralayacak ve yönetenlerin yakasını bırakmayacaktır. Bu nedenle, adım atılması gereken yer, insanların acısını dindirecek ve onlara umut olacak adımların atıldığı yerdir.
YORUMLAR